Canlanma sırası şimdi Karaköy’de

Karaköy, geçtiğimiz haftalarda açılan Bej Kahve’den sonra İstanbulluların dikkatini tekrar üzerine çekti. Semtte hem tarihi eskilere dayanan yerler hem de yeni açılan yeme-içme mekanları var. İş merkezlerinin çoğunlukta olduğu Karaköy’ün en yoğun saatleri öğle vakti. Mekan sahiplerinin hemen hemen hepsi öğle vakti gelen müşteri ile akşam gelenler arasında fark olduğunu söylüyor. Hatta bazı yerlerde öğle ve akşam için farklı mönüler var.


Bej Kahve
Lal Dedeoğlu Bej’i Karaköy’e taşıdı
Lal Dedeoğlu’nun açtığı, Karaköy’ün en yeni mekanı olan Bej Kahve’de salatadan makarnaya, günün yemeğinden günün çorbasına pek çok çeşit var. Bej Kahve’nin arka tarafında Emine Tusavul’un Kâğıthane, Deniz Duru’nun 333 adlı markalarına ait aksesuar ve dekorasyon ürünleri satılıyor.

Banu Şahinoğlu (İşletmeci)
“Karaköy’ün çehresini değiştirmek için değil, Karaköy’de olmak için burayı seçtik. Daha önce Nişantaşı ve Tünel gibi yerlerde de mekanlar açtık ama bu kez daha sakin bir yer olsun istedik. Semt müşteri profilini çok etkiliyor. İstinye Park müşterisi o civarda oturan, alışverişe gelen, işi bittikten sonra oturup kahvesini içenlerden oluşuyordu. Biz orada Beymen’in altında bulunduğumuz için çoğunlukla Beymen müşterilerini ağırlıyorduk. Gün içine yayılan bir hareketlilik vardı. Buradaki işyerlerinden ötürü öğleleri 12.30-13.30 arasında oldukça yoğun oluyoruz. Öğle vakti gelen müşteri ile gece gelen müşteri birbirinden farklı.”,

Karaköyüm
Müşterilerin çoğu bankacılardan oluşuyorKaraköyüm Cafe Restoran’da ağırlıklı olarak Türk yemekleri sunuluyor. Klasik mantı, hünkar beğendi, yaprak sarma, ızgara köfte, levrek bohça bunlardan bazıları.

Sevinç Boliç (Ortak)
“Karaköy çok revaçta çünkü son dönemde Galataport ihalesi nedeniyle bir takım insanlar rant amaçlı buraya yerleşmeye başladılar. İkinci bir neden de insanların Taksim ve Beyoğlu’nun kalabalığından bunalması.
Müşteri kitlemiz çok değişti. Şu anki kitle çalışanlardan oluşuyor ve yüzde 60’ı bankacı ağırlıklı. Bankacı müşterilerimizin dışında gelenler daha gelip geçici.”

Grifin Balık
1923’ten beri Grifin Han’ın girişinde hizmet veren, İstanbul’un en eski balık lokantalarından Tarihi Karaköy Balıkçısı iki sene önce hanın en üst katına ikinci bir şube açtı. Giriş katındaki balıkçının sadece öğle servisi var.

Karaköy Lokantası
Eski İstanbul havasıyla tanınan Karaköy Lokantası’nın mezelerinin müdavimleri var.

Liman Lokantası
1953 yılından bu yana hizmet veren, özel günler için de tercih edilen ve 1997’de yenilenen Liman Lokantası’nı bu tarihten beri Çapa Grup
işletiyor. Lokantanın içinde aynı zamanda çarşamba, cuma ve cumartesi geceleri fasıl düzenleyen Liman Meyhanesi bulunuyor.

Uğurlugil Meze Evi
Uğurlugil Meze Evi’nde hem şarküteri alışverişi yapmak hem de soğuk meze, tost ve sandviç çeşitleri yemek mümkün.

Köfteci Sami Usta
Meşhur Köfteci Sami Usta’nın en çok tercih edilen ürünü katkı maddesi içermeyen ve makine kullanılmadan yapılan hakiki İnegöl Köftesi.

Hotel Hettie
Hotel Hettie’nin terasında Haliç ve Tarihi Yarımada manzarası eşliğinde akşam yemeği yemek mümkün.

