Pazar Bizim köyün efendileri

Bizim köyün efendileri

25.11.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dikkat!!! Testus bir sınav değil... "Çoktan seçmeli testölerle "gırgır" geçmeyi amaçlamakta... Testus’taki şıklardan biri mutlaka doğru yanıt ve doğru olanı bazen şıkların en komiği... Yanıtlar her Testus’un altında, göz ucunda... Ezcümle, en iyi sınav testustan beter...

Bizim köyün efendileri

Bizim köyün efendileri

Dikkat!!! Testus bir sınav değil... "Çoktan seçmeli testölerle "gırgır" geçmeyi amaçlamakta... Testus’taki şıklardan biri mutlaka doğru yanıt ve doğru olanı bazen şıkların en komiği... Yanıtlar her Testus’un altında, göz ucunda... Ezcümle, en iyi sınav testustan beter...

Bizim köyün efendileri
Testus Haticeyus / AHMET TURHAN ALTINER

17 Kasım 2001’de ne oldu? Siyaset meydanı köy meydanı gibi yine toz duman. Ne olduysa bir bakıma sıradan bir vaka sayılabilir. Koalisyona girip bir türlü terlemeyi beceremeyen tembel partilerin borazanları, sıkıştıkça birbirlerini alışılagelmiş polemiklerle yine bombalamaya başladı zahir, dedim. Hele hedef, iktidarı tutku haline getirerek sevimliliğini yitirmiş Ecevit olursa, vur dinozora. Merakta bırakmayalım. Dünya Bankası’nın Türkiye temsilcisi Chibber, Ecevit’in büyük hayali Köy-Kent Projesi’ne destek vereceklerini ve projenin uygulamasını yaygınlaştıracaklarını açıkladı. Köyden başlayarak Köy-Kent Projesi’yle kalkınmak Ecevit’in 40 yıllık hayali. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu, İzmir’den zımbaladı. Başbakan Ecevit’in "Kalkınmayı köyden başlatacağız" şeklinde açıklamalarının "bayağı bir yalan" olduğunu ve "Bunu söyleyen bir başbakanın bırakın 21. yüzyılın başbakanı olmayı, 19. yüzyılı bile anlamamış olduğunu" söyledi. Ecevit ertesi gün Mumcu’yu ciddiye bile almadığını söyledi. Şimdi yine herkes devrede. Çoğuna göre, nüfusumuzun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor güya ama şehirlerin hali ortada, şehirlerin yarıdan fazlası köylü... Köylülük çağdışılık... Vesaire vesaire vesaire... Şehirlerimizi işgal ettiği söylenen köylülerin "akbil" taşıyıp belediye otobüsleriyle bir noktadan başka bir noktaya seyahat edebildiklerini, bunun değişim sürecindeki anlamını düşünen nerede? Acaba köy, kasaba, kent, metropol, bölge, ülke olguları böyle sorumsuzca mı konuşulmalı? Yoksa bunlar sosyolojinin mantığıyla, araştırmalara dayanarak mı tartışılmalı? 1969’da sevgili Süheyl Kırçak, Gölge Altıner ve benim Eğitim Fakültesi’nde Prof. Dr. Cevat Geray’a sunduğumuz "Türkiye’nin Kırsal Yapısına Bir Sistem Yaklaşımı" araştırmamızı hazırlamaya çalışırken Mübeccel Kıray hocamızdan öğrendiğimiz kavramları tekrar tekrar nasıl tartıştığımızı hatırlıyorum. Kalkınma köyden mi başlar acep? Yoksa böyle söylemek çağdışılık mı? Siyasilerimizin birbirlerinin programlarına yaptıkları eleştirileri hizmet için değil, siyasi malzeme, polemik, mugalata, ne derseniz deyin iktidar hesapları için yaptıklarını... Bu arada temel kavramları ya cehaletten ya abesten nasıl harcadıklarını... Derken... 1964 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde mimarlık fakültesinde öğrenciyken hocam Prof. Dr. Mübeccel Kıray’dan almış olduğum kır sosyolojisi dersleri zihnimde canlandı.
Şimdi, köyle ilişkinizi saptayalım önce, bakalım "hangi köylü"sünüz? Bence mizah ciddi bir iş. Eğer mizahı eksik edersek herhangi bir konu ne köy olur ne kasaba. Yerköylü mü, yoksa Sarayköylü mü? Paşaköylü mü veya Mecidiyeköylü müsünüz? Karaköylü mü yoksa Kadıköylü mü? Yoksa Kemerköylü müsünüz? Bakalım siz Hadımköylü mü yoksa "hanım köylü" müsünüz? "Çoban Sülü" cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gibi Isparta’nın İslamköy’ünden misiniz? Yoksa ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın ailesi gibi Rize’nin Çayeli ilçesinin Kaptanpaşa bucağının Çataldere köyünden misiniz?
Klasik "kuşak" yaklaşık 20 yıl ise, Bülent Ecevit benden bir kuşak eski, bense Erkan Mumcu’dan bir kuşak yaşlıyım. "Dinozor Ecevit" ile köyün ne olduğunu çözemediğini anladığım "yuppi-vari" politikacı Erkan Mumcu arasında, iki cami arasında beynamaz gibi mi kalacağım? Hayır. Bu kavramların derhal doğru yerlerine konması gerek. Hemen her yıl en az bir kez ziyaretine gittiğim hocamı aradım. 40 yıllık öğrencisini sevgiyle yine kahve içmeye bekliyordu. Kır ve kent sosyolojisinin jeneratörü hocam sevgili Mübeccel Kıray her kez olduğu gibi bataryalarımı doldurdu. Buyur ola onun kahkahalarla araladığı köy nedir, köylülük nedir, köy-kent nedir kavramlarını evli evine köylü köyüne derli toplu yerleştirme testusuna bu kez de...

