PazarSting ve Madonna'yı Dolapdere çetesine kattılar

Sting ve Madonna'yı Dolapdere çetesine kattılar

07.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yabancı pop şarkılarını alaturka formda yorumlayan Dolapdere Big Gang grubu üyeleri: "Sadece eğlenceli değil, müzikalitesi de yüksek bir albüm yaptık. Doğu-Batı sentezine akıllı bir yaklaşım getiriyoruz"

Sting ve Madonnayı Dolapdere çetesine kattılar

17-26 yaş arasındaki, çoğu konservatuvarlı gençlerden oluşan bir grup Dolapdere Big Gang. Yaptıkları müzik Michael Jackson'dan Black Eyed Peas'e, Madonna'dan REM'e, yabancı toplulukların İngilizce şarkılarını tekrar yorumlamak, bu sefer bir Türk gibi, alaturka formda çalmak. Çekirdek kadro yedi kişi. Röportajımız sırasında Memduh Akatay eksikti. 17 yaşındaki klarnetçileri Aykut da röportajda sayılmazdı. Çünkü daha ilk soruda (o da ismini sorduğumda) "Çok gerildim, utandım, sıkıldım" dedi, köşeye çekildi. Yusuf da pek konuşmadı ama şen kahkahalarıyla renk kattı. Sting'in "Englishman in New York"una eklenen keman nağmeleri, darbukalı ritimler, Simply Red'in "Something Got Me Started"ına "Köylü Güzeli" ile giriş... Biraz bendir, biraz ney, bolca kanun, klarnet. Gökay Süngü: Bu şarkılar sonuçta bizim yaptığımız formun dışındaki her formda yapıldı. Ama biz tam anlamıyla cover yapmıyoruz. Sadece şarkıları yeniden yorumlamıyoruz, kendi müzikalitemizi de ortaya koyabiliyoruz. Konserlerimiz, albümümüz bir yandan eğlenceli ama bir yandan da birçok iyi müzisyen arkadaşımızın belirttiği gibi müzikalite açısından da iyi. Müzisyen arkadaşlarımız bize "Abi ya gerçekten süper bir albüm olmuş" diyor, biz de mutlu oluyoruz. Hepsinin olmasa da söylediğiniz çoğu şarkının daha önce de cover'ları yapılmıştı, değil mi? Gökay S.: Türkiye'de ve dünyada olmayan bir projeyi yaptığımız için bu tepkileri almayı açıkçası bekliyorduk. Düzenlemeleri yaparken düşündüklerimiz de gerçekleşti. Mesela "Serenade"i düzenlerken şöyle dedim: "İstiklal Caddesi'nde bu şarkıyı duyan kızlar oynasın." Şimdi şarkı İstiklal Caddesi'nde çalıyor, kızlar da duyunca oynuyor yani. Böyle beğenileceğinizi umuyor muydunuz? "Keman, darbuka var deyince Sulukule müziği sanıyorlar" Emir Yeşil: Böyle bir şey daha önce olmadığı için ne yaptığımızı insanlara anlatmak da çok zor oldu. Yabancı parçalara cover yapıyoruz desek değil. Yusuf Çalkan: Aslında o parçaları alıp yeniden besteliyoruz diyebiliriz. Emir Y.: Evet. Ama tarzı anlatamıyorduk. Keman var, darbuka var dediğimiz zaman, herkesin kafasında oluşan sound Sulukule müziği oluyordu. Gökay S.: O yanlış anlaşılma hep oldu. Alaturka sazlar, yani kanun, keman, klarnet, darbuka işin içine girdiği zaman Roman müziği yapılıyormuş gibi algılanıyor. Çünkü bu enstrümanları dünyada en iyi kullananlar Romanlar. Bir de ismimiz Dolapdere... İrfan Keçebaşoğlu: Zaten Roman müziği diye bir şey yok. Ülkemizde yaşayan Roman müzisyenler buranın müziğini yapıyorlar, alaturka müzik aletlerini kullanıyorlar. Aynı İspanya'da yaşayan Romanların flamenko yapması gibi. Emir Y.: Biz de yabancı şarkıları alaturka formatta çalıyoruz. "Düzenlemeleri de bu minvalde yaptık" diyorsunuz. Şaka bir yana, sizin yaptığınız iş için Roman müziğiyle yorumluyorlar diyenler çok. Öyle mi? Emir Y.: Ben gruba stüdyo aşamasından bir hafta önce dahil oldum. Yani özel bir çalışma yapacak vaktim olmadı. Mümkün olduğunca Batı tarzında okumaya gayret ettim ama yakıştığı yerlerde, ölçüde nağmeler de kullandım. Zaten İngilizce şarkıları Türkçelerden daha iyi söyleyebildiğime inanıyorum. Biz Emir'in vokaline de bayıldık. Vokaller için özel bir çalışma yaptınız mı? Telaffuz falan harika. "Babam her konserimize geliyor. Dedem bile en önde oluyor" Mustafa Olgan: Evet. Tabii kendi yaptığımız bir şarkıyla ama mutlaka İngilizce sözlerle. Herkese Doğu-Batı sentezinin nasıl yapılacağını göstermek istiyoruz. Doğu-Batı sentezini konu alırsak bizim albümün çok önemli bir yeri var. Eurovision'a katılmak istiyormuşsunuz. Gökay