Sezen Aksu’nun İzmir’i

Denizli’de doğdu ama çocukluğu, gençliği İzmir’de geçti. iş hayatına, sahneye ilk adımı İzmir’de attı. İlk evliliğini İzmir’de yaptı.
İzmir’in kızıdır... İzmir’in Sezen’idir.
Ses yarışmasını kazanıp İstanbul’a taşınalı yıllar olmuştur ama kafasını dinlemek istediğinde hep kendi şehrine gelir. Kendi şehrinin kızları için “İzmir’in Kızları” şarkısını yazar.
Son dönemdeki siyasi / toplumsal olaylarda aldığı tavra kızıp adının yazılı olduğu sokak tabelasını indiren, konserlerini iptal ettiren İzmirlilere 1,5 yıl önceki konserinde şöyle diyordu:
“Evin kızı yine geldi. Ev sahibi benim... Bedenim bazı yerlerde görüldü ama ruhum hep burada. Hiç buradan ayrılmadım. Hazırlıklarımı yaptım, bir şeyler yaptım. Yavaş yavaş dönüyorum. Daha İzmir’e indiğim anda işte benim havam diyorum. Çok güzel bir memleketimiz var. Her gittiğim yerine aşık oluyorum. Allah’ım nasıl bir hazine nasip etmiş. İnsan illa ki kendi coğrafyasını istiyor. Gen istiyor, vücut istiyor. O kadar mutlu oluyorum şu an. Çünkü sizi mutlu ettiğimin an bir işe yaradığıma inanıyorum. Başka bir türlü tutunamıyoruz. Sizin gülmeniz benim için hayatın en kıymetli şeyidir. Buradan mutlu gittiğinizde şahaneyim. Biraz mutsuz gittiğiniz zaman ise üç gün yatakta yatıyorum. Gözümü suya, ağaca daldırıyorum. Benim için çok kıymetlisiniz.”

Karadut şerbetinden vazgeçmedi
Aksu her fırsatta hâlâ İzmir’e gelir. Kemeraltı’nın karadut şerbetini içer, börek yer, Cafe Plaza’da, İsmet Usta’da oturur, Dalyan’da denize girer.

Balkondan şarkı söylerdi

Yıldırım ailesi Köprü semtinde 145. Sokak’taki evi alır. Zamanın gençlerinin ve komşuların hatırladığı şey Sezen’in Kanarya Apartmanı’nda bulunan evlerinin balkonunda şarkılar söylediğidir. “İzmir’de Üç Çocuktuk” kitabında Hacer Kılcıoğlu o günleri şöyle anlatıyor: “Akşamlarda... Sezen yine şarkı söylüyor evinin balkonunda... (...) Herkes sokağa çıkıyor. Sokak insanla doluyor. Sokak şarkıyla doluyor.”

Pakize Suda ile bisiklete binerdi

Evinin hemen alt sokağındaki Behçet Uz Parkı’nda da yine şarkılar mırıldanarak en yakın arkadaşı Pakize Suda’yla bisiklete binerlerdi.

Halit Kıvanç sayesinde...
Sezen Aksu’nun ilk ciddi konser deneyimi de İzmir’de olur. Erkan Sevinç anlatıyor: “Kaybolan Yıllar ile patlar Sezen Aksu... Ve bizden yardım ister. O sıralarda İzmir’de büyük bir festival yapılmaktadır. Akdeniz Müzik Festivali. Ülkenin tüm ünlü sanatçıları sahne alacaktır. Organizasyonda rol alan ve gecenin sunuculuğunu üstlenen Halit Kıvanç abimize giderek rica ediyoruz, Sezen de çıksın diye... Sezen sahneye bir çıktı, pir çıktı.. Yıkıldı Alsancak Stadı.”

İlk sahne deneyimi
Çamlaraltı Koleji Genel müdürü Engin Dirikal: “Okulumuzun efsanevi edebiyat öğretmeni Rüştü Sardağ’ın Türk Sanat Müziği’nde bir üstat olduğu bilinir. Bir gün; ‘Size bir ses dinleteceğim, sesini ve tavrını çok beğeneceksiniz’ dedi. Ufacık tefecik bir kız çocuğu getirdi. Ardı ardına söylediği iki alaturka şarkıdan sonra, alkışlarla çınladı. Ardından güncel Ajda Pekkan şarkılarından talep geldi. Sardağ’ın itirazlarına rağmen, iki şarkı da Ajda Pekkan’dan söyledi.”

Troleybüste konser verirdi

“Dinlediğin Müziği Söyle” kitabında çocukluk arkadaşı Dr. Erkan Sevinç o yılları şu cümlelerle anlatıyor: “İzmir’de eskiden içinde biletçinin de olduğu ‘boynuzlu’ tabir edilen troleybüsler vardı. Sezen bizim semtten biner, Konak’a kadar şarkı söylerdi bağıra çağıra. İlk ticari deneyimini de bu konuda yaşamıştır.”