15.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yaşin "Lezzet Durakları"ndaki tüm mekanları değerlendirmiş. Mutfakları incelemiş, aşçılarla ve işletmecilerle sohbet etmiş. Yemek tarifleri almış. Yöre yemekleri üzerine konuşmuş. Yemeklerin yanı sıra servise, temizliğe ve tuvaletlere not vermiş: "Kitapta sunduğum mekanlara kefil oluyorum. İnsanlar gidecekleri yerlerde yemekten tuvalete neyle karşılacaklarını peşinen bilsinler istiyorum." Mehmet Yaşin CNN TÜRK'te yayımlanan programı "Yol Üstü Lezzet Durakları" için gezdiği kentlerdeki lezzet duraklarını bir kitapta topladı: "Lezzet Durakları". Ekin Yayın'dan çıkan kitapta Yaşin; Bursa'dan Antakya'ya, Edirne'den Kars'a, Antalya'dan Trabzon'a seyahat ediyor. Yaşin'in yolu kâh Adapazarı'ndaki bir kır lokantasına düşüyor kâh Erzurum'daki bir çayevine... Gezgin yediklerini yazılarıyla, fotoğraflarla öyle bir anlatıyor ki okuyanın ağzının sulanmaması mümkün değil. Kaçıranlardan gelen e-mail ve telefonlarla bu programın bir kalıcılığı olmasına karar verdik. Kitap fikri buradan çıktı. Bu kitaba şu ana kadarki programlarda yer alanların yanı sıra her baskıda onlarca yeni adres girecek. Benim program çekimi ya da gezi yazısı yazmak için gittiğim yerlerde keşfettiğim mekanları ekleyeceğiz. "Lezzet Durakları" kitabı, televizyon programınızı kaçıranlar için "hepsi bir arada" formatında mı hazırlandı? Kitapta sunduğum mekanlara kefil oluyorum. "Buralar size gönül rahatlığıyla önereceğim yerler" diyorum. İnsanlar gidecekleri yerlerde neyle karşılacaklarını peşinen bilsinler. Yemeği iyi ama tuvaleti pek temiz değil gibi... Ayrıca bu yıldızlarla mekanlar arasında bir yarış yaşansın istiyorum. Her baskıda kitaptaki adresler kontrol edilecek. Standartların altına düşenler maalesef kitaptan çıkarılacak. Yerlerini yenileri alacak. İkinci baskıda alışveriş ve pazar yerlerinden de bahsedeceğim. Gidilen yerlerden mutlaka alınması gerekenleri sayacağım. Kitabın ismi "Lezzet Durakları" da olsa sadece yemeklerle yetinmemişsiniz. Temizliğe ve tuvaletlere yıldızlarla not vermişsiniz. Okuyucuyu otopark, ulaşım ve konaklama konusunda bilgilendirmişsiniz. "Şikayet edilen mekanları cezalılar listeme alıyorum" Utanıyorum. Programlardan ötürü tanınıyorum. Bu tür restoranlara gittiğimde bana gösterilen itina diğer müşterilere gösterilmiyor olabilir. Lezzet olarak bir fark olmasa da servis ve güler yüz açısından eksiklik hissedebilirler. Şikayet geldiğinde hemen şikayet edenden özür diliyorum. Benim önerdiğim bir yerde rahatsız olmuş çünkü. Şikayeti hemen müesseseye iletiyorum ve "Beni rezil ettiniz" diyorum. Ayrıca bir arkadaşımı oraya kontrole yolluyorum. Eğer şikayet doğruysa mekanı cezalılar listesine alıyorum. Önerdiğiniz bir mekanla ilgili şikayet geldiğinde ne hissediyorsunuz? Çoğunluk öyle. Seçimi yaparken kendi bildiklerimi ve izleyiciden gelen önerileri değerlendiriyorum. Kuruluş tarihlerine bakıyorum. Eski bir kuruluş bunca yıl ayakta kaldıysa başarılıdır. Genelde gideceğim bölgenin en iyi üç mekanını seçiyorum. Doğan Haber Ajansı'ndaki arkadaşlardan bilgi alıyorum. O kentte tanıdıkları olanlara soruyorum. Kültür müdürlüklerine, belediyelere başvuruyorum. Kitaptaki 84 adresin çoğunun tarihi eskiye dayanıyor. Dededen kalma müesseseler... "Kırılmasınlar diye yalanlar söylüyorum" Yemek işi benim için tam bir işkenceye dönüşüyor. Her yemeği sonuna kadar bitirmiyorum. Birkaç kaşık alıp tadına bakıyorum. Ama bazen kendime hakim olamıyorum. Eskişehir'de önüme gelen çiğböreklerin hepsini bitirdim. Denizli'de yediğim kuzu kebabını olduğu gibi mideye indirdim. Mersin'de üst üste iki tantuni dürümü yedim. Bu lezzet gezileri bana kilo olarak geri dönüyor. Formülü buldum ama. İstanbul'daki günlerimi mümkün olduğunca bir Budist gibi aç geçiriyorum. Spor yapıyorum. Tüm bu lezzetleri tadarken bir yandan da "Yine ipin ucunu kaçırdım" diyor musunuz? Önünüze gelen her porsiyonu bitirir misiniz? Tadımlık mı yersiniz? Anadolu insanı çok kırılgan. Sunduğu yemeği bitirmezseniz üzülüyor. Beğenmediğim hissi yaratmamak için sağlık yalanları uyduruyorum. Tatlı geldiğinde "Benim şekerim yüksek. Bir çatal alırım yalnızca" diyorum. Sunulan yemeği bitirmediğinizde beğenmediğinizi düşünüp size kırılıyorlar mı? "İstanbul'un lezzet duraklarını düşündüğümde bunalıma giriyorum" Kastamonu Taşköprü'nün kuzu tandırı, Erzurum'un cağ kebabı, Trabzon'da 140 yıldan beri pişen Kalkanoğlu pilavı, Kars'ın kaz kebabı, gravyer peyniri, Pasinler'de yediğim odun ateşinde pişen döneri, Kastamonu'ndaki bandumayı, Dalyan'daki mavi yengeci... Artık durayım, yoksa hepsini sayacağım. Kitabı şöyle bir gözden geçirdiğinizde ağzınızı sulandıran lezzetler hangileri? Anadolu'yu bitireyim öyle. Önce Ankara ve İzmir'i aradan çıkaracağım. İstanbul'u hep erteliyorum. Çünkü işin içinden çıkamayacağım gibi geliyor. Finalde yer vermek istyorum bu şehre. Kendime "Böyle bir kitap yazsam nereleri eklerim?" diye sorduğumda bunalıma girip bırakıyorum. Sıra ne zaman "İstanbul'un Lezzet Durakları" kitabına gelecek? "Önümüzdeki sezon programda yenilikler olacak" Bunun kararını kanalın yöneticileri verecek ama aldığım bilgiye göre kanalın en çok izlenen programlarından bir tanesi. Yeni sezonda devam edersek format değişikliği yapacağım. Programda gösterdiğimiz kent görüntüleri yerine o bölgeye ait yiyeceklerle ilgili görüntülere yer vereceğiz. Mesela Afyon'da sucuğun yapılışını görüntüleyeceğiz. Cunda'nın pazarına gideceğiz. Konya'da Kadınlar Pazarı'na uğrayacağız. Hatay'da Uzun Çarşı'yı çekeceğiz. Yeni sezonda "Yol Boyunca Lezzet Durakları" programı devam edecek mi?