Son Güncellenme:
Çoğumuz yaşadığımız evlerimizi tasarımcı ve dekoratörlere emanet edebilecek kadar geniş maddi olanaklara sahip değiliz. Ancak bunun evinizin dekorasyonunun ayrıcalıklı ve seçkin olamayacağı anlamına geldiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz; evimizi dizayn ederken profesyonel yardım almadan da harika ve şık bir görünüm elde etmek mümkün. Yeni bir eve taşınırken, mobilyalarımızı ve dekorasyonumuzu yenilerken temel dekorasyon tekniklerini kullanarak çok daha elegan ve kişilikli yaşam alanları ortaya çıkarabiliriz. Üstelik bu temel dekorasyon prensipleri herkesin kendi evinde uygulayabileceği kadar da basit. İşte evinizi bir profesyonel gibi dizayn etmenizi sağlayacak teknik detay ve ipuçları…
Tek sayılı gruplar kuralı
(Gülnar Ocakdan Architecture / homify.com.tr)
Yaşam alanlarınızın dekorasyonunu oluştururken mükemmel bir düzen ve kendine has bir karakter arzu ediyorsanız, bu mükemmel düzeni uygulandığı her ortamda sıra dışı bir etki yaratan tek sayılı gruplar oluşturma tekniği ile yaratabilirsiniz. Bu teknik temelde oldukça basit: Mobilya ve aksesuarlarınızı seçerken üçlü ya da beşli gruplar oluşturmaya çalışın ve çeşitliliğe açık olun.
Farklı boyut, doku ve renklerdeki objeleri bir araya getirmek oldukça modern ve etkili bir yöntem. Unutmayın ki grup oluşturmanın mantığı aynı ya da benzer şeyleri yan yana dizmek değil, farklılıklarla bir bütün oluşturabilmekte yatıyor.
Yaşam alanının odak noktasını belirleyin
(Concept Eight Architects / homify.com.tr)
Bir odanın odak noktasını odanın sosyal ve işlevsel olarak merkezi olarak tanımlayabiliriz. Dekorasyonunu oluşturacağınız yaşam alanının odak noktası, temelde içeriye girdiğinizde ilk olarak gözünüze çarpacak olan yerdir. Bu merkez noktası hem işlevsel olarak, hem de dekoratif olarak tasarımın ana karakterini belirler ve etrafındaki mobilya ve aksesuarların bu odak noktasına göre şekillenmesi gerekir.
Eğer evinizin dekorasyonuna nereden başlayacağınız konusunda kafanızda soru işaretleri varsa, söz konusu odanın odak noktasını belirleyerek işe başlamak en akıllıca fikir olacaktır. Manzaralı ve geniş pencereleri olan bir salonun odak noktası pencereleridir ve dizaynı da manzaraya göre oluşturmanız gerekir. Eğer oturma odanızda bir şömine varsa ve dekorasyonda vurgulamak istediğiniz ana nokta da şömine ise o halde mobilya seçimini ve yerleşimi de şöminenin etrafından yayılacak şekilde dizayn etmelisiniz. Odanın odak noktasını bulduğunuzda dekorasyon renklerini de ona uygun seçmelisiniz.
Temel mesafe kuralları
(.Ness Reklam ve Fotoğrafçılık / homify.com.tr)
Mobilya ve aksesuarları tercih ederken ve dizayn ederken genellikle ne nereye sığıyorsa buna göre davranıyoruz. Oysa evinizin çok daha şık ve seçkin görünmesini saplayacak temel dekorasyon ölçüm kurallarına göre hareket edersek çok daha farklı ve karakteristik bir estetik elde edebiliriz.
Sehpa mesafesi: Dekorasyon uzmanlarına göre oturma odalarında kanepelerin ve koltukların yanında kullandığımız sehpalarla oturma elemanının arasında 40 santimetre kadar bir mesafe olmalı.
Duvar aksesuarları: Resim, fotoğraf, tablo gibi duvar aksesuarlarını asarken söz konusu aksesuarın göz hizasında olmasına, yani aşağı yukarı yerden bir buçuk metre yükseklikte olmasına özen gösterin. Eğer birden fazla tablo, resim ya da fotoğrafla duvar dekorasyonu oluşturmak istiyorsanız tüm duvar dizaynının merkez noktasını göz hizasında tutun. Eğer kanepenizin üzerine bir tablo asmak istiyorsanız bu tablonun genişliği kanepenin uzunluğunun en fazla 3'te 2'si kadar olmalı. Ayrıca mobilya ile tablo arasında da 20 santimetrelik bir boşluk bırakmalısınız.
