22.09.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
İlhan Durusoy ile yazdığımız binlerce Temel fıkrasının 1077 numaralısıyla açılıyorum: Bir toplulukta Cemal güzel bir fıkra anlatmış. Herkes gülmüş. Temel kaşları çatık duruyor. "Sen neden gülmüyorsun?" diye sormuşlar. "Ben oğa küsüm, eve cidince cüleceğum" demiş.
Küskünlüğün başka dillerdeki karşılıklarını aradım. Bulduklarım beni tatmin etmedi. Galiba onlarda küslük kavramı yok. Daha çok kızgınlık, kırgınlık, husumet var. Örneğin Shakespeare’in "Romeo ve Juliet"indeki iki sevgilinin aileleri Montague’ler ve Capulet’ler birbirine küs değil basbayağı hasım. Bizdeki küskünlük kavramında küsünce birbirleriyle konuşmamaya başlıyorlar ama alaka bitmiyor, hatta birbirlerini acayip takip etmeye başlıyorlar. Köylü diliyle ağzı küs ama sözde barışık oluyorlar. Laf göndermeler. Dedikodu gırla.
Gündemimiz küskünlük! Milletvekillerimize küskünler deyip çıktılar. Onlar küskün değil, basbayağı sukutu hayale uğramışlar. Turkish Daily News gazetesinde onlar için "disgruntled" deniyor. Bence doğrusu o. Gayrımemnun, hoşnutsuz, canı sıkkın demek. Peki, kime küskünler? Kendi akıbetlerine mi? Aday listeleri açıklanmadan konmuş bir addı onlara, küskünler. Kaderlerine küstüler deniyor. Kadere nasıl küsülür? Bilmediklerine, bilemeyeceklerine küsmek! Saçma... Küsünce konuşmayı keseceksin ama arkadan sıkı takiple oymaya devam edeceksin... Formül bu... Aklıma 459 numaralı Temel Küskünlük fıkramız geldi. Onunla bitirerek buyur ola küskünlük testusuna bu kez de...
Temel iki eli cebinde umumi helaya girer. İşemekte olan birinin yanına yanaşır ve emreder: "Çoz duğmeleri!" Adam, sakattır düşüncesiyle söyleneni yapar. "İşet oni!" O da olur. "Sok oni içeru. Duğmeleri ilikle. Sağol hemşerum" dedikten sonra ellerini ceplerinden çıkarır ve eyvallah işareti çakar. Adam Temel’in ellerinin sağlam olduğunu görünce felaket bozulur ve "Niye kendin yapmadın da bana işettin?" diye Temel’in yakasına sarılır. Temel’in yanıtı: "Piliy misun, tün gece mahçup ettu penu, küsüm oğa."
1 Küskünlük edebiyatımıza da girmiş. "Küskün Yolcunun Türküsü" adlı şiirinde küskünlüğü çocuk oyunu olarak gören şairimiz kim?
a. Abbas Yolcu
b. Hasan İzzettin Dinamo
c. Behçet Necatigil
d. Oktay Rifat
2 Türkçe Sözlük’te "küsmek" ve "darılmak" aynı anlamda. "Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış ya da söz nedeniyle gücenip görüşmez olmak, ilgiyi kesmek" deniyor. Ben küsmekle ilginin kesildiğine kani değilim, sadece konuşma kesiliyor. "Küsmek" başka anlamlara da sahip. Aşağıdakilerden hangisi küsmekmiş?
a. Gelişememek, büyüyememek.
b. Görevini yerine getirememek.
c. Herhangi bir nedenle istenilen niteliği yitirmek.
d. Hepsi
3 Küskün-dargın edebiyatına devam. "Dargın Mahkum" kimin eseri?
a. Aşık Hortumi’nin
b. Aşık Veysel’in
c. Aşık Mahsuni Şerif’in
d. Bütün mahkumların
" HSPACE=10 VSPACE=10 BORDER=0 ALIGN="RIGHT">