Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünkü maç Abdülkadir (Dk.3) ve Rıdvan’ın (Dk.14) beklenmedik sakatlıklarla oyundan çıkmalarına neden olan erken talihsizliklerle başladı. Sonrasında oyuna giren N’Sakala’nın adrese teslim ortasında (artık buna asist demek gerekiyor) Aboubakar’ın sert kafa vuruşuyla Beşiktaş’ın golünü izledik. Bu vuruşta ters ayakta yakalanan Trabzonspor kalecisi Uğurcan da topa parmak uçlarıyla dokundu ama, golü önleyemedi. Bunun adı şanssızlık.. Rıdvan’a üzülen Beşiktaş’ın oyuna sonradan giren N’Sakala katkısıyla golü bulması da şans!
Peki, Nwakaeme’nin şutunda topun önce Vida’ya sonra da Montero’nun göğsüne çarparak yerde yatan Ersin’in çaresizliğinde Beşiktaş kalesine beraberlik golü olarak girmesine ne demeli? İkisi bir arada…Trabzonspor şanslı, Beşiktaş şanssız!
Büyük maçta tempo vardı. Koşu vardı. Yaratıcı paslar ve pozisyonlar vardı. Oyunun kontrolünde en iyi ilkenin hücumda kalmak olduğunu gösterdi iki takım da. Top rakipte iken geri kazanmanın çabasını sergilediler. Ev sahibi de konuk da örnek takım oyunu oynadılar.
Beşiktaş, evet, topun sahibiydi (64/36). Kanatlarda Ghezzal ve Larin’le (ilaveten N’Sakala ile) sürekli gol pozisyonuna giriyordu. Larin, Aboubakar, Mensah sürekli ceza alanına dalıyordu. Ama Trabzonspor da hücumcu bir karakter sergiledi dün. Nwakaeme, Ekuban ve Djaniny de “saldırı üçlüsü” olarak maça renk ve denge getirdiler. Sonra da galibiyete uzandılar.
Beşiktaş’ta Josef, Trabzonspor’da Berat, çabuklukları ve oyunu savunmadan hücuma dönüştürmeleriyle göz doldurdular. Berat’ın 62’de yerini Bakasetas’a vermesi, Abdullah Hoca’nın beklenen hücum hamlesiydi. Nitekim bu hamle ile Trabzonspor hücumda daha çok görünmeye başladı. 63’te Vitor Hugo ile golü bulması, hamlenin erken sonucuydu.
Beşiktaş beraberliği kendi lehine bozmak isterken önemli bir unsurunu kaybetti: Disiplin. Herkes kafasına göre oynamaya başladı. Hücum inisiyatifini ele geçiriyor, ancak pas üstüne pas yaparak Trabzonspor savunmasının set oluşturmasına yardımcı (!) oluyorlardı. Sergen Yalçın’ın N’Koudou, Dorukhan hamleleri beklenen sonucu sağlamadı. Açıkçası, Ljajic’i oyuna almakta da (Dk.74) gecikti Sergen Hoca. İkinci yarıya Ljajic’le başlasa belki daha iyi bir hamle yapmış olacaktı.
Her şeye rağmen Beşiktaş maçı kurtarmak için olağanüstü çaba gösterdi. Dorukhan’ın kırmızı kart görmesi de talihsizlikti.
Günün kahramanı yok mu? Elbette var: Trabzonspor kalecisi Uğurcan… O kadar dikkatli, yay gibi esnek ve o kadar da şanslıydı ki, alkışları almayı da galibiyeti korumayı da becerdi! Bravo çocuk… Bravo Avcı Hoca, bravo Trabzonspor!
Beşiktaş’a dönersek. Maçla birlikte liderliği de kaybettiler. Ama daha çok maç var. Bekleyelim.