Hayır, bu maçın golcülerini değil, onlara ışık tutan, asist yapan, pozisyon hazırlayan çok özel adamları alkışlayacağım... Tello ve Yusuf’u...
Bunlar öyle özel adamlar ki, en formsuz, en yorgun, en durgun ve en sıkıntılı dönemlerinde dahi, topu en yaratıcı biçimde kullanıp maçın akışını değiştirebilirler. Futbol tarihimizin sezonluk lig kayıplarına hükmederek sonucu belirleyebilirler. Hayır, sakat ve cezalı olmadıkları sürece onlardan umudunuzu kesemezsiniz. Ve onlar golcünün arkasında gerçek yıldız gibi parlarlar. Hiç solmadan, kaybolmadan...
Bobo ve Holosko’yu günün golcüleri olarak alkışlayalım... Flaşlar patlasın. Yakın plan vuruş görüntüleri üst üste tekrarlansın. Ama kimse Tello ve Yusuf örneğindeki gerçek kahramanları unutmasın. Bobo ve Holosko bir buji kıvılcımı gibi anlıktır. Ya da fotoğraf makinasının çakıp sönen flaşı gibidirler. Elbette gol fotoğraflarında yer almak haklarıdır.
Tello ve Yusuf’a saygı duymak ise hepimizin görevi. Geçen hafta İnönü’de bir golü bulabilmek için olağanüstü enerji sarfeden, istek ve kararlılık gösteren ama Tello ve Yusuf dahil hiçbir oyuncusu ile golü bulamayan Beşiktaş, bu ikisi sayesinde dün Eskişehir gibi bir puan bataklığından dimdik, rahat ve mutlu çıktı. Tello’nun vuruş tembeli Bobo’ya attığı ara topu öylesine ölçülü biçiliydi ki, durgun ve dalgın Brezilyalı bile ofsayta düşmeden rahatça yapabildi golünü. Burada Eskişehir kalecisi Sinan’a da arkadaşları hiçbir savunma katkısında bulunmadılar. Yazık oldu çocuğa...
Ama Yusuf... Ve de Yusuf... İlle de Yusuf... Onun yorgun, çelimsiz, temposuz ve fulesiz bacakları iki rakip oyuncuya toplam yedi çalım attıktan sonra, topu enfes bir asistle Holosko’nun önüne düşürdü. Sukunet, ciddiyet, beceri, görüş, kararlılık ve ille de hiç kaybetmediği o çocuksu masumiyet. Ayağına sağlık Yusuf... Ayağına sağlık Tello... Keşke bu becerileri daha çok gösteren kahramanlar olsa da tekme, yumruk, küfür ve dayılıktan değil, şu sportif sanatçılıktan keyif alsak, neşemizi bulsak!
Beşiktaş ilk yarıda kontrollü ve kararlı, ikinci yarıda Denizli’nin değişiklikleri ile elbet daha etkiliydi. Eskişehirspor da ikinci yarıda Serdar’ı oyuna alıp etkinliğini artırmak istedi. Ama dedik ya, Tello ve Yusuf. Onların olduğu taraf kazanırdı... Kazandılar...
Bu şampiyonluk bilmecesi avantajı Sivas’a taşımış görünüyor. Ama Beşiktaş da dünkü galibiyetiyle Şampiyonlar Ligi temsilcisi olabileceğini kanıtladı. Kimbilir belki de daha fazlasını!