Futbol oyununun golsüz bitse de keyifli maçlar sunabileceğini unutmamalıyız.
Trabzonspor - Beşiktaş derbisi bence böyle maçlara örnek olabilir.
İki takım da cesur, dengeli, bilinçli ve azimliydi.
Savunmayı ihmal etmeden, orta alanda akıllı, kontrollü ve üretken oynayarak mücadele ettiler. Ancak iki savunma da sıfır hatayla oynama kararlılığını sürdürünce beklenen gol ya da goller gelmedi.
Belki de kalecilerin cumartesiye göre gündem yaratmadığı, hata yapmadığı ve hiç terlemediği bir maç olarak da anacağız Trabzonspor - Beşiktaş karşılaşmasını.
Yine de yüzde yüz keyif aldığımızı elbette söyleyemeyiz.
İki ustanın spesiyaliteleri menüde yoktu.
Ersun Yanal, Yattara’sız, Ertuğrul Sağlam da, Holosko’suz oynamak zorunda kaldılar.
Onlar olsaydı keyfimiz daha tavan yapabilirdi.
Puansız kalmadılar
Takımlar birbirini izleyerek, hücum - savunma rollerini değişerek öne çıkmaya çalıştılar. Bu taktik savaşında ikisi de birbirini etkileyemediğine göre ikisine de başarısız diyebilir miyiz? Asla! En azından bu erken gelen derbide sahadan başları dik ayrıldılar. Dürüst oynadılar, emek terleriyle koştular, hiç değilse puansız kalmadılar. Elbette çabalarının karşılığı daha fazla puan olmalıydı, diye düşünenler olabilir. Hayır, bu oyunda yenilen takıma yazık olurdu!
Gökhan Ünal ve Umut’tan beklediğim şut zenginliğini, yardımlaşmayı göremedim. Ertuğrul hoca da, Bobo’yu çıkarıp, Nobre’yi oyuna soktu. Bence bu da bir hamle değildi. Olsa olsa yorgun ayaklarla, taze kuvveti değiştirmekti. Ama yine de hoşuma giden oyuncular var. İsim isim ayırmadan hepsinin ayağına sağlık, diyelim!