A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Geleneksel futbol anlayışında oyunun merkezinin orta saha olduğu tartışmasız. Modern futbolda da orta saha oyuncuları sahte 10 numara, sahte 9 numara, uçtan uca (box to box) gibi değişik formlara sokulsa da bunların hiç biri onların değerini azaltmadığı gibi aslen bu bölgenin ve bu bölgede oynayan oyuncuların ne kadar önemli olduğunu gösteren detaylar oluyor.

Futbolda en sevilen ve hayran olunan oyuncuların santraforlar olduğu gibi yanlış bir algı vardır ama aslen bu özellik orta saha oyuncularındadır; özellikle de hücumcu orta saha oyuncuları. Hemen şimdi zihninizi yoklarsanız aklınıza gelen en iyi futbolcuların genellikle bu bölgeden olduğunu görürsünüz.

Haberin Devamı

Bu denli hayati bir bölge Fenerbahçe’de neredeyse iki sezondur eksik. Takım kadrosunda ileriye dönük orta saha bölgesinin son temsilcisi olan Diego’nun da oldukça yanlış bir kararla takımdan ayrılmasından sonra kadroda bu bölgenin oyuncusunun kalmaması, bu sezonun başında takıma dönen Salih’in bekleneni verememesi, Alper’e de o bölgenin formasının bir beden büyük gelmesi Fenerbahçe’nin elini kolunu bağlıyor. Bu koşullar altında Advokaat kanat oyuncularından en yüksek verimi almaya çalışıp, takımın yaratıcılık eksikliğini kapatmaya çalışıyor ama bu plan bir maç tutsa da bir sonraki maç oyunu koparmaya yetmiyor.

Alper olunca da çok fark etmiyor ama özellikle orta saha Ozan, Mehmet ve DeSouza’ya emanet edildiğinde Fenerbahçe atakta son derece etkisiz bir takım oluyor. Zira bu üç oyuncu da kendi bölgeleri olan savunmacı orta saha alanında ligin en iyileriyken, hücumcu orta saha olma konusunda çok yetersizler. Vasat bir yaratıcı orta saha oyuncusunun Fenerbahçe’de 6-10 gol atıp bir o kadar da gol pası vermesi beklenirken bu üç oyuncunun istatistiklerinin toplamı dahi bu rakamlara ulaşamıyor. Kaldı ki bu oyunculardan Mehmet ve Ozan zaman zaman stoper bölgesinde oynayabiliyor, eminim DeSouza da bunu yapabilir ve bu durum bu üç oyuncunun profilinin ne kadar savunmaya yatkın olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.

Hücuma dönük orta saha oyuncuları takımın pas trafiğini yönetir. Eskiden ama çok eskiden değil daha birkaç yıl öncesine kadar Fenerbahçe, ligin en iyi paslaşan, bir maç içinde pas sayısı 600’lere dayanan bir takımken, yönetici oyuncu eksikliği nedeniyle sarı lacivertlilerin 90 dakikadaki pas sayısı 200’lere indi. Bir de bu işe hüsn-i talil sanatçılarına taş çıkarırcasına “çabuk rakip kaleye gitme” diye bir neden bulundu ve teşhisten uzaklaşıldı; sanki takımın rakip kaleye yavaş yavaş gitme şansı varmış gibi…

Haberin Devamı

Hücuma dönük orta saha oyuncularının vizyonu geniştir. İlla ortada Pirlo bakışı veya Mesut Özil hisleri olmak zorunda değil fakat arkadaşlarının ne zaman nereye koşacaklarını, onlara nasıl pas atması gerektiğini nerede paslaşıp nerede şut çekmek durumunda olduğunu -ki bu oyuncuların şut özelliğinin de iyi olması gerekir- iyi bilir bu oyuncular.

Maalesef Fenerbahçe’de yukarıda yazılanları yapabilecek donanıma sahip bir oyuncu yok ve bu nedenle sarı lacivertliler iki sezondur bir türlü istikrar yakalayamıyor. Fenerbahçe’nin yarıştan kopmamasının nedeni takım savunasının ve kanat oyuncularının oldukça iyi, zirveyi yakalayamamasının nedeni de yaratıcı oyuncunun eksik olması. Mevcut kadroya Eriksenvari bir orta saha oyuncu dâhil edilebilirse Fenerbahçe bir anda bambaşka bir takım olur.

Haberin Devamı

Sosa’nın Fenerbahçe’ye gelmesini olası bulmuyorum. İstanbul’dan gitmek için türlü türlü yollar arayan bir oyuncunun buraya dönmesi pek akla yatkın değil. Mehmet Ekici faydalı olur ama o da Fenerbahçe’nin gereksinim duyduğu nitelikte bir oyuncu değil, ancak pas trafiğini rahatlatır ve duran topları kullanır.

Fenerbahçe’nin çok geç kaldığı bu eksikliği gidermek için iki haftası var. Bu gereksinim o kadar hayati ki, eğer eksikliği giderecek oyuncu alınamaz veya kadrodaki tek şans Salih bu görevi hakkıyla yerine getirmeye muvaffak olamazsa Fenerbahçe bu sezon iyi olasılıkla ligi üçüncü sırada tamamlar.

can.nizamoglu@gmail.com