Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üçüncülük hesapları nereye götürür bilemem ama dünkü maçın bize özlediğimiz Türkiye’yi geri getirdiğini biliyoruz.
Suskun ve miskin bir başlangıçla hemen her turnuvada olduğu gibi işi, içinden çıkılamaz hale getiren Milli Takım, dün grubun son maçında Çek Cumhuriyeti’ne karşı farklı başladı. Caner’in yerine İsmail, Hakan’ın yerine Emre Mor’la sadece kadroda yapılan değişiklik değildi bu. En başta kaleci Volkan, tümüyle savunma, orta alan, kanatlar filan... Hepsi de fişek gibi delikanlılardı. Gayretli, dirençli, inatlı ve inançlıydılar. İkinci tur hesabı ne kadar karışık olursa olsun, onlar takımca becerilerini, dayanışma duygularını ve fizik kapasitelerini net biçimde ortaya koydular. Belki devam etmeyeceklerdi ama, onurlarıyla veda edeceklerdi.
Oynadıkları oyun her şeye bedeldi. Nasıl oldu, nasıl uyandılar? Kavga mı ettiler? Küstüler, barıştılar mı? Bu takım kavgasız, polemiksiz, dırdırsız olamaz mı? Hayırlı bir oyun için ille de hır mı çıkarmak gerekiyor? Bunları bilemiyorum. Tartışmak da istemiyorum. Bugünü coşkuyla kutlayalım. Dünkü oyuna saygı duyalım... Bırakın sorunları yarın tartışalım!
Çekler topla daha çok oynadılar. Oranlar başta bizden yanaydı. O başlangıç etabında Emre Mor’un ortaladığı topu sağ plaseyle içeri çeviren Burak Yılmaz golü attı. Rahatladık. Sonraki bölümleri yüksek moral ve özgüven duygusuyla oynadık. İkinci yarıda gol girişimlerini de baskılı oyunu da Çekler gösterdi. Ama Milli Takım da savunma disiplini, orta alandaki sakin ve akıllı oyunuyla, etkin kanatlarıyla taş gibi sağlam bir mücadele örneği verdiler... Hakan Balta, Mehmet Topal, İsmail, Gökhan savunmadan fazlasını yaptılar. İkinci golde Mehmet Topal’ın rakip oyuncuları perdeleyerek Ozan’a yaptığı asist de alkışa değerdi.
Özetle... Yorgun dargın bir turnuva yaşıyoruz.... Ama dün geceki maç çok güzeldi... Herkesi barışa çağırıyoruz.