Alp Ustaoğlu yazdı: Paris’te yeni bir hikaye!
Bugün start alacak Roland Garros’ta ana tablodaki 256 tenisçi şampiyon olmak için mücadele edecek. ‘Paris’e dünya 1 numarası olarak bile gelseniz asla turnuvaya 1 numara olarak başlayamazsınız’ sözü her sporcu için dev organizasyonun ne kadar zorlu geçeceğinin özeti.
Sezonun en büyük toprak zemin turnuvası olan Roland Garros bugün Paris’te ana tablo maçları ile beraber başlıyor. Geçen hafta eleme turları ile start alan organizasyon, bu turları geçen ve ana tabloya katılan tenisçilerin katılımı ile artık son şeklini aldı.
Her sene olduğu gibi bu yıl da lakabı ‘Silahşörler Kupası’ olan şampiyonluğu kazanmak için ana tablodaki 256 tenisçi 2 hafta boyunca kıyasıya mücadele edecek. Avustralya ve Amerika Açık’ın özellikle uzaklık ve takvim sebebiyle zor gidildiği, oyuncular tarafından tercih edilmediği 70’li ve 80’li yıllarda Wimbledon ve Fransa Açık tenis dünyasının yıldız organizasyonlarıydı.
Wimbledon hala aynı statüyü devam ettiriyor, ancak özellikle Avustralya Açık’ın parlak performansı ile Roland Garros’u ikincilikten epey zaman önce indirdi. Fransa Tenis Federasyonu bu durumu son 5-6 yılda daha artan bir oranda fark etti ve akışı tersine çevirip organizasyonu tekrar eski günlerine döndürmek için büyük çaba harcıyor.
Roland Garros doğal özelliklerini kullanarak daha hızlı bir şekilde eski statüsünü rahatlıkla kazanabilir. Turnuva öncelikle sezonun tek toprak grand slami, toprak tenisi ise birçok tenis otoritesi tarafından ‘gerçek tenis’ olarak algılanıyor, bu anlamda toprağın oyunculara sağladığı zorluk ve kırıcılık aslında Roland Garros’a bir avantaj olarak dönüyor.
Paris Açık’ın sezonun belki de en sürprize açık ve şampiyonu belirsiz turnuvası olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. “Paris’e dünya 1 numarası olarak bile gelseniz asla turnuvaya 1 numara olarak başlayamazsınız” sözünü bu çapta başka bir tenis organizasyonu için söylemek çok mümkün değil. Rafael Nadal gibi turnuvayı her sene kazanan istisnalar tabii ki var, ama bu istisnalar ‘Paris’te favori asla olmaz’ kuralını bozmuyor.
ROLAND GARROS EVRENİ
Turnuvanın yapıldığı alan olimpiyat köyü tadında bir spor kompleksi ancak bu tesis bulunduğu semt ile de birleşip tam anlamıyla bir tenis cumhuriyetine dönüşmüş durumda. Melbourne yeni bir şehir olmasının getirdiği teknik ve sosyal avantajlarla Avustralya Açık’ın bu kadar büyümesine büyük katkı yaptı.
Paris ise çok daha eski tarihi olan bir şehir ve Fransa’nın sosyal, hukuksal yapısını da buna eklediğinizde, Paris’te yeni bir şeyler yapmak Melbourne’den çok daha zor. Paris Belediyesi, Fransa Tenis Federasyonu’nun isteğiyle bundan 6-7 sene önce şu anda Simon Mathieu Kortu’nun da bulunduğu koruluk alanı yerleşkeye ilave etmek isteyince Paris’te çok ciddi protesto gösterileri ile mücadele etmek zorunda kalmışlardı.
Sonunda orta bir yol bulundu ve doğaya minimum oranda zarar verilerek koruluk alan Roland Garros’a dahil edildi. Sonuç olarak Paris’te bir atılım yapmak görüldüğü gibi hiç kolay olmuyor. Genel anlamda ise kort bölgesinde seyircilerin keyifli vakit geçirebileceği ortamlar fazlasıyla yaratılmış durumda, 3 büyük stadyumu, 20’den fazla kortu ile restaurant, cafe, yeşillik alanları ve müzesi ile Roland Garros dünyanın en önemli spor organizasyonlarından birisi.
Ancak tekrar Avustralya Açık kıyaslaması yaparsak; Melbourne Park’ın 40, Roland Garros’un ise 13 hektar alana yayıldığını düşünürsek, yukarıda belirttiğim ‘tarihi şehir’ bariyeri her zaman mevcut. Paris’te alan açmak ve organizasyon yapmak ‘Yeni Dünya’ ülkelerine oranla her zaman çok daha zor, bu gerçeği de kabul ederek Fransa Tenis Federasyonu’nun hakkını vermek gerekiyor.
Roland Garros’ta en çok sevdiğim görüntülerden biri de top toplayıcı çocukların sabah 08.30’da kort bölgesinde toplu olarak koşması ve hep beraber marşlar söylemesi oluyor. Her yıl 6 bin çocuk arasından seçilen 300 top toplayıcı çocuk, o yılki turnuvada görev alıyor. Askeri bir disiplin içinde yetiştirilen çocuklar kort bölgesinde sabahları ufak gruplar halinde sürekli eğitim yapıyorlar.
