TT Arena’da merak ettiğim o kadar çok şey vardı ki son anda akreditasyonumu alıp Aslantepe’nin yolunu tuttum.
Hemen söylemeliyim... Öksüz bir maç izledim... Fatih Terim yoktu. Galatasaray tarihine ileride sayfalar dolusu yazılacak öyküleri de biliyorsunuz, kararı da. Sözleşmesi feshedilmiş İmparator’un “halefi” ise Rizespor maçına değil, Juventus deplasmanına yetiştirilecekti. Aday isimler havada uçuşurken, sarı- kırmızılı taraftarlar olgun ve onurlu biçimde hocalarına selam gönderdiler... Taffarel’i, Hasan Şaş’ı, Ümit Davala’yı tribüne çağırıp “İmparator” diyerek sevgi mesajları gönderdiler. Sonrası ise daha da ilginçti: Herkes gider, biz kalırız!” Şahsen üstüme alınmadım, ne bileyim alınması gereken birileri vardır, herhalde.
Öksüz maça dönersek... Galatasaray önceki maçlara oranla daha gayretli, daha istekli gibi göründü. Ancak aldatıcı bir tabloydu bu... Savunma ve orta alan standart görev yaparken, hücumdaki üçlü, Sneijder ve önündeki golcüler - Drogba ile Burak- durgun, verimsiz, etkisizdiler... Sneijder ayrıca isteksizdi. Devre sonunu bile beklemeden 35’de oyundan alındı, doğru karardı. Özellikle Drogba’nın kendini bir ölçüde ekonomik kullandığını, enerjisini Çarşamba Juventus’a sakladığını düşündüm. Burak ise maç boyunca en az dört kez “tam da Buraklık” diyebileceğimiz pozisyonlar buldu. Vurmadı, vuramadı, durdu. Galatasaray’ın en iyisi, takımın en kıdemsizi Bruma’ydı. Sağ kanattan delici bir rüzgâr gibi topu adeta uçurarak rakip ceza alanına giren, adam eksiltip isabetli paslar veren Bruma, Engin’in golünde de hem topu getiren hem de asist yapan adam oldu. Sonrasında Drogba’nın pasında olduğu gibi bir - iki kez kale ağzında yüzde yüz gol şansıyla buluştu, kötü vuruşlarla topu hep auta attı.
Galatasaray’da ayrıca bir gerginlik ve asabiyet hali de gözlemledik. Selçuk’un çok erken sarı kart görmesi, sonra da görevini kırmızı ile tamamlaması (!) tam da ortama uygundu.
Rizespor, oyun olarak zenginlik ve renk sergileyemedi bize. Ama yine de dirençli, dayanıklı, hücum oynamaya niyetli bir takım kimliği gösterdi. Çalımbay’ın ekibinde Ali Adnan gereğinden fazla liderlik üstleniyor. Cernat da emekli bir usta gibi oynuyor. Leonard Kweuke, Sercan ve Tevfik Köse maçın başından sonuna kadar ısrarla golü aradılar ve duran topla beraberliği buldular. Galatasaray, bu sezon öne geçiyor, yakalanıyor. Derbide unuttukları arıza, Arena’da yine sorun yarattı. Üstelik Fatih Hoca da yoktu. Dedik ya öksüz maçtı bu!