31.01.2013 - 18:51 | Son Güncellenme:
Röportaj: U. Kaan Altın Fatma Uyar
Efsane isimle, İstanbul konserinden günlük hayattaki Slash’e, gitar tutkusundan, rock ‘n’ roll’a kadar pek çok konuda sohbet ettik
Türkiye’ye yıllar önce Guns N’ Roses’la gelmiştiniz. Nasıl hatırlıyorsunuz o günleri?
O konseri çok iyi hatırlıyorum. Her şey büyüleyiciydi. Seyirci inanılmazdı. Konserden sonra İstanbul’u gezmek için birkaç günümüz kalmıştı. Bu sırada tabii ki alışveriş yaptık. Türkiye’yle ilgili bir sürü şey almıştım ve onları hâlâ saklıyorum. Müthiş bir deneyimdi.
Rock müzik 70’lerde patladı, 90’lara kadar altın çağını yaşadı, sonrasında grunge akımı, alternatif müzikler işin içine girdi. Klasik rock’tan söz etmek artık çok kolay değil. Müziğin geldiği bu noktayı nasıl buluyorsunuz?
Rock ‘n’ roll müziğini, yıllardır göremiyoruz. 80’lerde zirve noktasındaydı ama aynı yıllarda bir sürü kötü ve gülünç iş de gördük. 70’lerde de hem dikkat çeken hem kötü parçalar oldu. Ama 70’lerde ticari tutum içine giren, reklam işleriyle uğraşanlar, genellikle çok yetenekli, müzikal açıdan donanımlı insanlardı. 90’lara ve günümüze doğru geldikçe, işler değişti. Tabii ki iyi sanatçılar var ama çok iyi reklam ve ticaret görüyorken, yetenek görmek biraz daha zor. Ben sadece zevk aldığım işi yapıyorum. Önümüzdeki 10 yılda neler olacak göreceğiz, eminim bir sürü değişiklik olacak yine.
Tüm zamanların en büyük gitaristlerindensiniz. Sizin gitar çalmanızı ne tetikledi? Kendinize örnek aldığınız isimler var mıydı?
Zor bir soru. Çünkü 50 yıldır gitar çalıyorum ve hiçbir zaman gitarist olma gibi bir dileğim olmadı. Her zaman büyük bir müzik hayranı oldum. Ailem bu sektörünün içindeydi. Dolayısıyla stüdyolarda bolca vakit geçirebilme şansım oldu ve bir sürü sanatçı tanıdım. Sonradan çok yakın arkadaşım olacak, gitara gönül vermiş biriyle tanıştırıldım. Amaçsızca gitar çalmaya başladık. Ve bende gitar takıntı haline gelmeye başladı. Tüm olan buydu yani.
“Hayatımın çoğu stüdyoda geçiyor” Yaptıklarınız ortada ama biraz kendinizden bahsetmenizi istiyorum. Slash, Slash’i nasıl anlatır? Ne yer, ne içer? Nelerden hoşlanır, normal bir gününü nasıl geçirir?
İşte buna cevap vermek daha kolay. Genelde evde takılıyorum. Çok dışarı çıkan tiplerden değilim. Arabalara ilgi duyuyorum. Yeni araba almak gibi şeyler beni çok heyecanlandırıyor. Çocuklarla takılıyorum, ne isterlerse yapıyoruz. Öyle tutkuları olan ya da kesin hobileri olan biri değilim. Açıkcası yılın 365 gün 6
saati müzisyen yanım ağır basıyor. Evdeyken şarkılarım ve kayıtlarla ilgili kafa yoruyorum. “Değişik neler yapılabilir?” diye düşünüyorum. Evimde küçük bir stüdyom var ve demoları çalışıyorum orada. Hayatımın çoğu stüdyoda geçiyor.
Kariyerinizde 30 yılı doldurdunuz. Geldiğiniz noktadan memnun musunuz?
Gerçekten çok memnunum. Hatta son üç yıl oldukça tatmin ediciydi. O kadar güzel turnelere gittik ki, diğerlerini dört gözle bekliyorum.
Gelelim yeni projenize... Velvet Revolver’dan sonra Myles Kennedy ile çalışmaya başladınız. Nasıl bir birliktelik sizinkisi? Nasıl bir araya geldiniz?
Myles Kennedy’i solo albümümü yaparken tanıdım. Mükemmel bir sesi var. Hem de çok iyi bir adamdır. Hemen birbirimize alıştık. Sonra birkaç kayıt yaptık. Bugünkü Slash ve Myles Kennedy’nin başlangıcı böyle. 1.5 yıl birlikte yollardaydık turne için. Bir albüm yollarda doğdu. Şimdi diğer turneler için heyecanlanıyoruz. İkimizin mükemmel bir enerjisi var.
Bundan sonraki projeleriniz arasında neler var? Müzikte neyi hedefliyorsunuz?
Önümüzdeki yıl için korku filmi hazırlıyorum. Şu an için projelerim arasında sadece o var.
İstanbul’a tekrar gelmek sizi heyecanlandırıyor mu? Şehri gezme fırsatınız olacak mı?
Tabii ki çok heyecanlandırıyor. En son İstanbul’a geldiğimden beri çok zaman geçti. Konsere gittiğimiz şehirlerde ne kadar kalacağımızı önceden kestiremiyoruz. Bazen akşam çalıp ertesi gün yola çıkmak zorunda kalıyoruz. Umarım bu sefer böyle olmaz. Bakalım, göreceğiz.
YAŞAYAN EN BÜYÜK GiTARiSTLERDEN
Saul Hudson veya daha iyi bilinen adıyla Slash, 23 Temmuz 1965’te İngiltere’de dünyaya geldi. Müzisyenin annesi, 70’lerin glam rock yıldızı David Bowie’nin kostümlerini tasarlıyordu. Dolayısıyla Slash de böyle bir ortamda büyüdü. Genç yaşta gitar çalmaya başladı. Şöhretiyse, bugün hakkında pek de konuşmak istemediği Guns N’ Roses’la yakaladı. Başta Eric Clapton ve Jimi Hendrix olmak üzere pek çok blues gitaristinden etkilenen İngiliz müzisyeni, Gibson Les Paul gitarından ayrı düşünmek zor.
Slash, Myles Kennedy&The Conspirators’la cumartesi günü Küçükçiftlik Park’ta olacak. Malt da, ön grup olarak sahneye çıkacak. Kapı açılış saati, 18.00.