Çok zor zamanlardan geçiyoruz. Sadece binlerce kilometre değil, bir sokak ötede haince katlediliyoruz. Ya maddeten ölüyoruz ya da manen. Bu son olsun deyince son olmuyor, terörü lanetleyince terör bitmiyor ve hayatını kaybedenlere şehit deyince o yitip giden hayatlar, umutlar, hayat sevinçleri geri gelmiyor maalesef. Bu kendinden başka her şeyi anlamsız bırakan acının bitmesi için herkes daha fazla çaba sarf etsin. Siyaseti de, çıkarları da, çekişmeleri de bir tarafa bırakalım; yek pare olarak bu illete karşı koyalım ve asla olan bitene alışmayalım.
Bu elim olayın ardından dün akşam Türk Telekom Arena’da gecenin adamı olan Yasin’in attığı golden sonra polisleri kucaklaması onun üç değil yüzlerce golünden daha güzel ve anlamlıydı. Aynı şekilde Selçuk’un maçtan sonra bir polisi tribünlere götürmesi, tribünlerin onları çağırması ve maç içinde de polise moral veren tezahüratları şu anda tam da muhtaç olduğumuz görüntülerdi.
Maçla ilgili birkaç söz söylemek gerekirse; Galatasaray sezon başından beri nasılsa dün de öyleydi. Sarı kırmızılıların ligin zirvesi için mücadele edecek kadar iyi bir on biri var ama yedek kulübesinin yeterince iyi olmaması uzun vadede performans kaybına neden olabilir. Kulübün maddi durumunun iyi olmadığı göz önüne alındığında devre arasında takıma takviye yapılması olasılığı düşük. Bu da demek oluyor ki Rikerink, başta takımın hücum yükünü en çok üstlenen Yasin ve Bruma olmak üzere ilk on birine gözü gibi bakmalı.
Diğer taraftan sarı kırmızılı yönetimin Rikerink’e ne kadar iyi bakacağı merak konusu. Üst üste alınan yenilgilerden sonra Hollandalı teknik adam için Bursaspor maçının tamam veya devam karşılaşması olarak görülmesinden sonra şimdi de ilk yarı bitene kadar maç kaybetmemesi gerektiği, aksi takdirde görevine devam edemeyeceği konuşuluyor. Eğer Galatasaray yönetimi gerçekten böyle düşünüyorsa Rikerink ile yolları bugün ayırsın. Çünkü Galatasaray yönetiminin teknik direktöründen bu denli şüphesi varsa takımı ona emanet etmesi, eğer yoksa da bu şekilde onu baskı altında çalışmaya zorlaması doğru değil.
Galatasaray için kazandıktan sonra övgü, kaybedince de yergi dolu sözler söyleniyor. Bunların ikisi de aşırı. Sarı kırmızılılar hemen hemen her maç aynı oyunu oynuyor; takım halinde hücumda yeterince etkili olup yine takım halinde savunmada haddinden fazla açık veriyorlar. Bu şartlar altında maçları kazanmak veya kaybetmek onlardan çok rakiplere bağlı oluyor.
can.nizamoglu@gmail.com