Televizyon mesafesi: Televizyonunuz ve kanepeniz arasında olması gereken mesafe elbette televizyonunuzun boyutuna göre değişir. Ancak bunun temel kuralı da şöyle: Televizyonunuzun köşegen olarak kaç santimetre olduğunu ölçün ve oturma alanı ile arasında bunun iki katı kadar bir boşluk bırakın.
Negatif alanın doğru kullanımı
(A1 Lofts and Extensions / homify.com.tr)
Negatif alan, temelde boş alanlara verilen tasarımsal isimdir ve negatif alanın doğru kullanımı ile boş alanları tasarımda kullanarak harika bir etki yaratabilirsiniz. Evinizin her köşesini dolu dolu kullanmak, boş yerlere de mobilya ya da aksesuarlar yerleştirmek cezbedici görünebilir ancak aslında bu çok da doğru bir dekorasyon tekniği değil. Evinizde kasıtlı olarak negatif alanlar oluşturarak kaliteli ve çekici bir dekorasyon yaratabilirsiniz. Üstelik negatif alanın doğru kullanımıyla hem sıkıcı ve boğucu bir dekorasyon ihtimalini ortadan kaldırmış oluyorsunuz, hem de çok daha zarif ve karakteristik bir görünüm elde ediyorsunuz. Evinizde negatif alan yaratmak aslında her köşeyi dekoratif elemanlarla süslemekten daha zordur. Ancak aslında basit bir mantığı var; üzerinde vazolar ve biblolar olan bir masayı ele alalım; eğer bu vazolar ve biblolar ortadan kalktığında hâlâ son derece şık ve estetik görünüyor mu? O halde masanın üzerindeki aksesuarları kaldırmak odayı ferahlatacak, minimal bir estetik yaratacak ve dağınık ve yorucu enerjiye son verecektir. Oturma odanızın kullanılmayan köşesinde işlevsiz bir mobilya mı var? Mobilyayı kaldırdığınızda ardındaki duvarın yalın enerjisinin çok daha iç açıcı ve pozitif olacağına emin olabilirsiniz.
Katmanlı bir ışıklandırma
(Arquitectura En Proceso / homify.com.tr)
Aydınlatma her ne kadar dekorasyonda pek ön plana çıkarılmasa da bir evi güzelleştiren veya çirkinleştiren en önemli tasarım unsurlarının başında geliyor. Aydınlatmanızı katmanlı bir şekilde tasarlar ve doğru bir şekilde uygularsanız evinizin dokusunun ve karakterinin çok daha profesyonel ve şık görüneceğine emin olabilirsiniz. Peki katmanlı ışıklandırma ne demek? Işıklandırma unsurlarını üç ayrı kategoriye ayırabiliriz: ortam aydınlatması, görev aydınlatması ve vurgu aydınlatması. Bir yaşam alanının mükemmel bir aydınlatma ve dekorasyona sahip olması için bu üç katmanın da bir arada bulunması gerekir. Ortam aydınlatması; odayı genel olarak aydınlatan, genellikle tavan avizeleri ile sağlanan aydınlatma türüdür. Dekorasyonlarda yapılan en büyük hatalardan biri de ortam aydınlatması elemanının yegane ışıklandırma unsuru olmasıdır. Oysa ortam aydınlatmasına eşlik edecek görev ve vurgu aydınlatmalarıyla hem çok daha fonksiyonel ve kullanışlı hem de çok daha estetik alanlar ortaya çıkıyor. Görev aydınlatması dediğimiz ışıklandırma kategorisi belirli bir amaç ve fonksiyon doğrultusunda spesifik bir görev üstlenen aydınlatmadır. Okuma, makyaj, yemek gibi faaliyetleri daha kolay yapmayı sağlar. Masa lambaları, küçük lambaderler, tuvalet aynası lambaları ve abajurlar bu gruba girer. Vurgu aydınlatmaları ise belirli objeleri, evin belirli bir yerini ya da mobilyaları vurgulayan dekoratif aydınlatmalardır. Spot ışıklar, duvar aplikleri, tabloların üzerine yerleştirilen elemanlar da bu gruba girer.