Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Biliyorum, ilk bakışta uçuk bir düşünce, bir hayal gibi gelebilir. Yine de aklımdan geçeni paylaşmak durumundayım: Galatasaray, Arda Turan’ı kiralayarak Arena’ya döndürmeli!
Önce şu gerçeğe bakmakta yarar var:
Arda Turan, Süper Lig’in geç başlamasıyla, son anda gerçekleşen transferiyle Galatasaray’a para kazandırmış ama, ardında büyük boşluk bırakarak Madrid’e uçmuştur. Fatih Terim’in, Arda’nın hesaplanmayan gidişiyle ilgili açıklamaları da unutulmamalı: “Arda’nın gidişi bizim için sürpriz oldu. Arda’nın kadroda olduğunu dikkate alarak Culio’yu, Orduspor’a kiraladık. Lig zamanında başlasaydı, başımıza Arda kazası gelmezdi!”
Açıkçası finansal anlamda Arda, Galatasaray’a para kazandırmış, kulübüyle, teknik adamlarla ve takım arkadaşlarıyla hiçbir sorun da yaratmadan ayrılmıştır. Ne var ki, özellikle Ünal Aysal başkanlığındaki Galatasaray, finansal sıkıntıları çoktan gerilerde bırakmıştır. Bu gidiş, kulübün çaresizliğinden, ya da nakit ihtiyacından kaynaklanmamıştır. Arda, kendi açıkladığı, saygı duymamız gereken nedenlerle gitmiştir. O nedenlerin arasında Türkiye’deki eleştiri anlayışının da etkisi vardır, Arda kulüp dışındaki bazı taraftar gruplarının haksız eleştirilerinden de bunalmış, kariyerini La Liga’da sürdürme kararı almıştır. Ancak bu yara artık kapanmıştır. Dönüşünde de yeniden açılıp kanatılacağını sanmıyorum.

Haberin Devamı

Arda hak ettiğini alıyor
Arda’nın Atletico Madrid’deki macerasına gelince...
Kesinlikle çok başarılı... Madrid basını, Atletico Madrid’le Real Madrid kadar ilgili değil... Yine de haber ve yorumlarda Arda’ya hak ettiği övgüyü yapıyor, onun, takımın lideri olduğunu yazanlar da var. En azından maç yayınlarında izlediğimiz kadarıyla söyleyelim, Arda, Atletico’nun vazgeçilmez oyuncusu. Kariyerini daha da geliştirecek, buna kuşku yok!
Ancak Atletico Madrid, hayal kırıklığı ile dolu bir sezon geçiriyor. Takımın sezon başındaki hedeflerine ulaşması artık tartışmalı... Gelecek yıl Şampiyonlar Ligi biletini kazanmak o kadar kolay değil... UEFA Avrupa Ligi’nde, Arda’nın da katkısıyla gruptan çıktılar. Ne var ki, Atletico Madrid, UEFA Kupası’nın muhtemel adayları arasında gösterilmiyor.
Geçen hafta teknik direktör değişikliğine de gittiler. Yeni teknik direktör Simeone’nin takıma nasıl bir enerji vereceği, kaybolan hedef duygusunu yeniden kazandırıp kazandıramayacağı da tartışmalı. Diego Forlan gibi önemli golcüsünü elinde tutamayan Atletico Madrid’de Reyes’in de kalıp kalmayacağı belli değil.

