Doğrusu hiç de “normal” değillerdi...
Öyle olsa, yani normal olsalar, sakatlanan Gökhan Gönül, Aykut Hoca’nın değiştirme kararına rağmen sahada kalmakta direnir ve o inanılmaz final havasını 15 dakika daha “Aksak Timur” kıvamında oynamayı göze alabilir miydi?
Hiç sanmıyorum...
Evet, hiç de normal değillerdi...
Öyle olsa, Alex mesela...
Yerde yatan ve tedavi için hakemin oyunu durdurmasını bekleyen Sivassporlu Uğur’u göre göre topla buluşup ille de gol için kendini zorlar ve şutunu atar mıydı ?
Öyle olsa... Yani Alex “normal” olsa, yapacağı tek şey, topu taça atmak ve rakibinin tedavisine centilmence bir fırsat yaratmaktı.
Hayır, hiç de normal değillerdi...
Gözlerini, nefeslerini, kalp atışlarını, duygularını ve akıllarını kilitlemişler, tek ihtimalli (ya da ihtimalsiz ) sonuca sabitlenmişlerdi.
Alex’in Andre Santos’a verdiği topuk pası... Brezilyalının sol plasesi ve gol...
İşte “anormal” adamların, beklenen “normal” açılış gösterisi...
Sonra iki Sivas savunmacısı Sedat ve Navratil’in sakat sakat oynayan Gökhan Gönül’ün sorumluluk alanında topu kazanıp durumu 1-1’e getirmeleri...
Alın size bir “anormal” daha...
Evet... Hiç de normal değillerdi...
Volkan da normal değildi... Lugano da, Yobo da... Uruguaylı son derece sakindi... Ortağı da sezon biterken final maçında gol atacak kadar anormal!
Selçuk’un uzaktan golü, beklenmeyen, anormal bir şeydi... Özellikle kaleci Korcan’ın ıslak ve kaygan sahada seken topla ilişkisi de anormal bir talihsizlik örneği...
Sonra Alex’in muhteşem duran top golü... (İşte nihayet normal bir şey)...
Erman Kılıç’ın uzak vuruşu... Yere çöken Volkan da burada anormal değil mi sizce?
O yüzden dört atıp üç yediler...
Mazideki travmalı korku filmlerini şakaya çevirerek... Rakibe üç gol için izin vererek... Ama kendi gollerini de atmasını bilerek...
Aykut Hoca ile birlikte çıktıkları yolu onurla, başarıyla, kıvançla tamamladılar...
Amansız rakipleri Trabzonspor’la birlikte bize yılın en güzel macerasını sundular...
Alkışlar her iki takıma!
Ama aslan payı Şampiyon’a!