Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş için de Bilic için de soğuk bir geceydi. Atatürk Olimpiyat Stadı’nda 1-0’la bile tur atlayacak takım, ilk 45’te o tek golü bir türlü bulamıyor, saç baş yolduruyordu. Uçanlarla ‘bu da kaçar mı’lar Fernandes’ten başladı, Almeida, Olcay, Hutchinson’la devam etti. Rakip bir Norveç takımıydı ve kimse kendini geçmişin acı anılarından soyutlayamazdı. Rosenborg ve Valerenga maçlarını anımsamak, tedirginlik için yeterliydi.
Efendim, küme düşme hattında zor günler geçiriyorlarmış. Norveç Ligi hiç de önemli değildi aslında. Trömsö yıllar önce Galatasaray’a yaptığı ‘acı sürpriz’in peşindeydi. Fizik güçleriyle teknik ve taktik zaaflarını örtüyor, bir korner, bir duran top ve bolca koşu ile bulacakları bir golün hesabını yapıyorlardı... Beşiktaş golleri kaçırdıkça adamların kronometreyi akıllıca kullanıp, kurnaz taktiklere de başvurduklarını görmeye başladık.
Ama durun... O sıkıntılı dakikalarda Bilic’in gözlem ve analizleri sihirli çözümü buldu. İkinci yarıya başlarken gördük ki Hırvat hoca Ersan’ı çıkarmış, zoraki sol bekin görevini Hutchinson’a vermişti... Fernandes’in yaratıcı rolüne de bir ortak girdi oyuna: Oğuzhan... İşte sezon başından beri merakla beklenen Beşiktaş’ın daha etkin, daha güven veren kurgusuydu bu. Gördük ki Kanadalı hiç de yadırgamadı yeni yerini... Aksine, sol önde oynayan Olcay’a destek verdi. Hücumda daha etkin bir rol üstlendi.
Oğuzhan-Veli ortaklığı da daha verimli bir tablo çizmeye başladı... Sonra Fernandes’in Almeida’ya duran toptan yaptığı asisti ve Portekizli’nin sıçramadan attığı kafa golünü gördük. Ardından Veli-Gökhan kurgusuyla Oğuzhan’ın attığı gol geldi. Beşiktaş gerçekten kısa bir şok tedavisi ile gerekeni yapmış, turun anahtarını çevirmişti...
Burada Bilic’i de takım içindeki dayanışmayı ve ortak çabayı da alkışlamak gerekiyor. Beşiktaş böyle devam ederse, geçen yıl bir süre yaşadığı coşkuyu bu defa daha renkli oyunlarla sergileyip taraftarının özlediği heyecanı yaşayabilir.
Yine de son 20 dakikaya dikkat etmek gerekiyor. Rakip takımın maçı en azından uzatmaya götürecek 1 gol için yaptığı hamlelere karşılık Beşiktaş hem yorgunluk, hem de konsantrasyon kayıplarıyla yürek ağızda pozisyonlar yaşadı. Bilic’in bu topu tutamama hallerine, dağınıklık ve kopukluğa bir çare bulması gerekiyor. Fernandes, Veli, Hutchinson, Gökhan Töre, Sivok ve Serdar gecenin parlayan adamları oldular.
Beşiktaş hem UEFA hem de lig için iyi sinyaller veriyor.
Ah bir de şu CAS sancısı olmasaydı!