Beşiktaş'ın yeni Gordon'ı Solskjaer

Anglosakson medyası hem futbolculuğunda, hem de teknik direktör olarak Manchester United’ın sorumluluğunu taşırken, aldığı çarpıcı sonuçlar nedeniyle O’na, “Bebek Yüzlü Katil” tanımlamasını uygun görmüştü. 1999 Şampiyonlar Ligi finalinde Ole’nin Bayern Münih’e attığı galibiyet golü, United tarihinde parlak bir sayfanın açılmasına neden olmuştu. Sir Alex Ferguson’un üst üste üçüncü şampiyonlukla efsane kahramanı olmasında elbet O’nun da rolü vardı. Bence O, cinayet işleyen katil değil, “Melek Yüzlü Savaşçı” tanımlamasına daha da uygun.

Haberin Devamı

Solskjaer çok iyi bir sporcu... Futbolcu ve yönetici olarak örnek “spor adamı” unvanıyla da gösterilebilir. Beşiktaş’a gelmeden önce bir dönem Arsene Wenger’in yaptığı gibi UEFA’nın kadrolarında “futbol analisti” olarak çalıştı.

Ole Gunnar Solskjaer’i doksanlı yılların başlarında Beşiktaş’la üç kez üst üste şampiyonluk kazanan Gordon Milne’e benzetiyorum. Her yönüyle bire bir uyan benzetme değil bu. Ama saygı, empati, sosyal davranışlar ve oyuncuları ile kurduğu ilişkiler nedeniyle ikisi de ilkeli, dürüst ve açık sözlü tavırlarıyla iz bıraktılar.

Son maçta baktım, Fenerbahçe galibiyetinden sonra Emrecan ve Mustafa’nın çok çalıştığını, iyi oynadıklarını vurgularken, Semih’in de çok iyi bir golcü olacağını söylemesi güzel dokunuşlardı. Gordon Milne, medyaya oyuncularının bireysel performansı konusunda konuşmaz, ancak hafta içinde onları santra noktasına çağırır, arkadaşları kenarda koşup dururken oyuncusuna bir karne konuşması yapar, önerilerde ve taleplerde bulunurdu.

Solskjaer’in sol stoper olarak takımın sol beki Masuaku’yu kanattan içeri çekmesi de önemli ve cesur bir taktik denemeydi. Başardı. Beşiktaş 6 derbi maçında Galatasaray’ı yenen tek takım, Fenerbahçe’yi iki kez yenen ekip, Trabzonspor’a yenilmeden dört puan alan ve 5 yenilgi ile canı sıkılan oyuncu grubunu ve hocasını taraftarlar gerçekten çok sevdi.

Norveçli hoca ile Süper Lig’de tarihsel bir başarı sergiliyor Beşiktaş: 18 maç, 10 galibiyet, 3 beraberlik 5 yenilgi. Beşiktaş’ın Başkan Serdal Adalı ve Solskjaer ile yeniden yüksek rekabet yıllarına döneceğini umuyorum.

Haberin Devamı

Katılan olur mu, bilemem. Şu notla bitireyim: Gordon Milne, Süleyman Seba’nının Solskjaer’iydi. Solksjaer de Serdal Adalı’nın Gordon’udur.

Fenerbahçe: Sessiz trajedi

Ezeli rekabeti, şampiyonluğa hasret yıllarını ve hayal kırıklıklarını bir yana bırakın. Fenerbahçe’nin kendisine yakışan bir kültür devrimi yapması gerekiyor.

1907’de kahraman öncülerle kurulan tarihi kulüp, Galatasaray’la birlikte sportif rekabetin en sıcak, en hızlı, en unutulmaz maçlarını sergiledi. Ayetullah Efendi’nin Divan Başkanı olarak görev aldığı kongrede Üsküdarlıların kulüp adında yer almaları isteğine karşı çıkıp “Fransa Kralı Louis ‘Kanun benim’ demişti. Ben de Fenerbahçe benim, diyorum. Önerinizi oylamaya koymuyorum ve kongreyi kapatıyorum" demişti.

Sevgili kardeşim Dr.Taner Karaman, Mourinho’nun Fenerbahçe’de İsmail Kartal’ın bıraktığı takıma bir tuğla bile koyamadığı, aksine birkaç tuğlayı söküp attığını dile getiriyor. ‘En iyisi benim’ diyen elitist bakış açısı ile Aykut Kocaman, İsmail Kartal ve Emre Belözoğlu’nun gönderilmesindeki yanlışların faturasını ödeyen Fenerbahçe’nin artık kendi içine dönerek Galatasaray’ı örnek almasını söylüyor. Böylece sessiz trajediye akılcı bir öneri sunuyor. Bakalım Ali Koç’un tutumu ne olacak? TRT Spor’da bugün yapacağı açıklamalar çok önemli. Bekliyoruz.

Haberin Devamı

TAÇSIZ KRAL

Galatasaray’ın 25. şampiyonluğu unutulmaz bir yapıtla kutlanabilecek. Türk futbolunun unutulmaz kahramanı, Galatasaray’ın büyük golcüsü Metin Oktay yeniden beyaz perdede. 1965 yapımı Taçsız Kral filminde Ajda Pekkan, Ayten Gökçer, Erol Taş gibi dev sanatçılar da rol alıyor. Film, 9 Mayıs Cuma akşamı saat 20.30’da Atlas Sineması’nda başlayacak. 90 dakikalık gösteriden sonra Mustafa Denizli ve bendeniz, Mehmet Ayan’ın moderatörlüğünde Kral’ı anlatacaklar.