Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Akdeniz yalanları

Tamam, uygarlıkların beşiği Akdeniz’dir. İnsanın en doğal iklimi, yaşam bölgesi de Akdeniz’dir, kabul...
Akdenizli olmakla hepimiz mutluyuz. Dünyanın en hızlı kirlenen denizi de olsa, kıyısında yer alan tüm ülkelerin ortak bir kültürü vardır. Bu denizin suyundan tadını alan, rüzgarından beslenen... Tarihi de hep birlikte yazmadık mı o denizin dalgalarında ve kıyısında ? Homeros, Heraklit, Thales, Yunus Emre, Barbaros, Piri Reis, Sartre, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk hep bu deniz tarihinin, uygarlıklarının sembolleridir.
Bizim tarihimiz de “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir... İleri!” komutuyla bir kurtuluş destanı yazmadı mı ?
Evet, yazdı.
Spor tarihimiz de Akdeniz Kupası maçları, Akdeniz Oyunları’nın evsahipliği, Akdeniz Oyunları madalyaları ile süslendi hep...
Sporumuzun emekleme, yürüme dönemlerinde Akdeniz bizim için bir ölçüydü... Tıpkı Balkan Şampiyonaları gibi.
Ama o yıllar geride kaldı artık.
Türkiye tıpkı ekonomik ilişkilerinde olduğu gibi, sporda da global büyüklükleri kovalayan bir ülke. Balkan Şampiyonlukları bizi kesmez... Akdeniz Oyunları da bize yetmez.
Bu gerçekleri bile bile Akdeniz Oyunları’na 338 sporcu ile katılmak, madalya sıralamasında birinciliği kovalamak ucuz ve kolay başarıyla kendimizi avutmak olur sadece.
Kıtasal olimpik oyunlar, her anakarada yapılıyor. Panamerikan Oyunları, Asya Oyunları, Afrika Oyunları... Ama Avrupa Oyunları yok... Çünkü Avrupa sportif anlamda dünyanın en etkin kıtası. Her yıl Avrupa şampiyonaları, Avrupa Kupaları var... Ulusal takımlar da kulüp takımları da iç-içe yoğun rekabeti sürdürüyorlar...
Akdeniz Oyunları üç kıtanın kıyı ülkelerinin yarıştığı bir organizasyon... Önemini giderek yitiriyor. Gölgede değil, kuytuılarda kalıyor. Dahası, takvim değişikliği ile, olimpiyatlardan 1 yıl önce düzenlenir ve en iddialı sporcuları bir araya getirirken, 1993’den itibaren olimpiyatlardan 1 yıl sonra düzenlenmeye başladı. İddialı şampiyonlar yerine alt kategorilerde ümit vadeden genç yeteneklere, öğrencilere, ilk seçmelerde şans bulamayan ikinci sınıf sporculara kucak açmaya başladı.
Biz bu yorum farkını anlayamadık. Siyaset ve bürokrasi, “İlle de skor, ille de başarı” anlayışı ile Akdeniz’i sportif madalya anlamında bir “Türk Gölü” olarak görmeye devam etti.
Şimdi işin komikliğine bakın...
Pekin’de 5 bin ve 10 bin metrede gümüş madalya alan Elvan Abeylegesse, Berlin’deki Dünya Atletizm Şampiyonası’na Erzurum’da hazırlanıyor. Kızımızın hedefi ne ? Olimpiyatta kaptırdığı altınları dünya şampiyonu olarak almak... Ciddi, özverili ve sıkı bir hazırlık programı uyguluyor.
Ama Elvan, 2 gün ara veriyor çalışmalarına...
Erzurum’dan Pescara’ya uçuyor.
Dün geceki 10 bin metre yarışından önce start list’e baktım... Sırp Olivera Jevtiç ve Cezayirli Kenza Dahmani ile koşacak. Yürüse bronz garanti. Antrenmanda ısınma turları gibi koşsa şampiyon olur. Topu topu üç atletlik yarışta altın alsa ne olur almasa ne olur!
Değer mi ?
120 kiloda Yunanlı Arzoumanidis’le tek maç yapıp kazanan güreşçimiz Fatih Çakıroğlu da altın madalya aldı. Sadece iki güreşçinin katıldığı turnuvanın birincisi... Hayırlı, uğurlu olsun. Madalyasını güle güle saklasın. Ama ona bir ağabey nasihatı, sağda  solda “Şampiyonum” diye fazla da kasılmasın! Gelelim, toplam madalya sıralamasına. Dün itibariyle İtalya birinci sıradaydı. 56 madalyayı 9 branşta toplamıştı İtalyanlar. Fransa 8 branşta 45 madalya ile ikinci.. Türkiye 27 madalya ile üçüncü. Bu madalyaları biz halter, güreş, karatede almışız. Bin yıldır değişmeyen gerçek devam ediyor : Kuvvet ve mücadele sporlarında varız. Ya gerisi ? Elvan’a kuvvet koşuyoruz işte.
Akdeniz’de neşemizi bulup kendimizi kandırıyoruz.!

