Yıldız Holding, kamuoyunda en tanınan markasıyla Ülker, futboldan ayrılma kararını tartışmaya açtı. Son 8 yılda futbola 200 milyon doların üzerinde katkı sağlayan Ülker, süresi biten sponsorluk anlaşmalarını gözden geçirecek. Futbol takımlarının formalarında ve statlarında görmeye alıştığımız markayı, belki de sadece Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı olarak alkışlayacağız.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kararlarına gerekçe olarak iki önemli vurgu yapıyor: “Kalite ve performansın gelişmemesi”
O iki sözcük spor dünyasında ilk önce başarıyı ve skor tabelalarını akla getiriyor. Şampiyonlukları, rekorları... Ama biraz daha derinden yaklaşırsak, kalite sadece şampiyonluk, skor tabelaları ya da rekor değil.
Kuşkusuz etik kaygılar da kalitenin önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Yıllardan beri futbolu yargıdan, cezadan, dedikodudan, kuşkudan kurtarıp “masum bir oyun” olarak oynayamıyoruz. Rekabet kültürümüz, kavgaya, karşılıklı suçlamalara ve çatışmalara dönüşmüş durumda. Şike ve teşvik primi iddiaları, tümüyle vicdan huzursuzluğu yaratıyor.
Statlar unutulmaz kötü örneklerle dolu...
Yıldız Holding Kurusal İletişim Genel Müdürü Zuhal Şeker, Ülker markasıyla bütünleşen “Mutlu bir an” sloganının spor alanlarında kutlamalarla tekrarlanmasını dilediklerini, ancak son yıllarda gündemi oluşturan “ceza”larla, sadece kendilerinin değil, başka önemli sponsorların da adeta “cezalandırıldığını”, dile getiriyor. Tüm markaların pozitif ortamda bulunmak istediğini hatırlatırken, futbol ortamındaki olumsuzluklara vurgu yapıyor. Söylediği net bir şey var: “2015-16 sonuna kadar iki kulübümüzle ve Milli Takımlarımızla sponsorluk sözleşmelerimiz devam ediyor. Bu ortamın olumlu yönde gelişip gelişmediğini göreceğiz. Değerlendireceğiz. Değişim olumluysa devam edebiliriz. Olumsuzluk devam ederse, çekiliriz!”
Grubun Başkanı Murat Ülker, kalitenin gelişememesini anlatırken, sanırım etik kaygıları da dile getiriyor.
Böyle bakınca Ülker’in futbol sponsorluklarından çekilebileceğini, böyle bir kararın önemli bir duruş ve beklenen bir tavır olacağını düşünebiliriz.
Ülker’in tavrı ve duruşu köşeli bir duruş. Anlaşılır ve belirgin. Murat Ülker, hemen herkesin birbiriyle kavgalı olduğu ortamdan kibarca ayrılmayı düşünüyor. Futbol dünyamızın muktedirleri bu sessiz çekilmeden sonra hangi yorumu yaparlar, durumdan nasıl bir ders çıkarırlar, bilemem.
Sadece şunu söylemeliyim: Ülker sahadan çekilirse, yeterince derdiniz var demektir. Başka sponsorlar da masadan kalkabilir. Barışın, temizlenin, arının ve eldeki sponsorları da kaçırmadan kalitenizi geliştirin. Sadece başarı değil, etik kaygılarınız da olsun!.
Kimbilir, belki o zaman Ülker de devam eder!
Şampiyon Fenerbahçe’nin beş köşeli yıldızı
1- Yargı önündeki dramatik durumundan bir dayanışma enerjisi yaratan Başkan Aziz Yıldırım.
2- Bilimsel çalışma disiplinini sabır ve kararlılıkla birleştiren Teknik Direktör Ersun Yanal.
3- Sadece takımının değil, tüm Süper Lig’in en başarılı oyuncusu Caner Erkin.
4- Her zaman, her yerde coşkuyla, sevgiyle, gözyaşı ve alkışla takımına destek veren Fenerbahçe taraftarları.
5- Soluk soluğa şampiyonluk yarışını “tıknefes zorlanmalarla”
erkenden bırakan Galatasaray ve Beşiktaş.
“Gidemezsen, gidersin!”
Beşiktaş’ta bardak çoktan taştı. Yönetimin, teknik ekibin ve futbolcu kadrosunun üst üste hatalarıyla oluşan sıkıntılı tablo, Sivasspor karşısındaki üç gollü yenilgiyle iyice karardı.
Tabloyu karartanların şimdi dürüst bir özeleştiri yapması gerekiyor. Sezona fırtına gibi başlayan takım, haklı ve anlaşılabilir mazeretlerin de ötesinde inanılmaz yanlışlar ve hatalarla lig ikinciliğini ve Şampiyonlar Ligi hedefini her defasında rehine koydu.
Başkan Fikret Orman ve ekibinin stat enerjisinden bir bölümünü futbol takımına aktarması, Slaven Bilic ve Önder Özen’in son 3 haftada ekstra motivasyon, ekstra performans için olağanüstü çaba göstermesi, futbolcuların da bu işi bir onur meselesi olarak kabul edip hedefi rehinden kurtarması gerekiyor.
Yönetim için bir şey diyemem ama.. Teknik ekibe ve takıma hatırlatırım:
“Ya Şampiyonlar Ligi’ne gidersiniz...
Ya da gidersiniz, arkadaşlar!”
Cavendish Türkiye’de
Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 50. yılında göz kamaştıran bir zenginlik ve kaliteye sıçradı. Bisiklet dünyasının en hızlı pedalı olarak bilinen Britanyalı Mark Cavendish, hızı ve klasıyla hepimizi heyecanlandırdı. Cavendish, Fransa Bisiklet Turu’nda 25 etap birinciliğiyle tarih yazmış bir sporcu. O turun son etabı Champs Elysees’yi dört yıl üst üste birincilikle bitirmesi ise eşine ender rastlanacak bir başarı.
Evet, Cavendish bizim topraklarımızda pedal basıyor. Bu olay, Pro Tur’ların bir adım gerisinde HC kategorisine yükselen Türkiye Turu’nun geleceği adına da büyük müjdedir. Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, sadece turda değil, öteki disiplinlerde de çalıştıklarını anlatıyor. Dağ bisikleti ve BMX’de de olimpiyata sporcu göndereceklerini söylüyor. Emin söylüyorsa inanırım. Sadece Cavendish’i değil, tüm bisikletçileri alkışlarım.