1- Bu şiiri hepimiz biliriz de köy nedir, köylü nedir bilir miyiz? Peki hiç olmazsa şairini bilir miyiz?
"Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür..."
a. Ahmet Muhip Dranas
b. Ahmet Kutsi Tecer
c. Ahmet Hamdi Tanpınar
d. Hiçbiri

2- 1948-1952 arasında İkinci Dünya Savaşı yorgunu ülkelere sağlanan ABD yardımına Marshall Planı denir. Bir görüşe göre bu plan, zayıf ülkeleri komünizm tehlikesinden korumak içindi. Toplam bütçesi 13 milyar dolar olan bu yardımdan en çok hangi ülke yararlandı?
a. Türkiye
b. Yunanistan
c. Almanya
d. ABD

3- Başbakan Adnan Menderes’in Marshall yardımını sanayileşmek için kullanmak projesi ABD tarafından reddedildi. Türkiye tarım ve turizm ülkesi olmalıydı. Marshall Planı deyince Türkiye’de akla hemen ne gelir?
a. Traktör
b. Demokrat Parti
c. Parti Ocakları
d. Hepsi

4- 1950’lerde köye daha gerçekçi bakışı simgeleyen romanlardan "Sarı Traktöröde traktörler öküz gibi tokuşturulur. Yazarı aşağıdakiler arasında kestirebilecek misiniz?
a. Mahmut Makal
b. Fakir Baykurt
c. Yaşar Kemal
d. Talip Apaydın

5- Aşağıdakilerden hangisi köylüyü tarif etmez?
a. Kendi kendine yeten
b. Kapalı yerleşmelerde oturan
c. Sapan ve öküz kullanan
d. Tarım Satış Kooperatifi’ne üye olan

6- "Çiftçi" köylüden farklı bir emekçidir. Aşağıdakilerden hangisi çiftçiyi tarif eder?
a. Nerede oturduğu önemli değil. Örneğin köyde değil köy-kentte oturur.
b. Modern usullerle çalışır.
c. Piyasaya ürün yetiştirir.
d. Hepsi

7- Gördüğünüz gibi çiftçi demek illa ki köylü demek değil. Aynı şekil tarım da köy demek değil. Örneğin aşağıdaki ülkelerden hangisinde insanlar şehirde oturup tarım alanına çalışmaya otobüsle giderler?
a. Türkiye
b. İngiltere
c. Moldavya
d. Hollanda

8- Bizde siyaset, hizmet yerine kör iktidar kavgası için halkı aldatarak yapılır. Oy kaygısıyla devletin tarıma sübvansiyonu çiftçiliğe en büyük darbeyi vurur. Nasıl olsa devlet garantisi var diye hesapsız, plansız yapılan üretim sonucu yerli ve uluslararası piyasada fındık, pamuk veya tütün gibi tarımsal piyasa ürünleri sık sık müşteri bulamaz duruma gelir. Bir kısır döngü... Netice?
a. Çocuklar bitlenir.
b. Fındıklar depoda kurtlanır.
c. Erkekler sabahtan geceye kahvede ziftlenir.
d. Hem erkeğe, hem bebeğe, hem fındığa, hem evin ihtiyaçlarına, hem bütün gündelik işlere koşulan zavallı kadın küflenir. Netice Hatice!

9- "Milletin efendisi köylü." Atatürk bunu fakir köylüleri yüreklendirip devlete güvenmelerini sağlamak için söylemiştir. Peki, köylünün efendisi kim?
a. Muhtar
b. İmam
c. Jandarma
d. Ağa

10- "Ben siyaseti, beni bir köyden alıp en yüce mevkilere getiren millete ve demokrasiye olan borcumu ödemek için yapıyorum. Ben siyaseti, ulusu içine düşürüldüğü felaketten kurtarmak, işsiz binlerce gence iş sağlamak, tepetaklak olan demokrasiyi yerine oturtmak için yapıyorum." Bu yaldızlı sözler hangi siyasinin?
a. Isparta milletvekili Erkan Mumcu
b. Isparta milletvekili Mustafa Köylü
c. Isparta milletvekili Mustafa Fikri Çobaner
d. Aydın milletvekili İsmet Sezgin

11- Köyden küçük, köye bağlı birkaç haneli dağınık yerleşmelere mezra dendiğini biliyoruz. Türkiye’de 43 bin mezra olduğu rivayet edilir. Güvensizlik, kan davası, genelde topraksızlık nedenleriyle köylerini terk eden ailelelerce oluşmuş mezraların bazıları zamanla çevresindeki diğer mezralara hizmet vermeye başladığında köye, hatta kasabaya dönüşebilir. Bazıları da mezara! Mezra tarihimiz köy -kent ilişkisinin nasıl dinamik bir süreç olduğunun kanıtıdır. Peki, şimdi soruya gelelim. Hangi şehrimiz Osmanlılar zamanında Mezra ismiyle bilinirdi? Mezradan dönüşmüş bu şehrimizi kestirebilecek misiniz?
a. Köyceğiz
b. Ankara
c. Hakkari
d. Elazığ

12- Türkiye’nin ilk köy-kent projesinin gerçekleştirildiği yer Van’ın Konalga (Martanis) köyü imiş. Başbakan Ecevit’in en büyük hayali olan "Köy-Kent Projesi" ne Ordu ilinin bir ilçesinin Çavdar köyünde 15 Haziran 2000’de yeniden başlandı. Hangi ilçe?
a. Muradiye
b. Islahiye
c. Refahiye
d. Mesudiye

Yanıtlar: 1) b, 2) d, 3) d, 4) d, 5) d, 6) d, 7) d, 8) a-b-c- d, 9) d, 10) d, 11) d, 12) d






PAZAR