Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Adını “süper” sözcüğü ile parlatıp güçlendirmeye çalıştığımız ligimiz, ne yazık ki söylendiği gibi “süper” değil... Rekabetin heyecan yarattığı, sürprizlerin çoğaldığı maçlarda belki coşabiliyoruz ama, bu coşku mutluluğa yetiyor mu? Hayır, yetmiyor. Çünkü ligimizin kalitesi yok. Peki gelecek adına umut vadeden gelişmeler var mı? O da yok. Ne kadar iyimser olsak da umutlu olamıyoruz.
Ortada öylesine umut kıran gerçeklikler var ki, kaçamıyorsunuz.
Size bir iki rakam vereyim...
TFF, Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı ve ekibiyle Antalya’da sessiz bir çalışma yapıyor.
12 bölgeden seçilerek gelmiş 1992,93,94,95 doğumlu gençler, karmalar halinde sınava çıkıyorlar. Yetenekleri, performansları, eğitimleri ve gelişmeleri kayıt altına alınıyor.
Bir de “Almanya” dediğimiz yurtdışında oynayan Türklerden kurulu futbolcu grubu var.
Günlerdir yapılan çalışmalar sonunda 242 oyuncu elekten geçti.
Bunların 20’si “Almanya” karmasından.
222’si de Türkiye’nin 12 bölgesinden geldi.
Yaş gruplarına göre Milli Takım düzeyinde yetenek sergileyen, performans gösteren 10 futbolcu seçildi.
Şimdi sıkı durun...
Bu 10 futbolcudan 5’i 20 kişilik Almanya grubundan...
Geri kalan 5’i de 222 kişilik yurt içi bölge karmalarından geliyor.
Oranlarsak, Almanya’dan gelenlerin yüzde 25’i Milli Takım düzeyinde.
Türkiye’den toplanan çocuklarımızın da ancak yüzde 2,25’i Milli Takım’da oynayabilecek düzeyde!

Şansları 10 kat fazla
Alın size çarpıcı bir gerçek: Almanya’da yetişen çocuklarımızın Milli Takım’da oynayabilme şansı, yurt içinde yetiştirdiklerimizin 10 katından daha fazla.
Elbette hem anavatanda hem de gurbetteki çocukların hepsi de masum. Bu oranlamada onları birbirinden ayırıp yetenekli yeteneksiz, gelişmiş gelişmemiş ayrımı yapamayız.
Asıl bakılması gereken yer, bu çocukların yetiştirildikleri ortamlar... Kısa yoldan tanımlarsak alt yapı organizasyonları.
Milli takımlarımızda Abdullah Avcı ve ekibi, geçenlerde bizim Milliyet’te yayınlanan incelemeden sonra bazı yorumcular ve kalemşorlar tarafından çabucak eleştirilmişti: “Efendim, hoca ve yardımcılarının gözü hep Almanya’da, Avrupa’da!”
Evet, tablo çarpıcı...
Yurt içi kaynaklar da ne kadar zengin görünürse görünsün, yetersiz!
Antalya’da Süper Lig kulüplerinin hazırlıklarına, o kadrolardaki yerli ve yabancı futbolcuların haber ve röportajlarına odaklanan medya, işin bu tarafına pek özen göstermiyor doğal olarak.
Nasıl olsa sansasyonel transfer haberleri var gündemde... Takıl yabancının peşine!
Peki bizim çocuklar ne olacak?
Dün sabah Abdullah Avcı ile bu durumu konuştum... Söyledikleri çok önemli: “Alt yapı organizasyonunu değiştirmeliyiz!”
Abdullah Hoca, ilk formülü de veriyor: “Rekabet ve gelişme bölgesel liglerle sağlanamaz. Alt yapılarda mutlaka deplasmanlı liglere geçmeliyiz!”
Bir de önerisi var: “Artık kulüplerimiz de uluslararası alt yapı turnuvaları düzenlemeli!” En başta Dortmund’u örnek veriyor. 18-19 yaşındaki gençlerin performans çağına girdiklerini, kaliteli rekabet organizasyonunda yetişmeleri gerektiğini ekliyor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin en olimpik iş adamı

Yıllardır Gloria otellerine gider gelirim. Son TSYD seminerinde de oradaydık. Bu defa Gloria’ların sahibi Nuri Özaltın’la tanışıp sohbet etme olanağı buldum.
Sporu seven, sporun değerini hem yatırım hem de sosyal etkinlik anlamında gören bir iş adamı Nuri Özaltın... Gloria, golfde tesisleri ve otelleriyle dünya listelerine girmiş. Şimdi de Gloria Olympic Sports Center yatırımına karar vermişler.
Projelerini dinlediğimde büyülendim. 73 odalı otel, atletizm sahası, spor salonları, su sporları merkezi, fitness ve sağlık birimleriyle tam 50 milyon dolarlık bir yatırıma girişiyorlar. Projenin başında başarılı bir Mimar, Ahmet Özsüt var... Nuri Bey’e devlet desteği, teşvik ya da kredi alıp almadığını sordum: “Tek dolar devlet desteği yok! Kendi enerjimizle yola çıktık” dedi.
Nuri Bey’i kutluyorum... Darısı öteki işadamlarımızın başına!

Haberin Devamı

La Liga, Espanya!

FIFA, futbolda yılın on birini belirledi... Listeye baktığınızda futbolun ne kadar popüler bir spor dalı olduğunu, insanların kafasında yer etmiş ezberlerin nasıl bir liste oluşturduğunu görüyorsunuz.
On bir oyuncu da İspanya’dan, La Liga’dan seçilmiş... 10’u Barcelona, Real Madridli... Sadece biri Radamel Falcao- Atletico Madridli...
Düşünün, dünyanın en iyi on bir futbolcusu, tek bir ülkeden, İspanya’dan çıkıyor.
Popülizmin tuzaklarından birine de futbol düşmüş işte.
Listede Juventus’u şampiyon yapanlardan, İtalyan Milli Takımı’na ruh veren usta futbolcu Pirlo yok... Almanya Dortmund’dan Reus yok... Bayern’in Brezilyalısı Dante yok. Dortmundlu stoper Hummels yok ama, geçen yıl kötü bir sezon geçiren Barcelonalı Piquet var...
Stoch’un Gençlerbirliği’ne attığı golün yılın golü seçilmesine sevindim. Ama Barca-Real karmasından oluşan on biri de pek adil bulmadım ben!