Gördük ki Beşiktaş’ın çivisi çıkmış: İstanbul’dan Ankara’ya götürülmeyen Atiba’dan söz ediyoruz. Bir oyuncunun varlığıyla böylesine alışkanlık yarattığı, yokluğunda da mumla arandığı az maç vardır. Dünkü Gençlerbirliği-Beşiktaş maçı da onlardan biri.
İbrahim Üzülmez maç sonunda neler hissetmiştir, bilinmez. Acaba öne geçtiği maçta iki puanlık kayba uğradığı için üzülmüş müdür? Yoksa eski takımı ile yeni takımının beraberliğinden buruk bir memnuniyet mi duymaktadır? Dedik ya bilmiyoruz. Galiba en doğrusu şu: İbrahim, üzer!
Şenol Güneş, salı akşamının Napoli randevusu için hem rotasyon yaptı, hem de bazı oyuncularını dinlendirmeyi tercih etti. Doğru bir yaklaşım. Ne var ki oyun merkezinde Tolgay - Necip ikilisi pek de uyumlu durmadılar. Necip’in sert savunmacı karakteri, keskin sirke misali ona dokundu. 16. dakikada sakatlanıp yerini Rhodolpho’ya bıraktı. Asıl akıl oyunları da o zaman başladı. Güneş, Tosic’i göbekten alıp sol beke atadı. Oradan da Adriano’yu Tolgay’ın yanına çekti. Merkez ikilisi yine uyumsuzdu. Beşiktaş’ın sağlam, en verimli hattında gedik açılmıştı. Tolgay’ın oyun görüşü ve teknik becerisine inananlar, hayal kırıklığı yaşadılar. Anlaşılmaz biçimde en az 5 topu rakiplerine pas olarak (!) takdim etti. Top kayıpları yaptı. Hücuma çıkarken top kaptırdı.
Beşiktaş orta alanında Quaresma sağdan - soldan driplingleri ve kavisli uzun ortalarıyla oyunu forse eden, rakip üzerinde baskı yaratan, en iyi Beşiktaşlı idi... Baştan sona cesur, kişilikli ve becerikliydi. Bu anlamda da takımının tek örneğiydi, diyebiliriz.
Beşiktaş kalecisi Fabri, Serdar Gürler’in golünde temel bir hata yaptı. Kendi savunmacısı (Rhodolfo) ceza yayının gerisinde ikili mücadeleye girerken beklemeliydi. Onun müdahalesini de bozacak biçimde kaleyi terk etti. Ceza yayının ötesinde (kaleden 20 metreden daha uzak) arkadaşını da bozarak top kontrolünü kaybetmesi pahalıya maloldu. Yine de sonradan iki golü kurtardığını söylemeliyiz.
Golü atmasına rağmen Talisca verimli oynadı mı? Hayır. Gökhan Gönül nasıldı? Çok pasifti. Tıpkı Olcay gibi.
Şenol Hoca’nın 2. yarıda Aboubakar hamlesi çok büyük fark yarattı. Quaresma’nın liderliğinde Talisca, Cenk, Aboubakar birlikte pozisyon üstüne pozisyon yarattılar. En az 5 gol pozisyonuna girdiler. Cenk Tosun, Aboubakar, Talisca... Şut zamanında karar ve tercih yanlışları yaptılar. Galibiyeti hak eden ama, “temin” edemeyen bir oyun. Ne dersiniz? Futbol işte!
Gençlerbirliği’ne dönersek... Selçuk Şahin tecrübesiyle, Serdar, Aydın Karabulut, Vedat, İrfan Can ve ille de kaleci... Bravo onlara!
Vay be... Sen neymişsin Atiba!