Tüm bu çalışmalar sabah 08.00-09.00 arasında seyirciler içeri alınmadan önce gerçekleşiyor. Zaten tüm seçilen çocuklar turnuva öncesinde uzun süre ‘Ball Kid Akademi’ adı verilen bir programda eğitim görüyorlar. Bu sene bu çocuklar arasından seçilen 6 çocuk, akademideki günlük hayatlarını paylaşacak ve bu görüntüler bir program olarak turnuva bitimine kadar Instagram, Tiktok ve Youtube’da gösterilecek.
Bu özel program büyük heyecan yarattı, akademinin 2025 sınıfının bu seneki lideri ise 3 grand slam ve olimpiyat şampiyonu İsviçreli tenisçi Stan Wawrinka oldu. Çocukların başından sonuna kadar akademideki tüm hayatı ve turnuvada gün içinde yaşadıkları Wawrinka’nın katılımı ile tüm platformlarda renkli bir şekilde izleyicilere sunuluyor.
NADAL TÖRENLE VEDA EDECEK
Bu sene Roland Garros’a ‘Anma ve saygı seremonileri’ damga vuracak. Bunların için en önemli ve ikonik olanı ‘Nadal’a veda töreni’ olacak. Öncelikle bugün merkez kort Philippe Chatrier’de burada 14 kez şampiyon olan Rafael Nadal için bir tören düzenlenecek.
İsmi turnuva ve Paris ile adeta bütünleşmiş olan İspanyol oyuncu bu şekilde efsanesi olduğu Roland Garros’a resmi olarak veda edecek. Tarihe geçmiş olan Fransız oyuncular için turnuva takvimi içerisinde birçok farklı etkinlik ve tören organize edilecek. Yine bugün her sene düzenlenen ve artık bir gelenek haline gelen turnuvanın erkeklerde son Fransız şampiyonu ‘Yannick Noah’ günü. Bu gün kapsamında çok sayıda farklı etkinlik düzenleniyor.
5 Haziran’da ise Fransız oyuncu Mary Pierce’ın 2000 yılında hem tekler hem de çiftlerde kazandığı duble şampiyonluğun 25. yılı olması nedeniyle iki kadınlar yarı final maçı arasında onun adına bir tören yapılacak. Bu sene 22. ve son kez Paris’te korta çıkacak olan Fransız tenisçi Richard Gasquet için de bir seremoni planlanıyor. Aynı şekilde bu sene son kez Roland Garros’ta oynayacağını açıklayan Fransız yıldız oyuncu Caroline Garcia için de henüz takvimde olmasa da ayrı bir tören yapılabilir.
ARYNA SABALENKA AĞIR BASIYOR
Kadınlarda son bir yılın en büyük değişikliği Aryna Sabalenka’nın tenis kalitesi ve gücü itibariyle Iga Swiatek’in önünde olması oldu. Artık Swiatek dünyanın en iyi oyuncusu değil. Son 3 senenin Roland Garros şampiyonu olan Swiatek bir senedir turnuva kazanamıyor, bu anlamda Polonyalı oyuncu kariyerinin ufak çapta bir kriz içinde olduğu bir dönemi yaşıyor ve dünya 5 numarasına kadar geriledi.
Sabalenka Paris’e 2025’te turda tam 34 maç kazanarak geliyor, dolayısıyla da turnuvanın net favorisi konumunda bulunuyor. Coco Gauff ise bu sene Madrid ve Roma gibi iki toprak zemin masters turnuvasında final oynadı. Amerikalı oyuncu bu iki turnuvada aynı yıl final oynayan en genç oyuncu oldu. Gauff kesinlikle turnuvanın favori oyuncularından olacak.
Ancak her ne kadar Sabalenka Paris’te domine görünse de genişletilmiş listede yükselen Çinli yıldız Qinwen Zheng, geçen yılın finalisti Jasmine Paolini, Jessica Pegula, Madison Keys, Elena Rybakina, Mirra Andreeva gibi her yaş grubundan pek çok yüksek profilli tenisçi bulunuyor. Dolayısıyla kadınlarda şampiyonluk isimleri için ikinci hafta başını beklemek daha doğru olacak gibi görünüyor.
ERKEKLERDE YOĞUN REKABET
Paris’te Jannik Sinner doping cezasının bitmesinin ardından ilk majör turnuvasını oynayacak. Sinner ile birlikte son şampiyon Carlos Alcaraz ise yine kupa için olağan şüpheli konumunda bulunuyor.
İngiliz Jack Draper 5. grand slam olarak bilinen Indian Wells’i kazandı, Madrid Masters’ta ise final oynadı. Paris’te daha önce iki kez finalde Nadal ve Djokovic’e kaybeden Casper Ruud, Madrid Masters şampiyonu olarak Paris’e geldi. Alexander Zverev de geçen sene finalde kaybettiği şampiyonluğu yakalamak isteyecek. Alman oyuncu büyük potansiyel dolayısıyla buradaki durumunu biraz da zaman ve turlardan gelecek rakipler belirleyecek.
Son zamanlarda biraz kort dışı konularla gündeme gelen Novak Djokovic 25. grand slam şampiyonluğu ve rekor için turnuvaya geldi. Ancak Paris’e Roma ve Monte Carlo gibi iki toprak masters turnuvası şampiyonu olarak gelen Carlos Alcaraz’ın eğer bir sakatlık yaşamazsa şampiyonluk için herkesten bir adım önde olduğunu düşünüyorum.
Djokovic’in ise özellikle fiziksel formu kendi seviyesinin altında olduğu için rekor slam sayısına daha hızlı ve az yıpratıcı zeminde oynanan Wimbledon veya Amerika Açık’ta ulaşmayı hedeflemesi kesinlikle daha mantıklı olacaktır.