Karaköy Güllüoğlu
Hiç şüphesiz, semtin en önemli markası
Karaköy Güllüoğlu 62 yıllık geçmişiyle semtin en eski yerlerinden biri. Sadeden fıstıklıya, cevizliden çikolatalıya, diyetten zeytinyağlıya birçok baklava çeşidi bulunan Karaköy Güllüoğlu’nda aynı zamanda börek de var.

Nadir Güllü (Sahibi)
“Çocukluğum Karaköy’de geçti. Zamanında ticaretin kalbinin attığı tek yerdi. Onun için babam da burada yer açmış. Yabancı kökenli bazı liseler Karaköy civarında. Gençliğin olduğu yerde ise yeme içme kültürü vardır. Bu okulların mezunları devamlı müşterilerimizden.
50-60 yaşına geldiler, hâlâ gelirler. Günde dört-beş bin kişi ağırlıyoruz. Hal böyle olunca etrafımızdakiler da bundan faydalanmak istediler. Yanımıza diğer yiyecek yerleri açıldı. Galataport’tan sonra Karaköy’ün popülaritesi daha da artacak. Kaliteli markalar bulundukları semte değer katar.”

Lokanta Maya
Öğle ve akşam mönüleri farklı
Lokanta Maya’nın sahibi Didem Şenol, aynı zamanda buranın aşçısı. 2001 yılında New York’taki French Culinary Institute’da aşçılık eğitimi alan Şenol’un bir de “Kızınız Defne’yi Oğlumuz İskorpite...” isimli bir yemek kitabı var. Öğle vakti narlı baklagil salatası, mücver, etli biber dolması, ızgara tavuk, akşam da levrek, ızgara bonfile ve kum midyeli linguine gibi yemekler servis ediliyor.

Didem Şenol (Sahibi)
“Öğle ve akşam mönüleri birbirinden çok farklı. Öğle mönüsü daha hızlı yenebilecek, bu civarda çalışanlara hitap eden, esnaf lokantasının hoşlaşmış hali gibi. Akşam mönüsü ise uzun uzun yenebilecek ufak mezelerden ve ana yemeklerden oluşuyor. Buradaki müşteri profili
çok çeşitli. Karaköy’de oturanlar, turistler ve bu civarda çalışanlar. Akşamsa farklı semtlerden insanlar geliyor.”

Namlı Gurme
Hafta sonu verdiği brunch’lar ile ünlü
Şarküteri dükkanının içinde farklı sandviç çeşitlerini, zeytinyağlı mezeleri, ızgara ve tatlıları açık büfe şeklinde sunan Namlı Gurme 2006’dan bu yana Karaköy’de hizmet veriyor.

Engin Mepa (Sahibi)
“Karaköy eskiden ticaretin kalbinin attığı en iyi yerlerden bir tanesiydi. Daha sonra çöküşe girdi. Biz de o sıralarda buraya geldik ve Namlı Gurme’yi açtık. İnsanlar ‘Buralarda iş yapılmaz. Hele hafta sonları in cin top oynuyor’ dedi. Risk almak istedik ve işe yaradı, işler iyi gitmeye başladı. Zamanla İstanbul’un farklı yerlerinden adımızı duyanlar gelmeye başladı. Müşterilere yetişemediğimiz için sahil tarafına da Nam Port’u açtık. Orada sadece kafe-restoran hizmeti var, şarküteri satışı yok.
Karaköy son zamanlarda yükselişte. Yeni dükkanlar, kafeler, restoranlar açılmaya başladı. Artık hepsi daha iyi iş yapıyorlar. Gelen insan profili de çok değişti.”

Çerkezköy
Artık Rıhtım Caddesi’nde
İki kardeşin 1956’da Çerkez ortakları ile beraber kurdukları firmayı, 1980’den sonra Mustafa Güngör devraldı. Eskiden sadece şarküteri hizmeti veren Çerkezköy, geçtiğimiz haftalarda Rıhtım Caddesi’ne taşındı. Artık cumartesi-pazar kahvaltı ve brunch servisi de sunuyor.

Mustafa Güngör (Ortak)
“Eski yerimiz küçüktü, dışarıya servis imkanımız yoktu. Karaköy çok değişti. Artık her zaman kalabalık olan Sultanahmet gibi bir yer olmaya başladı. İstanbul Modern’in burada açılması da etkiledi. Öğleleri daha çok çalışan kesim geliyor. Buradaki şirketlerin çok sayıda çalışanı var, onlar yemek için dışarı çıkıyor. Bir de büyük gemilerden gelenleri unutmamak gerek. Buranın en canlı zamanları hafta sonları.”