Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sneijder, tamam... Drogba tamam. Onun gelişiyle titreyip kendine dönerek çifte gol çakan Burak Yılmaz da tamam.
Aslan Sürüsü Galatasaray, artık büyük avlara hazır!
Ama her toplulukta olduğu gibi “Aslan Sürüsü”nde de müthiş bir iktidar savaşı var. Bu savaş, söylenenler, anlatılanlar doğruysa, büyük av peşinde koşan aslanları avcı olmaktan çıkarır, ava dönüştürür. Unutmayın, her avcının da bir avcısı vardır. Ve onlar hep pusuda beklerler, uygun zamanı kollarlar.
Haydi, doğadan kulübe ve takıma dönelim.
Anlatılanlara göre, Ünal Aysal ve bazı yöneticilerin stratejik transfer hamleleri, Fatih Terim karizmasına karşı ortaya konan büyük bir planın parçası.
Fatih Terim, elindeki zenginleştirilmiş ve güçlü kadroyla Super Lig şampiyonluğunu kazanırsa, kesmez! Hiç kimse bu başarıdan tam anlamıyla tatmin olmaz. Biliyorsunuz, Süper Lig tarihinin en az puanla bitecek sezonunu idrak ediyoruz hep birlikte.
Terim ve ekibi için asıl başarı endeksi Şampiyonlar Ligi’dir. Bu büyük arenada Galatasaray, Schalke’yi eler ve en azından yarı finale kadar yoluna devam ederse ne ala. Terim bunu başarırsa, Aysal ve ekibinin yorumu hazırdır:
“Kardeşim, hayal etmediği transferleri yaptık, eh o kadar olacak artık. Bu başarı onun değil, Başkan’ın başarısıdır!”
Olur ya, Schalke karşısında yaşanacak bir hayal kırıklığından sonra keskin kılıçlar da kınından çıkıverir:
“-Başkan hayal edemediği yıldızları aldı, ama Terim başaramadı!”
Sonrası için de herkesin bekleyebileceği bir plan uygulamaya konulur.
Galatasaray’la Terim yol ayrımına gelir. Saygı, sevgi ve teşekkür söylemleriyle nikah bozulur.
Her iki tarafın da böyle bir ayrılığa şimdiden hazırlık yaptığı söyleniyor.
Ünal Aysal’ın yakın çevresi, Başkan’ın, Van Gaal’le konuştuğunu yayıyor.
Fatih Terim ile AS Roma kulübü arasında görüşmelerin yapıldığı da şimdiden bazı spor gazetelerine haber olmaya başladı bile.
Dilerim, bunların hepsi yalan ve uydurmadır.
Zamanı gelince, güler geçeriz.
Malum, kimsenin ağzı torba değil, büzemeyiz!..
Yine de büyük camiaların, hele kıskanılacak zenginliklerin büyük dedikodusu olduğunu, o zenginlikten herkesin kendine pay çıkarmaya çalıştığını unutmayalım.
Galatasaray, Süper Lig liderliği ile de Şampiyonlar Ligi performansında da “tatmin edici” bir başarı gösteremedi, maalesef.
Evet, birçok rakibinin kıskanacağı bir yerde ama, aslan gönlünde yatan yerde değil henüz!
Gönlündeki hedeflere ulaşabilmesi için çok çalışıp çok koşarak, aklını ihtiraslarının önüne çıkararak, tam bir sorumluluk duygusu, tüm birimleriyle sıkı bir disiplin ve işbirliği içinde olmalı.
Tıpkı aslan sürüsü gibi!

Haberin Devamı

Vah güreşim vah!

Haberin Devamı

Los Angeles 1984... Olimpiyat Oyunları’nda Ali Gümüş ve Nezih Alkış’la birlikte Anaheim Arena’ya gidiyoruz. Taksi, en az 50 dolar yazıyor. Reşit Karabacak’ın, Schultz tarafından kolunun kırıldığı güreşe zor yetiştik. Salona girer girmez şoka uğradık. Koca salonda toplasanız 50-100 kişi ancak vardı. FILA dünya güreşini televizyon ekranlarında tutmak için 12 dakikalık müsabaka süresini kırpa kırpa 3 dakikaya indirdi. Yine de yaranamadılar. Oyun kurallarını yap boza döndürdüler. Hiçbiri çare olmadı.
...Ve sporun en temel dallarından biri olan güreş, son darbeyi de dün yedi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) 2020’den itibaren güreşin olimpiyat programlarına alınmamasına karar verdi. Kazanırsak, İstanbul ‘da güreş yok!
Çok acı ve kötü bir haber bu! Dünya güreşi, IOC’ye karşı pes etmemek, savaşmak durumunda. Bu yangın söndürülmeli!

Haberin Devamı

Gekas borç mu ödüyor?
Aristotle Onassis, İzmir Karataş’ta bir Rum çocuğu olarak dünyaya geldi (1906). Aile kurtuluş savaşı sırasında zor günler geçirdi. Teyzesi, eniştesi ve çocukları İzmir yangınının külleri arasında kayboldu. Kayınpederim merhum Mehmet Alkan, kurtuluş savaşında İstiklal madalyası kazanan bir gaziydi. Bir gün anılarını anlatırken, Akhisar’da Yunanlı subayların camide gaz dökerek yakmaya hazırlandığı bir grup Türk gencini, Onassis’in “Bunlar benim arkadaşlarım, bırakın!” diyerek kurtardığını anlatırdı. Sonraki yıllarda dünyanın en zengin armatörü olan Onassis’in tütün alımları sırasında Akhisarlı üreticilere borcunu ödemeden memleketi terk ettiği de yazıldı.
Theofanis Gekas, Yunanistan Milli Takımı ile Avrupa şampiyonluğu kazandı. Almanya, İngiltere derken, yolu yeniden Türkiye’ye düştü. 33 yaşında bir futbol kurdu olarak iki maçta 3 gol atıp Akhisarspor’a umut aşılıyor şimdi.
Barış güzel şey... Yunan futbolcu, bir zamanlar atalarının savaştığı topraklarda şimdi top kovalıyor, kimbilir belki de Onassis’in borcunu ödüyor!

Çok yaşa Can abi
12 Şubat 1955... Fenerbahçe’nin genç sporcusu Can Bartu, İnönü Stadı’nda Beşiktaş’a iki gol atıyor... Sonra Taksim’e çıkıp Tepebaşı’na geçiyor ve Spor Sergi’de basketbol ayakkabılarını giyerek Galatasaray potasına 32 sayı bırakıyor.
Dünyada çok az benzer örnekler var. Can Bartu bugün 77 yaşında... 19 yaşında yola çıktığı muhteşem bir kariyeri, Avrupa kupalarında final oynayan ilk Türk olarak tamamladı. İtalya’da “sinyor” oldu. Başımızın tacısın... Çok yaşa sen Can abi...