Haberin Devamı

Galatasaray çok şey kazanır
Çok büyük sürprizler yaşanmazsa Atletico için kayıp bir sezon olacak 2011-12...
Arjantinli Teknik Direktör Simeone’nin elindeki kadroyu arıza büyümeden yeniden yapılandırması, bu yıl devre arasındaki transfer operasyonları ve ekstra çalışmalarla onarması gerekiyor.
Bu süreçte Galatasaray yöneticileri, Arda’yı sezon sonuna kadar kiralayabilir. Böyle bir operasyon, her iki taraf için yararlıdır. Atletico Madrid büyük kayıp yaşamaz. Galatasaray çok şey kazanır. Riera ile hayal kırıklığı yaşanan sol kanatta en iyi çözüm Arda’dır. Elbette Orduspor’a kiralık giden Culio’nun döndürülmesi de akla gelebilir ama, şimdilik ideal çözüm Arda olarak görünüyor. Bu transfer gerçekleşirse, hem Arda üst düzey başarı ortamında verimli bir sezon geçirebilir, hem de gelecek sezona daha sağlam bir giriş yapması beklenen Atletico’nun kozu olarak Madrid’e döner!
Unutmayalım... 2003-2004 sezonunda da Fenerbahçe Rüştü’yü Barcelona’dan kiralayarak pratik bir çözüm bulmuştu... Rüştü ve Arda’nın pozisyonları bire bir örtüşmese de endüstriyel futbolda çare tükenmez!

Haberin Devamı

Boğaziçi Üniversitesi’ne teşekkür, Neriman Tekil ustaya saygı!
Bu mesleğe 19 yaşında başladım. İzmir’de, polis-adliye muhabirliğiyle. Sonra Talay Erker ustamla tanıştım, beni zorla Altay-Galatasaray maçına götürdü. 17 yaşında tüysüz bir delikanlının (Mustafa Denizli) Galatasaray’ı, Kupa’dan eleyen iki golüyle ilgili notlar yazdım. Patronum Malik Yolaç, Akşam’ın merkezine, İstanbul’a çağırdı.
Kırk üç yıl olmuş... Hala İstanbul’dayım. Spor gazeteciliği bana onur duyduğum bir kariyer kazandırdı.
Geçenlerde Boğaziçi Üniversitesi Spor Kulübü’nün 7 bin öğrencinin oylarıyla “Yaşam Boyu Onur Ödülü”ne layık görüldüm, duygulandım. Onur duydum, çünkü genç kuşakla iletişimim kopmamıştı. Tüm yorgunluklarım gitti, kuş gibi hafifledim, adeta uçtum. Onlara teşekkür ediyorum.
Dün de Avrasya Maratonu’nu düzenleyen İBB Spor AŞ’nin meslektaşlarımdan kurulu jürisi beni, “Neriman Tekil şükran ödülü” ile onurlandırdı. Atletizmin unutulmaz ustası Neriman Abi’ye yürekten minnetlerimi sunuyorum. Işıklar içinde uyusun. Onunla tanışmak, atletizmle ilgili hemen her şeyi ondan öğrenmek, zaten benim için en büyük ödüldü. Ne mutlu bana!

Nerede bu seyirci?
Sıddık Turgut’un, Hürriyet’teki araştırması ilgi çekici... Futbolda Süper Lig statlarının toplam kapasitesi 451 bin 472 kişi. Ama ligin ilk yarısında ulaşılan rakam, tedirginlik yaratıyor: 212 bin 500... Doluluk oranı yüzde 47...
Bu oran turizmin durgun sezonunda herhangi bir otelde gerçekleşse, tedbirler alınır, promosyonlar yapılır, çare bulunur.
Ne yazık ki bizim futbolumuzda bu sorunla uğraşmaya zaman kalmıyor. Daha büyük sorunlar var gündemde...
Öte yandan Lig TV’nin dekoder satışları beklendiği gibi gerçekleşmemiş. Dahası, geçen yılın dekoder sayısında bile düşme olduğu söyleniyor. Ortada kesin rakamlar yok ama, onlar da mutlu değil! O yüzden taahhütlerinde 100 milyon dolarlık indirim talepleri var.
Özetlersek, futbol seyircisi uçup gitmiş. Nereye mi gittiler? Dizileri izliyorlar, sıcak evlerine döndüler, başka eğlenceler buldular. Çünkü futboldan soğudular.
Peki neden soğudular?
İşte en gereksiz soru...
Çünkü yanıtı herkes biliyor!