Galatasaray, kötü zeminde ev sahipliği yaptı. Kötü zamanda Gaziantepspor’u ağırladı. Neresinden bakarsanız bakın, “netameli” bir maçtı bu... Her an arıza çıkabilirdi.
Arena’nın zemini, hizmete alınan her yeni stadda görülebileceği gibi oldukça bozuk. Çukurlar, engebeler var.
O zemin hem oyunun kalitesini düşürdü, hem de tehlikeli bir durum yaratmaya başladı.
Kazım, o kötü zeminde tutunamadı. Sonra Gökhan Zan’ın talihsizliği... Bozuk zemin, onu da oyundan kopardı.
Tam o sırada işte Gaziantep’in parlayan genç yıldız adayı Muhammet Demir, Gökhan Zan tedavideyken, takım on kişi oynarken, kaleye sırtı dönük bir topuk darbesiyle beraberlik golünü buldu.
Galatasaray, Terim’in oyun felsefesini, taktik anlayışını henüz öğrenme ve sisteme dönüştürme aşamasındayken... Futbolcular, formsuzluk, sakatlık sürecinden bir türlü alternatif ve derinlik oluşturamamışken...
Kötü zamanda yani... Hem de kötü zeminde zorlandı!
Geçici olarak 10 kişi kaldığı anda beraberlik golünü yiyen Galatasaray, Popov’un golüne de engel olamadı. Gökhan Zan-Servet Çetin değişikliğinden on beş dakika sonra yine 10 kişi kaldılar. Servet, sanırım taktik bir faul yapmayı denedi Muhammet’e... Sarı kartı göze almış olabilir. Ama direkt kırmızı... Zor anlaşılır bir durum (Yanıtı Selçuk Dereli’de).
Zemin ve zamanı anladık, Başka nedenler de vardı bu kargaşada...
Galatasaray’ın, Selçuk-Melo ikilisiyle savunma önünde oluşturduğu “merkez”, her şeyden önce takımın en güvenilir, en yaratıcı bölgesini oluşturuyordu. O nedenle Gaziantepspor, topu o bölgeden uzakta, kanatlarda kullanmayı tercih etti. Muhammet’in, Popov’un golleri kenardan organizasyonun sonucu geldi.
Galatasaray’da, Kazım ve sonradan oyuna giren Eboue de, Riera da sağ ve sol kanatta hiç markaj yapmadılar. Engin, Selçuk ve Melo da oyundan düştüler.
Oyundan düşmeyen adamların başında Sabri vardı. Sergilediği oyunun adı tek sözcükle isyan... Elmander’e attırdığı beraberlik golü, o isyan duygusunun patlaması...Oyundan düşenlerin biri de Ujfalusi... Antep atağında Orhan Gülle tek başına ceza alanına yöneliyor. Ujfalusi ortalarda yok. Muslera çıkıyor çaresiz. Faturayı da Galatasaray ödüyor. Sonra Cenk Tosun’un Muslera’dan dönen topla attığı gol...
Arena’da boğa değil, matador yeniliyor!
Bu maçın tartışma odağını kuşkusuz hakem Abdullah Yılmaz ve yardımcılarının kararları oluşturacak.
Ama başka gerçekler de var.
Galatasaray lidersiz... Galatasaray disiplinsiz... Galatasaray’ın kimyası tartışmalı.
Kolunda kaptanlık bandı taşıyan “en Galatasaraylı” oyuncu Sabri bile kırmızı kart görüyorsa...
Yazık... Hem de çok yazık!