Dünya Kupası ile Şampiyonlar Ligi arasındaki zenginlik farkının test edileceği bir maçtı Almanya - Portekiz buluşması...
Şampiyonlar Ligi, her yıl sürekli olarak tekrarlanan devler maratonu. O maratonu kazanmak için Avrupa’nın en büyük kulüpleri yıldızları toplayıp “enternasyonal” kadrolarla kendilerini yeniliyorlar.
Avrupa’da milli formalar bu yüzden solmuş durumda. Kulüp rekabeti daha canlı, daha renkli, daha sürekli.
Bu tablonun tek istinası, Bayern Münih ve Almanya...
Bayern devler ligindeki statüsünü devam ettiriyor. Alman Milli Takımı’nda da çelik şaseyi oluşturuyor. Dünkü maça 5 Bayernli ile başladılar.
Portekiz’in Cristiano Ronaldo’su çoğuna göre Dünya’nın 1 numaralı oyuncusu... Altın Top’un sahibi... Ama dün coşkusunu değil, öfkesini sergiliyor. Maç boyunca yalnızlıktan kurtulamadığı için pek az topla buluşuyor. Biri serbest vuruştan attığı dört şut da savunmaya ve kaleciye takılıyor. Ronaldo Portekiz’i Dünya Kupası’na taşıdı. Ama Portekiz Ronaldo’yu taşıyamadı.
Yalnızdı... Real’deki arkadaşı Benzema Fransa’daydı, Angel Di Maria Arjantin’de... Real’de birlikte oynadığı Khedira ve Mesut şimdi karşı takımdaydı... Fenerbahçeli Meireles, sahada gezindi durdu. Hiçbir şey üretemedi. Beşiktaş’tan fiilen kopan Almeida, alışık olduğumuz üzere yine sakatlandı. Portekiz öyle talihsizdi ki çıkan Almeida’nın yerine bir Mustafa Pektemek’i bile yoktu.
Alman futbolunun sistemi var, geleneği var. Üretkenliği var...
Portekiz’in de sadece Ronaldo’su var.
O yüzden işte Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar’ı, futbolda çim yolup sürünürken de görüyoruz, Brezilya’da!