A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Arda ile ilgili aslında tekrar yazmayı düşünmüyordum ta ki onun "ben milli takımı bırakıyorum" açıklamasını duyana kadar. Arda'nın yaşça kendinden iki kat büyük birine hakaret edip saldırmasının yenilir yutulur bir yanı yok ama milli takımı bırakma açıklaması bu skandalı dahi gölgede bırakıyor.

Benim bildiğim kimse milli takımı bırakamaz. Milli takım bir nevi vatani görevdir; çağırılırsan gidersin, çağırılmazsan gitmezsin. Gittiğinde de hiçbir çıkar beklemeden ve her türlü zorluğa karşı tüm gücünle işini yaparsın; sloganla değil icraatla. Bugün o ay yıldızlı formayı taşımak için can atan binlerce futbolcu varken bu forma kendisine layık görülmüş birinin "bırakıyorum" demesi ne büyük bir hadsizlik, ne büyük bir gaflet. Nitekim aynı gaflet Arda'ya birkaç ay önce de "Arda gibi bir futbolcu bu ülkeye yüz yılda bir gelir" cümlesini söyletmiş ve son Avrupa Şampiyonası'nda yine ipe sapa gelmez açıklamalar yaptırmıştı.

Haberin Devamı

Bugün gelinen durumun empatiyle, anlayışla karşılanacak veya alttan alınacak bir tarafı yok. 30 yaşında birisi 60 yaşındaki birisine saldırırsa bu ayıptır. 30 yaşındaki bir futbolcu 60 yaşındaki bir gazeteciye saldırırsa bu daha büyük bir ayıptır. 30 yaşında göğsünde ay yıldız taşıyan bir futbolcu 60 yaşındaki milli takım gazetecisine saldırırsa bundan daha büyük bir ayıp olamaz.

Futboldaki çirkinliklere karşı tepkimiz veya cezalarımız geçmişte hep yetersiz kaldı. Kâh bizim takımdan olduğu için kâh sevdiğimiz için eğip büktük cümleleri, kuralları yanlış yorumladık. Bu nedenledir ki her geçen gün eskisinden daha vahim olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Fransa 2016'da yaşanan onca musibetin de açıkça tartışılıp sonuca bağlanması yerine çoğu olayda olduğu gibi sümen altı edilmiş olması bugün Arda krizinin yaşanmasının en önemli nedenlerinden biri. Biz olayları çözmeye değil idare etmeye çalışıyoruz. Yöneticiliği şark kurnazlığı ile karıştırıyor, başımızı kuma gömmeyi marifet sayıyor, tıpkı çocuklar gibi gözlerimizi kapattığımızda olayların da kapandığını düşünüyoruz. İşte tam da bu nedenledir ki ödediğimiz fatura sürekli kabarıyor, işler biz saklamaya çalıştıkça daha da sarpa sarıyor, kangren oluyor ve sonunda bir tarafımızı kesmek zorunda kalıyoruz.

Haberin Devamı

Bir de şu adamlık meselesi var. Hiçbir "adam" ben çok iyi adamım demez; bu sıfatı ona başkaları verir. Tıpkı şerefli hiç kimsenin ben çok şerefliyim, namusluların da ben çok namusluyum dememesi gibi. Aksine, ben ahlaklıyım demek ahlak eksikliğinin göstergesidir. Kibir şeytan işidir, gerçek erdem ise tevazu.

Ulusal takım varsın dünya kupasına gidemesin. Varsın eleme grubunda sonuncu olsun ama gündeme bu tür yüz kızartıcı işlerle gelmesin, millete bu şekilde örnek olup yabancı medyada bu olaylarla anılmasın. Milli forma sadece zeki ve çevik olana değil zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklı olana verilsin.