S.: Daha çok birbirini tekrar eden, aynı şeyi dinlermiş hissi yaratan şarkılar oluyor. Benzeri ritimleri alıp araya koyuyorlar. Türk müziği usul ve melodik anlamda Batı müziğinde olmadığı kadar zengin oysa. Biz parçaları neredeyse yeniden yaptık. Örneğin "La Isla Bonita"nın Türk müziğindeki makamsal karşılığı nihavend. Ve biz bu şarkının öncesinde nihavend beyliklerden birini çaldık. Biz Doğu-Batı sentezine kaliteli ve akıllı bir yaklaşım getirme adına doğru bir şey yapıyoruz. Bu dediğiniz sentezi yıllardır birçok pop şarkıcımız yurtdışına açılmak için yapmaya çalışıyor. Ama galiba çoğu araya iki darbuka, bir kanun atmakla işin hallolacağını sanıyor. Gökay S.: Önce şarkıyı duymamız lazım. Bu yılki Eurovision'da Kenan Doğulu'nun şansı ne sizce? Emir Y.: Benim babam neredeyse her konsere geliyor. Bursa, Eskişehir konserlerine bile gelmeyi düşünüyor. Dedem de geliyor. En önde. Gökay S.: Bayramda babamın mezarına gittik annemle. Dua ediyorduk. Bir baktım annem bizim albümü çıkardı, mezardaki babama gösteriyor, "Bak oğlunun albümü" diyor. Duayı falan şaşırdım. Aileleriniz gurur duyuyor mu sizinle? "Kızlar kendilerini yırtıyorlar" İrfan K.: Özellikle bazılarımız için arttı. Kızların ilgisi başladı mı? Vardı da arttı mı? İrfan K.: Emir şimdi şeker bir adam ya...Emir Y.: Ya Ekşi Sözlük'te benim için "Sevimli ötesi, bıcır bıcır bir yaratık" yazmışlar. İrfan K.: Gökay da iyi biridir ama yapı itibarıyla çapkın bir adamdır. Gökay ve Emir'e bakıyorsunuz. Mustafa O.: İsim isim bağırıyorlar. Bilgi Üniversitesi'nde Gökay, Aykut diye ismen bağırdılar. İrfan K.: Yırtıyorlar kendilerini. Konserlerinizde isimlerinizi haykıranlar falan oluyor mu? "Tereciye tere satmayalım. Kendi nağmelerimizle müzik yapalım" Gökay S.: "9/8'likle doldurmuşlar albümü" demişler, 9/8'lik şarkı yok. Her şey canlı çalındığı halde "Sampling var" diyenler çıkmış. Önce dinleseler... Siz okullu çocuklarsınız. Eleştirenler, yaptığınızı tasvip etmeyenler çıkıyor mu? Gökay S.: Öyle diyenleri kaale almıyoruz.İrfan K.: Ayrıca ben bas gitar çalıyorum. Bugün Amerika'ya gitsem, onların enstrümanıyla onların müziğini yapsam ne anlamı var? Tereciye tere satmak gibi. O zaman ne yapmak lazım? Kendi enstrümanlarımızla kendi nağmelerimizi çalmalıyız. Okuldaki müzisyen arkadaşlarınız, hocalarınız ne diyor? "Niye çağdaş, klasik müzik yapacağınıza bunlarla ilgileniyorsunuz?" diyorlar mı? Dolapdere Big Gang (Dolapdere Büyük Çetesi) aslında Dolapdere Big Band (Dolapdere Büyük Grubu) olarak 2004'ün şubat ayında kuruldu. Ancak ilk röportajlarında bir gazeteci Dolapdere Big Gang yazınca, onların da bu isim daha çok hoşuna gidince bozuntuya vermemişler. Hatta o kadar ki bir röportajlarında "Biz bir çeteyiz, silahımız da sazımız" diyecek kadar ismi benimsemişler.Grubun fikir babası Önder Ulugür. Askerde tanıştığı Dolapdereli arkadaşlarını bulmuş, grubu kurmuş. Ancak sonra çekişmeler, kavgalar başlayınca, Dolapdere'deki tüm müzisyenlerin gelip geçtiği bir grup olmuş. Şimdi ise "Artık bu son halimiz. Hiç kavga etmiyoruz" diyorlar. Bu arada Dolapdere'de oturan da kalmamış aralarında. Ulugür şarkıların telif haklarını alışlarıyla ilgili olarak şunları söylüyor: "Önce zor olacak diye çok korktuk, aksine çok kolay oldu. 'Big In Japan' şarkısını yorumladık. Demo olarak onu verdik şirketlere. Dinleyince hemen izin verdiler." Önlerinde Bursa ve Ankara konserleri var. İkinci albümde kendi besteleri de olacak. Grup, konserlerinde kalabalıklaşıyorlar. Müzisyen arkadaşlar, katılıyor. Nez'den Hayko Cepkin'e birçok tanınmış isim de Dolapdere Big Gang ile birlikte sahneye çıkmayı seviyor. Artık Dolapdereli değiller

KEŞFETYENİ
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları

Cadde | 06.06.2025 - 07:41

Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte birçok ünlü isim sezonu açtı. Ayrılık iddialarında yer alan Cemre Baysel'den Yunanistan'a giden Afra Saraçoğlu'na kadar... İşte ünlü isimlerin plaj tarzı.

Yazarlar