Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çok yaşasın Kadir Has

Kayseri Kadir Has Stadı’nın “sportif ” açılışına çağrılınca doğrusu bu ya, heyecanlandım. Stadın temel atma töreninde de oradaydım. Her büyük tesisin projeden inşaata, açılıştan işletmeye yığınla sorun yarattığını biliyordum. O sorunların Kayseri’de de tekrarlanması hiç de sürpriz olmayacaktı. Şu farkla ki, Kayserililer, sorunları çözmede çatışmayı değil, uzlaşmayı, dayanışmayı ve araştırmayı tercih ediyordu.
Kayseri, kanımca ülkemizin sinerji başkenti sayılabilirdi. Ben öyle görüyordum. O ortak enerjiden,o gönül ve kafa beraberliğinden daha çook harikalar çıkardı, bunu biliyordum.
Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, sinerjinin lideriydi...
Kent içindeki köhnemiş eski stadı devralarak karşılığında devletten tek kuruş talep etmeden 78 milyon TL harcayıp Anadolu’nun ortasında ülkenin en modern stadını hizmete sunmak, ancak böyle bir lider ve kadro ile gerçekleşebilirdi.
Kadir Has Stadı’nın mimarlarıyla da görüştüm... Proje müellifi Bahadır Kul ve ortağı Alper Aksoy, dünyanın en önemli ve modern statlarını gezmişler, incelemişler... Her yerden kendilerince ilham almışlar... Böyle olunca ben de “Bu bir eklektik proje mi ?” diye sormaktan kendimi alamadım. İki genç mimar da anında itiraz etti : “Evet, eklektik mimari bir tarzdır. Bir çok ekolü aynı anda tek projede uygulayabilirsiniz. Ama bizimki öyle değil. Tümüyle kendine has, kendi orijinalliği ve kendi stili olan bir yapı!” dediler. Yine kendimce onları ayak üstü sınamaktan da geri durmadım : “Herzog’u da incelediniz mi ?” Herzog, geçen yıl Pekin’de düzenlenen olimpiyat oyunlarının en değerli yapısını “Kuş Yuvası” stadını Çinli ortağı ile birlikte projelendirip inşa eden İsviçreli mimardı. “Elbette”dediler “Orayı görmeden, inceleyip anlamadan stat işine girişilir mi ?”
Erciyes Üniversitesi’nden mezun o genç adamlar, bir ar-ge etüdü ile başladıkları yolculuğun sonunda gerçek bir başarıyı yakalamışlardı. Duygulandım... Dostum Mehmet Özhaseki’ye takılmadan da edemedim : “Açılış gününe bu saha yakışmadı, değil mi ?”
Dertlendi başkan : “Ben her işte uzmanların sözünü dinlerim... Onların bilgi ve becerisine değer veririm... Çim saha işinde de öyle oldu. Ülkenin en iyilerini çağırıp çim sahayı yaptırdık... Ama hiç hesaplamadığımız bir şey oldu... Bizim uzmanlarımız gözleri gibi baktıkları çimleri yeşertirken, başka bir ekibimiz de sahanın alttan ısıtma sistemini test etti günlerce... Sonuç ortada. Çok üzüldük.”
Hayret, çim tohumları daha filizlenmeden pişmiş, toprak tavını kaybedip çatlamaya başlamıştı. Yine de başkanı teselli ettim : “Her düğünde böyle arızalar olur, üzülmeyin. Yeni sezona daha iyisini yaparsınız!”
Kayserispor Fenerbahçe maçını izlemek üzere kent merkezinden stada çok kolay ulaştık. Yolculuk 10 -12 dakika sürdü. Çevre trafik düzenlemesi kusursuzdu..Yine indiğimiz yerden otobüsümüze binip geri döndük. Araçtan inip giriş kapısına kadar maksimum 50 metre yürümek gerekiyordu. Tıpkı Pekin’deki Kuş Yuvası misali, ya da aynen Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda olduğu gibi tek basamak merdiven çıkmadan, asansörle tribüne ulaştık. Localar geniş, aydınlık, konforluydu. Her locada gönüllü profesyoneller ikram için görevlendirilmişti. Dev plazma ekranlar da monte edilmişti. Biz maçı çıplak gözle izlemeyi tercih ettik.
Tribünle saha iç-içeydi. Seyirci ile sporcu arasında inanılmaz bir iletişim ortamı doğmuştu. Hele stadın akustiği olağanüstüydü. Stat sadece sporcuların değil, taraftarların da kendini gösterebileceği harika bir mekandı.
Sahanın tribünlere yakınlığı tamam da, sporculara ve görevlilere çok dar bir açıklık kalmış... Hele kale arkaları... Orada foto muhabiri, kameraman ve ekipmanları için hareket alanı çok sınırlı. Kale arkalarında tribünleri iki sıra traşlamak, sorunu çözer mi ? Kul yapısının sorunlarını da Bahadır Kul giderir, diye ümitleniyorum. Koltukların düşme kapak değil, sabit sistemde seçilmesi de ileride ayakta tüneme alışkanlığına karşılık bir tedbirsizlik mi ? Umarım oraya gelen herkes bu konforu saygı göstererek sahiplenir.
Neyse bunlar kadı kızında bile bulunacak kusurlar.
İlk maçın seçim sath-ı mailinde debdebeli bir gösteriye denk getirilmemesi, siyaset gerilimlerine sahne olmaması da takdirle anmamız gereken bir duyarlılık örneğiydi. Her şey sportif ölçülerin içinde kaldı. O mutluluktan herkes payını aldı.
Sevgili dostum Mehmet Özhaseki’yi, proje sahiplerini, emeği geçenleri ve tüm Kayseri halkını kutluyorum. Hayırlı olsun!