Haberin Devamı


Türkiye’nin kulüpleri
Bilyoner.com’un yaptığı taraftarlık anketine göre, Türkiye’de Galatasaray birinci, Fenerbahçe ikinci, Beşiktaş da üçüncü sırada. Taraftarlık haritası kırmızı (Galatasaray) ve lacivert (Fenerbahçe) olarak Türkiye’yi ikiye bölmüş. Sadece Trabzon’da Trabzonspor en çok taraftara sahip. Sivas’ta bile Galatasaray birinci. Sivasspor kendi ilinde taraftar liderliğine sahip değil.
Bu anket bize neyi gözteriyor ?
1) Spor deyince sadece futbolu ( ya da futbol deyince sporu) algılayıp lig performansına göre taraftarlık kimliği oluşturuyoruz. Spor kulüplerinin kültürel temeli, felsefesi, duruş farklılıkları yok gibi...
2) Yerel kültür ve aidiyetler, hem uluysal kültürün, hem de global popüler kültürün gerisinde, gölgesinde kalıyor. O nedenle yerel spor kulüpleri de en azından kendi ilinin efendisi olamıyorlar.
3) Artık kimsenin kolay ağızdan “İstanbul dükalığı” diyerek Üç Büyükler’e hor bakmaya hakkı yok... Her ilde Üç Büyük kulübün Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın azımsanmayacak oranda taraftarı var... Demek ki onlar İstanbul takımları değil... Türkiye’nin kulüpleri.
4) Popüler kültür her alanda ikili rekabetleri dayatıyor. Bu nedenle Galatasaray  Fenerbahçe taraftarları arasındaki birincilik yarışı sürecektir. Beşiktaşlılar hiç üzülmesin... Onlar zaten kendi farklılıkları ile mutlu olabilirler:
“Ne ondanım, ne sendenim... Ben kendimim!” diyebilirler..
Anketi yapanlara teşekkürler.

Haberin Devamı

Gökhan Zan bedava mı oynadı?
Geçen hafta Gökhan Zan’ın Galatasaray’a transferiyle ilgili yazımın sonunda Mustafa Hoca’nın da bir açıklama yapmasını, tarihe bir kayıt düşmesini istemiştim.
Lig TV’de konuştu Hoca : “Gökhan’ın gitmesini hiç istememiştim. Galiba bana ulaşamadı. Bana ulaşabilseydi, farklı olabilirdi”
Böylece O’nu Denizli’nin göndermediği anlaşıldı.
Ulaşım meselesine gelince. Gökhan Zan’ın haftalardan beri Yıldırım Demirören’e ulaşamadığını biliyorum. Galatasaray’da imza töreninden ancak beş  on dakika önce Gökhan’a sms atılarak Yıldırım Demirören’i aramasının istendiğini de.
Neyse, bunlar geride kaldı artık...
Gökhan’la ilkgili asıl soru şu : Kemal Kapulluoğlu’nun düzenlediği sözleşmeye göre Gökhan, bir unutkanlık sonucu UEFA ve Türkiye Kupası maçlarında bedava oynamış. Maç başı 25 bin TL’lık hak edişleri sadece ligi kapsıyormuş. Kapulluoğlu, bu durumu unutkanlık olarak nitelendirmiş. Düzeltileceğine söz vermişler. Gökhan Zan oynamış, görevini yapmış.
Peki ya emeğinin karşılığı ? Gökhan Zan bekliyor. Şampiyonluk ve Kupa primlerini de !