Galatasaray "aslanla" sembolize edilmiştir. Elhak doğanın en kahraman canlılarından biridir Aslan... Leşle değil, avla beslenir. Takım oyunu oynar, dişileri bile sıkı avcıdır.
Kimse kusura bakmasın, Hagi’nin yönetimindeki Galatasaray’ı aslana değil, kargaya benzetiyorum artık...
Hani ağzındaki peynirle dala konmuşken, tilkinin iltifatlarına kanıp şarkı söyleyen... Ağzındaki peyniri düşüren karga!
Skor avantajını (dün hem de iki kez) yakalayan, sonra o avantajı harcayan, rakibine yakalanan ve üç puanı enayice kaptıran takım gibi...
İstanbul Büyükşehir Belediye karşısında da aynı komediyi sergilediler, dün Ankaragücü önünde de.
Peki neden oluyor böyle?
Birincisi, Hagi’nin akıl almaz, bedene uymaz 4-3-3 inadı. İkincisi hiç uygun olmadığı halde, futbolcuları yanlış yerlerde oynatma tutkusu...
Dahası, hücumda ve savunmada ilkesiz, disiplinsiz, uyumsuz dağınıklığı...
Galatasaray korner atışları kullanıyor. Hep ön direğe atılıyor top... Orada da rakip stoperler rahatça uzaklaştırıyor. Duran toplarda çalışılmış, alışılmış bir organizasyonu yok...
Sadece kendi kullandıklarında değil, rakibin kullandıklarında da aynı durum söz konusu!
Aydın’ın attığı golde, Pino topu eveleyip gevelerken son anda asiste dönüştürüyor beceriksizliğini... Aydın da topu düşündüğü biçimde kalecinin sağına atsa, Özden kurtarabilir... Ama kötü vuruyor ve kalecinin solundan golü buluyor.
Her neyse gol goldür... Ama Sestak’ın da golü var... Hem de 5 Galatasaraylı’nın arasından Klukowski’nin kafayla aşırttığı topa akıllıca bir kafa vuruşu. Stoper Hakan Balta da adamın dibinde, iyi mi!
Hagi kontrolü kaybediyor
Aydın ve Pino dünün kötü oynayan şanslı golcüleri. Nasılsa Aydın’ın direkten dönen topu Pino’nun önüne düşüyor... O da güzel bir plase ile golü atıyor, aferin!
Durun daha, maç bitmedi... Sestak da son sözlerini söylemedi...
Yine bir hava topu yine bir aşırtma, yine bir kafa... Yine Sestak...
Sonra Servet’in kaptırdığı bir top. Bu defa uzaktan ayakla yine Seslak!
Hagi, takım 2-1 önde iken, Stancu ile Barış’ı değiştiriyor... Barış’ın oyuna katkısı vıdı vıdı... Sonra 2-2’ye dönüyor oyun, Çağlar’ın yerini Mustafa Sarp’ı alıyor. Kısacası, oyunu tutacak, kontrol edecek defansif karakterli adamlar arttıkça kontrolünü kaybediyor Hagi...
Karga ağzındaki peyniri kaptırıyor...
Hatırlayalım. Ali Sami Yen’deki maçı da 4 - 2 Ankaragücü kazanmış, Galatasaray Rijkaard’ı o maçtan sonra postalamıştı...
Bu defa öyle bir olanak da yok! Cuma’ya da Arenada Fenerbahçe maçı var...
Hoca mı oynatır artık , yoksa mekan mı? Bilemeyiz!
Oradaki takımın kimliği ne olacak? Karga mı, Aslan mı? Bekleyeceğiz, göreceğiz!