Haberin Devamı

Dışarıda gurur, içeride utanç
Modern statlar inşa etmek, sahaları çimle yeşertip ışıkla aydınlatmak güzel de...
İçerideki oyunu da kurtarmak gerek.
Oyun, bir yandan nefes kesen mücadelelere sahne olur, bir yandan da bize eşine az rastlanır bir rekabet keyfi yaşatırken kirleniyor... Vahşileşiyor. Kontrol etmek güçleşiyor.
Saha içlerinde yaşanan rezillikler, masum hakem beceriksizliklerini de geride bırakacak kadar göze battı geçen hafta.
Bülent Uygun’un vandalizmi (yedek kulübesinin camlarını kararlılıkla, hınçla, öfkeyle tekmeleyip kırması), hakem Deniz Çoban’ı binlerce seyircinin önünde el kol hareketleri ve yoğun bir nefretle ( güya hiçbir hakaret içermeden) eleştirip gazabını sergilemesi sizi hiç mi rahatsız etmiyor?
Öfkesini kontrol edemeyen, kendi içindeki nefreti yenemeyen bir teknik direktör, futbolcularını nasıl yönetebilir? Bu yarışı nasıl kazanabilir?
Bir kaleci, rakibinin kontrolsuz ve sert hareketiyle velev ki yaralansa dahi, ona tekme atacak enerjiyi nasıl dizginleyemez? Bir yandan canın yanarken, bir yandan da can yakmayı nasıl düşünebilirsin ?
Sevgili Volkan Demirel, biz seninle hiç vukuatsız ve sakin bir sezon geçiremeyecek miyiz?
...Ve sen Emre...
Boşver... Sana hiçbir şey demeyeceğim!

Haberin Devamı

Alemitu’nun Torino mesajı: Atletizmi unutmayın!
Kayseri Kadir Has Stadı, son yıllarda futbola verdiğimiz değerin ve önemin bir göstergesi. Futbolu geliştirelim, derken atletizm pistlerini de birer birer yok ettik... Önce stat kenarlarını traşladık, sonra projelerimizden de attık pistleri...
Alemitu Bekele’nin Torino’daki Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nda ilk kez kazandığı üç bin metre altın madalyası, tam da stat açılışıyla aynı güne denk gelmiş bir ironi sayılabilir.
Bekele oradan bir mesaj veriyor bize : “Tamam top sizin olsun, futbolunuzu sevin ve oynayın! Ama atletizmi de unutmayın. Şu dünyada bize de bir yer ayırın!”
Neyse ki teselli yine Kayseri’den.. Atatürk Spor Kompleksi içinde Kadir Has Stadı’nın yanı sıra 2000 kişilik bir de atletizm stadı var. Salon da bir spor harikası olarak yakında sporseverleri kucaklayacak.

Haberin Devamı

Bir vefa örneği
Daha önce de yazmıştım... 3-4 yıl önce merhum Kadir Has, Mehmet Özhaseki’yi Urfa’daki bir okul açılışı için uçağına davet etmiş. Yolda hayallerini ve projelerini anlatmış Özhaseki Kadir Has’a... İş stada gelince, “10 trilyon da ben vereyim” demiş...
Sonradan ömrü vefa etmedi Kadir Has’ın... Belediye Başkanı Özhaseki de “Vakıf’tan bir kuruş bile almasam, bir sevgi ve vefa borcu olarak stadın adını değiştirmeyeceğim. Kadir Has bizim gurur duyduğumuz hemşehrimiz ve büyüğümüzdür.” demişti... Açılış maçından sonra merak edip Kadir Has Vakfı’nın katkısını sordum yeniden...
1 milyon TL göndermişler... Ömrü boyunca bu ülkenin eğitim ve kültürüne 650 milyon dolardan fazlasını gözünü kırpmadan bağışlayan Kadir Has’ı saygı ve rahmetle andım.