Beşiktaşlı futbolcular piyango bileti almasın. Çünkü en büyük ikramiyeyi zaten kazandılar Kocaeli’nde
Beşiktaşlı futbolcular piyango bileti almasın. Çünkü en büyük ikramiyeyi zaten kazandılar Kocaeli’nde...
Bu kadar kötü bir oyuna böylesine parlak bir skor, ancak futbolda olur.
Zaten o yüzden değil mi her takımın her rakibi yenebilmesi... Kötü oynayanın da kazanabilmesi. Futbol da bu yüzden en yaygın spor dalı değil mi dünyada ?
Beşiktaş, Sivasspor’la liderlik mücadelesi yapıyor. Çoğuna göre son iki şampiyon adayından biri...
Herkes farkında bu durumun da, Beşiktaşlı futbolcular unutmuş görünüyor.
Hayır bir şampiyon adayı bu kadar savruk, dağınık, böylesine niyetsiz ve beceriksiz oynayamaz... Oynamamalı!
Maça çıkan on bire baktığınızda da durumun garabetini görüyorsunuz. Hadi anladık, Toraman’ın yokluğunda Sivok ve Zapotocny’yi savunmanın göbeğine koyuyorsunuz doğal olarak. Ama bu ikili birbirini çoktan unutmuş. Agbetu’nun oyun başlar başlamaz (Dk.2) attığı gol bu unutkanlığın bedeli...
İyi ama Holosko neden kulübede bekliyor? Genç Erkan Zengin’de bilmediğimiz farklı zenginlikler mi buldu Mustafa Hoca?
Savunma, orta alan, ileri uç... Neresinden bakarsanız bakın, Beşiktaş takımı futbol oynamadı. Özellikle ilk yarıda... Murat Hacıoğlu, Agbetu, Julio Cesar... Sadıkov ve ille de kaleci Serdar... Kocaelispor takımca yaşamanın ayakta kalmanın mücadelesini veriyordu. Rakibine göre doğruları daha çok yaparak, daha çok koşarak. Ama talihsizdiler golcü Taner, altıncı dakikada sakatlanıp çıktı.
Sözümona Beşiktaş ataklarında izlediğimiz en yoğun tekrar, Bobo’nun akıl almaz biçimde kaçırdıkları ve anormal sayıda top kayıplarıydı...
Tello dahil.
Sadece Yusuf ayakta kalıp bir şeyler yapmaya çalışıyordu, o kadar... Onun da talihsizliği topu alıp bir şeyler yapmak için orta alana, kendi takımının ceza yayına kadar gelmesiydi. Bu koşular, onu rakip kale ağzından uzaklaştırmakla kalmadı, sınırlı enerjisini de tükenme noktasına getirdi.
İkinci yarı başlarken, Mustafa Hoca, Cisse ve Erkan’ı çıkarıp Uğur’la Holosko’yu aldı oyuna... Hatasını, tercihteki yanılgısını mı anlamıştı, yoksa bu onun baştan uyguladığı stratejik bir plan mıydı? Bilemiyorum.
Neyse... Doğru adam (Holosko) oyuna girince Beşiktaş oyunu rakip sahada oynamaya başladı. Bobo, Tello, Sivok akıl almaz golleri kaçırıyorlardı. Holosko’nun gelişiyle Beşiktaş rakip savunma hatlarını karıştırıp dengeleri bozmaya başladı... Ernst’in de rahatladığını, maçı döndürmek için olağanüstü ofansif bir kişiliğe döndüğünü gördük. Sadıgov’un elinden doğan penaltıyla Beşiktaş rahatladı. Hiç değilse bir puan geliyordu.
Fazlası için daha çok koşmaya başladılar... Daha çok isteyen, saldıran, koşan onlardı artık.
Kulübeden gelen adam (Holosko) önce Bobo’ya, sonra da Yusuf’a inanılmaz asistler yaptı. Değerini yeniden koydu ortaya...
Denizli lotoda doğru numarayı (23 Holosko) bulmuştu!