Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

En uzun sezonun en uzun günü, Galatasaray’ın şampiyonluğu ile bitti. Ünal Aysal’a, Fatih Terim’e Galatasaray’ın tüm futbolcularına kutlu olsun.
Helal süt ve alın teri ile yoğurdukları sabırlarını, becerilerini ve rüyalarını zaferle taçlandırdılar.
Fenerbahçe’ye de helal olsun!
Aziz Yıldırım’a, Aykut Kocaman’a ve tüm futbolcularına...
İnanılmaz bir dayanışma ile onur mücadelesi verdiler. Koştular, didindiler, direndiler, çalıştılar ve Galatasaray’la birlikte bize muhteşem bir onur maratonu bağışladılar.
Bu yarışı zevkle, keyifle, ibretle izlediğimiz için memnunuz. Tarihe tanıklık ettik, tarihi yaşadık ve yazdık.
İki takımımızı da içtenlikle, ödenmesi gereken bir gönül borcuyla alkışlıyoruz.
Gerginlikle, sertlikle, heyecanla dolu maçı hep kontrol altında tutan, görevini eksiksiz yapan Cüneyt Çakır’ı da kutluyoruz.
Bundan sonrasını okusanız da olur, okumasanız da...
Galatasaray, doğal olarak maçın başındaki skorla (0-0) şampiyonluğu kazanıyordu. O nedenle skorun değişmesi için olağanüstü bir gayretin, koşuşturmanın ve arayışın içinde olmadılar. Savunmada açık vermeden hücum organize ettiler. Orta alanda adam kaçırmamaya çalıştılar. Tatsız bir maceradan uzak durdular.
Haklılardı... Dünkü maçta golü yiyerek geriye düşecek takım, olasıdır ki maçı çeviremeyebilirdi...
Fenerbahçe’de Alex kulübedeydi. Aykut Kocaman, takımın en yaratıcı, en etkili oyuncusunu “son barut hakkı” olarak 75. dakikaya kadar yanında oturttu.
Maçın başından itibaren oyunun liderliğini Emre Belözoğlu üstlenmişti. O kadar ki Eboue’nin sağ kanattan ataklarında kademeye giriyor, topu kazanıyor, sonra da hücum organizasyonunu başlatıyordu. Trabzon’da maç kazandıran başarılı orta alan yine de aynı çizgiyi tutturamadı dün... Baroni gerçek kimliği ve etkinliğiyle maçı yaşayamıyor, Selçuk da sürekli savunma pozisyonunda kalıyordu. Stoch ve Dia çok çalıştılar.. Ama golcü Semih durgundu. Galatasaray’da Semih ve Ujfalusi tarafından sürekli gözaltında tutuldu.
Selçuk ve Melo, Galatasaray’ın en etkili bölgesi olan “merkez”de hem baskı altındaydılar, hem de Fenerbahçe’nin çabuk oyununda geriye düşmemek için hamlesiz bir oyunu tercih ettiler.
Elmander’in sakatlanıp oyundan çıkmasının yanı sıra Necati Ateş de sonradan giren Baros da gol için yetersiz kaldılar dün...
Her neyse...
Güzel bir derbi oldu... İki takımımız da şampiyonluk için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışltı.
Ne yazık ki “şampiyonluk” unvanı da “kupası” da sadece 1 taneydi!