Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çoğu torunlarımın yaşında. Çocuklukla gençlik arasındaki o coşkulu ve heyecanlı süreçte içi - içine sığmayan, hayatı soluk soluğa yaşayan evlatlar onlar.

Hepsi de pırıl pırıl... Türkiye’ye, yaşadıkları cennet ülkeye onur kazandırıyorlar. Ellerinden gelenin daha da fazlasını yapmak için olağanüstü çaba gösteriyorlar.

Hepsi de kız. Spordaki cinsel kimlikleriyle kadın sporcu...

Erkek evlatlar da gayretli elbette. Başarıları da var, onları alkışlıyorum.

Ama izninizle 2016 yılını, şimdiden “sporda kadınlar yılı” olarak ilan ediyorum.

Haberin Devamı

Çağla Büyükakçay’dan başlayalım... TEB Paribas İstanbul Open Turnuvası’nda şampiyon oldu Çağla. Tenise adanmış hayatının il büyük ödülünü aldı. Fransa Açık’ta (Roland Garros) ana tabloya girdi. İki kez yağmur nedeniyle ertelenen maçta Belaruslu Aliaksandra Sasnovich’i yenerek ikinci tura yükseldi.

Olimpik barajları aştılar.

Biliyorsunuz, bu yıl olimpiyat yılı... Hem Süper Lig’e, hem de EURO 2016’ya fena halde kafayı taktığımızdan, futbolun esiri olmuş durumdayız. Ama yine de Rio 2016’ya gidecek sporcularımızı unutmamamız gerekiyor. Artık eskisi gibi değil. Coubertin’in “Olimpiyatlarda madalya kazanmak değil, katılmak önemlidir” sözü de eskimiş gibi. Neden? Çünkü her isteyen sporcu katılamıyor. Olimpiyatta yarışmak için kota/kontenjan almanız, eleme barajlarını aşmanız gerekiyor.

İşte tam da bu noktada kızlarımızın muhteşem yükselişine dikkatinizi çekmek isterim..

Özge Bayrak (Badminton/tekler), Tutya Yılmaz (Artistik Cimnastik), İrem Karamete (Eskrim/flöre) baraj müsabakalarında olağanüstü başarı göstererek güçlü rakiplerini yenip Rio 216 vizesi aldılar. Güreşçilerimiz toplam 10 kota için niyetlenirken, beklenenin üzerinde 14 kotaya ulaştı. Çünkü kızlarımız kendilerini aştı. Elif Jale Yeşilırmak (Serbest/58 kg.), Buse Tosun (Serbest/69), Yasemin Adar (Serbest/75), Hafize Şahin (Serbest/63), Bediha Gür (Serbest/53), ata sporumuzun Rio’daki kadın temsilcileri olacak. Yelken lazerde Nazlı Çağla Dönertaş, geçen kasımda Umman’daki Kadınlar Dünya Şampiyonası’ndaki performansıyla kota alan ilk sporcularımızdan. Elbette yüzmede madalya adayı Viktoria Zeynep Güneş’i, masa tenisinde Melek Hu’yu, kanoda Lasma Liepa’yı da umutla uğurlayacağız Rio’ya... Londra’da gümüş madalya kazanan Nur Tatar’dan bu defa altın bekliyoruz.

Haberin Devamı

Bugün kadın atletlerimizi yazmadım. Çoğu ilk kez olimpiyat pistlerine çıkacak. Bireysel performanslarıyla kontenjan alabilenler de var, uluslararası yarışlarda barajı aşanlar da. Onlara daha sonra bakacağım. Ama bir küçük not: Emel Dereli’nin güllede kişisel gelişimini ilgiyle izliyorum.

Basketbolcu kızlarımızdan eleme turnuvasını aşıp Rio’ya ulaşmalarını bekliyorum.

“Evde otur, çocuk doğur” anlayışının duvarlarını aşarak hayatın her alanına iddiayla uzanan kadınlarımızı, kızlarımızı yürekten kutluyorum!

Yine doping... Yine panik!

Hatırlarsınız.... Beşiktaş’ın şampiyonluğunu ilan ettiği Osmanlıspor maçından önce Ümraniye Nevzat Demir tesislerine giden TFF Doping Kontrol Kurulu üyeleri, Mario Gomez, Atiba Hutchinson, Jose Sosa ve Oğuzhan Özyakup’un da aralarında bulunduğu 6 sporcudan kan ve idrar örnekleri almış, bu durum başta Şenol Güneş, Beşiktaş’ın tepkisine yol açmıştı...

Haberin Devamı

Doping kontrolunda WADA’nın ve tüm uluslararası federasyonların aldığı bir karar ve uygulama var: Out of competition testing... Müsabaka dışında, antrenmanda, seyahatte, hatta tatilde bile önemli elit sporcular kendi kulüplerine, federasyonlarına ve ulusal anti doping kuruluşlarına bilgi vermek, gerekli durumlarda doping kontrolu için örnek vermek zorunda.

Bu sistem müsabaka öncesinde/sırasında/sonrasında bazı futbolculara yapılan uygulamanın tamamen dışında çok farklı bir sistem.

Araştırdım... Kontrol ekibi önce Osmanlıspor’a, ardından hakkaniyet kaygısıyla Beşiktaş’a gitmiş. Beşiktaş’ın asıl rakibi Fenerbahçe’ye gitmemişler. Federasyon bünyesindeki bir ilgili, “Ben olsam aynı gün Fenerbahçe’ye de bir ekip gönderirdim” dedi. Olayda kasıt yok. İlk uygulamanın yarattığı bir acemilik var. TFF her türlü iddiayı, tartışmayı ve polemiği önlemek adına kurul koordinatörü ile üyelerin yollarını ayırmış. Numuneler Köln laboratuarında analiz ediliyor. Ve TFF içinden bir dostumuz şunları söylüyor: “Bu olayda kimsenin kasıtlı bir uygulaması yok. Bu arkadaşlar eğitimli, tecrübeli ve çok değerli uzmanlar. Göreve dönmeleri için duygusallığı aşmak gerekiyor.”

Benden duyurması.