PazarSipariş üzerine erotik öykü yazdılar

Sipariş üzerine erotik öykü yazdılar

09.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sipariş üzerine erotik öykü yazdılar

Sipariş üzerine erotik öykü yazdılar



Sipariş üzerine erotik öykü yazdılar


Bu kitap, editörünün deyişiyle "duyularını ruhu ve bedeninin hizmetine sunmuş olan herkes" için hazırlandı. 12 yazarın sipariş üzerine yazdıkları erotik öyküler, Okuyan Us Yayınları tarafından yazar Halil Gökhan’ın editörlüğünde derlendi.
Önümüzdeki günlerde yayımlanacak "Cinsel Öyküler 2" adlı kitapta Küçük İskender, Elif Dağdeviren, Fransa’nın ünlü erotik yazarı Muriel Cerf, Hüseyin Peker, Mehmet Ünver, Türkay Demir, Leyla Ruhan Okyay, Gökçe Tuncer, Kadir Aydemir, Nalan Barbarosoğlu, Semra Topal ve Ümran Kartal’ın öyküleri yer alıyor.
Kitabın editörü Gökhan, "Kitap toplanmasın diye sansür uyguladınız mı?" sorumuza, "Asla" diye cevap veriyor. "Bunu, evvelce iki kitabı erotik olması yüzünden yargılanmış ve yasaklanmış bir editör olarak söylüyorum. Yazarlara hiçbir uyarıda bulunmadık. Hatta özellikle yazdıklarıyla bizi ‘uyarmalarını’ istedik. Şaka tabii."
Gökhan erotik ve pornografik öyküleri nasıl ayırdıklarını ise şöyle açıklıyor: "Pornografi ile erotik arasındaki fark şu: Pornografi doğrudan bedenle ilintilidir ve mahremiyet aşılmıştır orada. Erotik ise beden ve akıl arasında gider gelir. Uygulama ve yaratma imkanları sunar."

"Erotik Yaratım"
Fiziksel hazza ulaşmak için hareket etmeye gerek yok. Büyüleyici bir ses bana dokunmadan, oturduğum yerde kıpırdamama gerek bile kalmadan beni bir erkeğin ulaştırabileceği en büyük zevke ulaştırıyor. O güne kadar yaşamış olduğum en iyisi dahil bütün cinsel deneyimler gözümde anlamsızlaşıyor, silikleşiyor. O andaki duygum karşımda beni böylesine başka bir dünyaya uçuran adamla sevişmek değil, çünkü sanırım onunla sevişmek sadece bir ayrıntı olurdu. Benim istediğim bu duygunun ne pahasına olursa olsun devamını, en azından arada bir tekrarlanmasını sağlayabilmek. Bu adamın bütün CD’lerini toplamalıyım.
Arya bitiyor ben sıcacığım. Yok olduğum dünyaya yüzümde inanılmaz bir tebessümle geri dönüyorum. Sıcak, rahatlamış, keşfetmiş olarak. Etrafıma bakıyorum, birçok kadında, hatta adamda benzer bir ifadeyi yakalıyorum.

"Arap Yumurtalığında Ari Irkı Kıpraşmaları"
Mezbahaya girip, çengele takılı büyükbaşları yalıyorduk. Otobanlarda yol kenarında bekleyip, bizi kamyonlarına alan şoförlere hastalık bulaştırıyorduk. Büyük memeleriyle korkuları emziren iki lezbiyendik. Canlı yayında açıklayacaktık ihanet edenleri, kaypakları, kendini bir bok sananları... Biz mutlu bir çift lezbiyendik: Çünkü siyahi rüyalarımız vardı.

"Yaşlıların Odasında"
Ona cevap vermedim, üstüne atıldım ve ağzımızı birbirine dayayarak dillerimizi emdik, o sırada benim kola şişem o sabah yaşlıların yanında ürettiğimiz sıvımızın bulunduğu şişeye çarptı ve ikisi birden üstümüze başımıza döküldü. Birgül ağlayacak gibi oldu ve hırsından dudağımı ısırarak kanattı, çok şaşırdım ve ona bir buluşma sözü verdim.
(...) Tekrar kucaklaştık, vedalaşırken memelerimi sıktı, avuçlarını ancak dolduruyordu, bunun çok iyi bir ölçü olduğunu düşündüm.

"Dört Duvarda Dört Nala"
"Çıplak pozlar vermeni istiyorum bana" dediğinde aslında hemen o anda elbiselerinden arınabileceğini biliyor ama hop diye kendini, üzerine hiç ama hiç çıkmamacasına işlenmiş keskin, kalın, koyu, kapkara çizgilerden kurtulamamanın çelişkisinde buluyor.
(...) Bi klik yüzüm filmin üzerinde bi klik göğüslerim bi klik kalçalarım bi klik bacaklarım bi klik ayak parmaklarım bi klik seyredilmenin tedirgin hazzını yaşıyorum
(...) Ve kalkıp giyiniyorum. "İstersen şimdi git" diyorsun. "Sevgilin gelecek, değil mi?" diye soramıyorum.

"Kıskançlık"
Bana düşünme vakti bıraktığı tek zaman, onun için hissettiğim arzunun exaspre kanıtı olan ağzının küçük pembe-kırmızı yarığının ağzında olduğu zamandır, ki bu yarığı çok sevmiştim ve hep seviyorum, hatta bu aşkın dörtte üçünün kıskançlığın yoğun maddesinden yapılmış olduğu şu an bile, aşkın baş belası, rahatsız edici bir duygu olduğu noktada, hem de bana düşünme vakti bıraktığı o şahane emmelerinin her birinde, kendimi nefrete daha yakın hissederdim. Adı geçen eylemlerin her birinde, kirpiklerimin altından gizli gizli bakardım ona, ve...

"Nü"
"Çok beğendiği bir karıya benzetiyormuş beni" diye anlatıyordu Renan’ı.
"Hayvan gibi saldırmıyor üstüme. ‘Kalçası seninki gibi yusyuvarlak’ diyor."
"Kimin?"
"O karının."
"Memeleri?"
"Sarkıktır herhalde."
"Nereden biliyorsun?" dedi biri. Necla cevap vermedi.
"Senin de resmini yapar belki?" Gözleri parladı.
"Yapacağım diyor, zaten."

































KEŞFETYENİ
Survivor ekibi akın etti! Kimler yok ki... 'Havuç' dünyaevine girdi
Survivor ekibi akın etti! Kimler yok ki... 'Havuç' dünyaevine girdi

Cadde | 02.06.2025 - 09:00

Furkan Kızılay ile Tutku Yılmaz dünyaevine girdi. Çifti, Survivor ekibi de yalnız bırakmadı.

Yazarlar