Hayır, kimse kazadan söz etmesin artık. Galatasaray arızalı... Bu gerçekle yüzleşip hesaplaşarak, gerekli önlemleri alarak arızayı gidermek zorunda Fatih Terim... Arıza, savunma hattından başlıyor orta alanda devam ediyor, kanatlarda teklemelerle kendini gösteriyor ve hücumda zirveye çıkıyor.
Burak’ın Dede’nin gaflet anında ayağına düşürdüğü topu gole çevirmesi, bir an için hiç değilse skor tabelasında- arızanın giderildiği izlenimini yarattı. Ama yetmedi. Aksine, o dakikaya kadar işin hücum yönünde organize olamayan Eskişehirspor’a uyarıcı etkisi yarattı o gol!..
Arena’da konuk takımın Erkan Zengin’le attığı gol, her bakımdan unutulmaz bir ders niteliğindeydi. Muslera çeldi topu, Cris var, başka kimse yok... Top Eskişehirli’ye gitti. Vurdular, yine döndü... Dönene Erkan Zengin vurdu, çok rahat ve markajsız, golü yaptı. Beraberliği kaptı.
Fatih Terim, anlaşılan o ki Ujfalusi’yi çok arayacak. Tecrübeli Çek’in yerine alel acele alınan Cris, ağır... Dany’nin çabukluğuna ayak uyduramıyor... Partnerini yalnız bırakıyor. Öte yandan sağ ve sol bekler Eboue ile Riera da kademe zahmetine pek girmeyen, savunmadan çok hücum hevesleri gösteren oyunlarıyla disiplini de kaybettiler.
Tümü yabancılardan oluşan kaleci ve savunma hattı, maçın başından Erkan Zengin’in golüne kadar sık sık uyumsuzluk gösterdi. Savunma derinliğini kaybettiler. Ama Eskişehirspor’un çift santrfor oynamasına rağmen, golsüz beraberliğe razı anlayışı bu gerçeğin üstünü örttü. Eskişehirspor, savunmasında ayakta kalmaya çalışırken, orta alanda da defansif tercihlerle mücadele etti. Tello, Alper Potuk ve Veysel’in öndeki Kamara- Necati ikilisine gol pozisyonları hazırlayamadığını gördük. Bireysel çıkışlar, uzun toplarla buluşmalar da Kamara ve Necati’nin golleri bulmasına yetmedi.
Galatasaray’ın hücum etkinliğini bozan unsurlar da var elbet... Genç Emre elinden gelenin en iyisini yapıyor ama, Hamit iyi niyetine rağmen yetersiz. Selçuk sadece duran toplarda etkili. Melo, takımın form çizgisi en gerideki oyuncusu. Terim onu ısrarla oynatıyor. Ama Melo’da hiçbir ilerleme yok!
Burak - Umut ikilisini hücumda çok görülmesine rağmen, birbirinden kopuk oynadığını gördük. Bu arada Burak’ın da her ikili mücadeleden bir faul kararı beklemesi, hakemin hiçbir kararına rıza göstermeyip sürekli itiraz etmesi, sonunda İlker Meral’in sarı kartına neden oldu. Burak Yılmaz, “rol”e değil, ”iş”e odaklansa, dün attığı tek golden fazlasını atabilirdi...
Terim’in arızayı gidermek için milli maç arasında ekstra çalışma yaptırması bekleniyor doğal olarak. Ne var ki takımın yarısından çoğu geçici göreve gidiyor. Fatih Hoca’yı zor günler bekliyor!