Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk futbolu bir bakıma devrim gibi “yeniden yapılanma” sürecine giriyor. TFF bünyesinde yer alan bir çok hak ve etkinlik, Kulüpler Birliği’nin oluşturacağı “Süper Lig A.Ş.”ye devredilecek. Yayın hakları dahil, futbolun önemli gelir kalemlerini oluşturan bir çok kaynak - yenileriyle birlikte - bu şirketin kontroluna geçecek.

Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ’ın çabalarıyla bir araya gelerek nihayet görüş birliğine varan kulüplerimiz, öncelikle TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in iyi niyetiyle desteklediği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yol verdiği” yeni bir dayanışma ortamı oluşturuyorlar.

Haberin Devamı

Umarım bu iyi niyetli yol haritası, kulüpleri ve yöneticileri sıkıntıdan kurtaracak disiplinli bir yolculuğa vesile olur. Kulüplerin üzerinde anlaştığı bir çok madde, şimdiden eski yıllarda edinilmiş bir çok alışkanlığın artık geçerliliğini kaybedeceği umudu veriyor. Örneğin spor kulüpleriyle ilgili yasada, yöneticilerin mali sorumlulukları belirlendiği takdirde, Süper Lig A.Ş.’nin de buna ayak uydurabileceği açıklanıyor:

“-Süper Lig kulüplerinin UEFA ve TFF Ulusal Lisans Talimatları’nda tanımlanan futbol gelirleri ile giderleri arasındaki negatif farklar için, belirli bir geçiş süresi konularak doğru bir model ile yöneticilerin de kulüp veya spor anonim şirketleri ile birlikte müteselsilen sorumlu olması düzenlenebilir.”

Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ’a sordum:

“- Ana statüye göre TFF delegelerinin yüzde 85’ini elinde bulunduran kulüpler, yine TFF tarafından özgürce denetlenebilir mi? Bu denetimler, hoşgörü ya da baskıyla - önceki yıllarda yapıldığı gibi - sulandırılamaz mı, gölgelenemez mi?”

Gümüşdağ, “Böyle denetim hoşgörüsü artık kesinlikle sona ermelidir. Biz mali disiplini zamanında sağlasaydık, bugün Galatasaray’ın, dün Beşiktaş ve Bursaspor’un başına gelenler olmazdı. Finansal fair play’i siz uygulamazsanız, UEFA gelir size uygular! Ayrıca kamuoyu ile paylaştığımız Süper Lig A.Ş. Çalışma Taslağı’nda bunu açıkça dile getirdik. Kulüplerin yeni yasayla Süper Lig A.Ş.’nin faaliyete geçmesinden sonra mali disiplini kesinlikle sağlaması gerektiği konusunda görüş birliğine vardık.”

Haberin Devamı

Şeytan dürttü, sordum:

“-Süper Lig A.Ş.’ye bir yılda kaç CEO dayandırabileceksiniz?”

Kulüplerdeki CEO uygulamalarından, kurumsallaşma çalışmalarından (!) bu işin “kurbanlık koyun” statüsüne dönüştüğünü anımsattım. Gümüşdağ güldü:

“- Yeni dönemde hiçbir kulüp ne federasyon denetimine, ne de görevini yapan CEO’ya karşı tavır koyamaz. Statümüz de yaşadığımız deneyler de buna asla izin vermez!”

Gümüşdağ bir şey daha ekledi: “18 kulüp başkanı artık şapkayı öne koymak ve düşünmek zorunda. Aksi halde bugünkü 1,5 milyar liralık borç, kısa zamanda 4 veya 6 milyara ulaşabilir ki, bu borcu hiçbir babayiğit kapatamaz!”

Süper Lig A.Ş. Çalışma Taslağı ile TFF-KBV mutabakat zaptını iyi niyetle bir umut girişimi olarak karşılıyorum. Çalışmalar sağlam zeminde ödünsüz uygulamalarla hayata geçerse futbolumuzdaki kaos dönemi bitebilir. Aksi halde...

Hep birlikte çökeriz!

DENETİM... denetim... DENETİM

Haberin Devamı

Bizim kulüplerimizde Denetleme Kurulu’na seçilmek bir onurdur. Denetleme kurulu raporları ise kongrelerin en kolay geçiştirilen gündem maddesidir.

Oysa denetleme kurumların namusudur. Süper Lig A.Ş. kurulunca doğal olarak “Denetleme Kurulları” da devreye girecek. Oraya seçilecek adamlar çok önemli... Örneğin Galatasaraylı Hayri Kozak, Beşiktaşlı Erdal Batmaz, Fenerbahçeli yönetici Ender Alkaya gibi uzman spor adamları böyle bir kurulda yer almalı... Akıl ve sorumluluk devreye girmelidir!

GOAL!.. GOAL!.. GOAL!..
Bu sergiyi mutlaka gezin!

İtalyan futbol hastası Umberto Paolucci, formalara, maskotlara, bayraklara ve toplara kafayı takmış. Milan da dahil dünyanın en büyük kulüplerinde çalışmış, Corriera Della Sports’ta yazarlık yapmış... Çocuk yaşta masum bir hevesle biriktirmeye başladığı hatıra eşyası, giderek büyük bir koleksiyona dönüşmüş.

O koleksiyonun bugünkü değeri 30 milyon Euro... 300 binden fazla eşsiz orijinal parçayı Umberto dünyanın beğenisine sunmaya karar vermiş. Bunların 600’ü Barley Arts tarafından Zorlu PSM’de sergileniyor... Dün sabah sevgili dostum Fatih Kuşçu ile birlikte o sergiyi gezdim. Çocukluk kahramanlarımın rüya formalarını gördüm, geride bıraktığım 50 yılın tanıklıklarını yeniden yaşadım. Hele ağırlığı 2 kiloyu geçen 150 yıllık futbol topunu elime alınca çok duygulandım. O topa plase vurmak, kafa atmak galiba gladyatör gücü istiyordu. Maradona’nın, Pele’nin, David Beckham’ın formaları önünde olmadık öyküler ve anekdotlar paylaştık. Toplamı 10’u bulan bir sürü oyun formatını gördük. Küçük heykelcikleri hayranlıkla izledik.

Goal! sergisinde bizden de bir şeyler vardı elbet... Milli takımın eski formaları... Ben en çok bayrak bantlı beyaz formayı severim, oradaydı. Bir de 50’li, 60’lı yılların kol söküğü iğreti bir dikişle onarılan kırmızı milli takım forması... Daha fazlası da olmalıydı elbet. Özellikle fotoğraflarla futbol tarihimizin orada da olmasını isterdim. Yine de dört dörtlük bir sergi... 5 Haziran’a kadar sizi bekliyor... Kendinize zaman ayırın, gidin, gezin, görün. Biraz insanca nefes alın!

Bir umut: Süper Lig A.Ş.