Arena’nın çimleri yenilenmiş... Galatasaray taraftarları, yeni zeminde takımın da kendini yenileyerek bir “bayram ziyafeti” sunmasını bekliyor.
Haklılar... Çünkü Galatasaray’da o kapasite var.
Ama kimsenin hesaplamadığı bir gerçek de sahada, herkesin gözünün önünde duruyor.
Mersin İdmanyurdu “kurbanlık” rolüne hiç de razı değil. Hadi mekanın Arena olduğunu dikkate alarak konuşalım. Nurullah Sağlam, takımını matadora teslim olacak bir boğa olarak getirmemiş İstanbul’a...
Tam aksine... Mersin İdmanyurdu’nun gözü kara mı kara!
Oyuna ortak oluyorlar. Direniyorlar. Kör bir inatla direnme değil bu. Sahanın her yerinde varlık gösteriyorlar.
Mert Nobre, Andre Moritz, Ben Yahya... Bir de Nduka katılıyor onlara...
Peki Galatasaray ne oynuyor?
İlk yarıda beklenmedik bir 4-1-4-1 dizilişi... Savunmanın önünde Felipo Melo...
Sonra kalabalık bir orta alan... Sabri, Kazım, Selçuk, Riera...
Onların önünde Elmander...
Bu sürpriz formata kim, ne der?
Bir kere savunma ağırlıklı göreviyle Melo, yaratıcılıktan, gol bölgesinden uzakta, basit bir role indirgenmiş, pasifize edilmiş gibiydi.
Orta alanda da Sabri ve Kazım’dan biri fazlalık arz ediyordu. Sabri’nin sağ kanattaki varlığı o kadar etkili değildi. Elmander’in arkasında bir tür gizli santrfor gibi bekleyen Kazım da hiçbir şey üretemedi.
Mersin İdmanyurdu, Galatasaray’ın bu oyun anlayışı karşısında rahat etti. Savunmasında ve orta alanında bol bol top kazandı. Kazandığı topları ustalıkla ileri uca taşıdı. Andre Moritz ve Ben Yahya zaman zaman ustalık gösterdiler. Nobre çenesinden çok ayaklarını çalıştırsa, daha çok pozisyona da girebilirlerdi.
Sağlam’ın ekibi, niyetinin ve mücadelesinin karşılığını aldı. Muslera’nın, Moritz’e yaptığı penaltı ilk ödülleriydi. Moritz kullanamadı o fırsatı. Sonra ikinci yarıda N’duka da üst direğe yaptığı vuruşta çizgiyi aşırtamadı.
Galatasaray ikinci yarıda Sercan ve Ayhan’la dünya görüşünü değiştirip 4-4-2’ye döndü. Sıkça pozisyona girip inanılmaz goller kaçıran Elmander’e bir iş ortağı olarak atanan Sercan Yıldırım’dan çok şey bekliyordu Fatih Hoca...
Ama olmadı!. Aslan uyandı uyanmasına da galiba biraz geç kaldı, avını kaçırdı!
Dünün kahramanları kimler mi? Topu elleriyle oynayanlar. İki takımın kalecisi... Ellerine sağlık ikisinin de!