Derbinin böldüğü ülke

Kazanlarda kaynattık, köpürttük, şişirdik, pişirdik... Önceleri, “Dünyanın en büyük derbisi”” diyerek kendi kendimizi kandırdık. Sonradan frene bastık hafifçe... “Dünyanın üçüncü büyük derbisi” demeye razı olduk.
Hangi ölçüyle, hangi standartla, hangi kriterle sıralanıyor bu derbiler, bilen yok... Ama azıcık futbolla, bolca nefretle, bir miktar akıl, yoğun bir öfke ve bir dolu laf salatasıyla karıştırıp hamasetle sosladınız mı alın size derbi dolması.
Yerseniz!...
Olayın özü olan futbol, oynandı, bitti, tüketildi. Kaç kişinin gönlü doydu, kaç kişi sofradan aç kalktı, hiç önemli değil!

Derbi tantanası sürüyor...
Bakın bu çok önemli!
TT Arena’daki maçtan sonra Fenerbahçeli Gökhan Gönül, Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’i kutlamış. Milli Takım’da da bu ülkenin onuru için ter döküp emek vermiş hoca ile futbolcu, birbirlerine sarılmışlar.
Vay sen misin sarılan!
Twitter’da nefret ve hakaret mesajları yağıyor Gökhan Gönül’e:
“-Ne biçim Fenerbahçelisin sen!”
Küfür ve hakaretin bini bir paraya.

Gerçek F.Bahçeli...
Gökhan Gönül, bu ülkenin en iyi futbolcularından biri. İşini başarıyla yapıyor. Çalışıyor, emek harcıyor ve hayatını futboldan kazanıyor. Sadece kazanmak kaybetmek de yok onun futbol anlayışında... Oyun içindeki gerginliği atlattıktan sonra rakibi ve meslektaşı Jimmy Durmaz’dan hem soyunma odasında, hem de TV kameraları önünde özür diliyor.
Gökhan Gönül, çok iyi bir sporcu.
Şimdi bu adama, rakip takım hocasını tebrik ettiği için kızmaya, hakaret etmeye kimin ne hakkı var?
Bir de hiç utanmadan aidiyetini sorguluyorlar, ”Ne biçim Fenerbahçelisin sen!” diyerek.
O dursun, ben söyleyeyim:
Adam gibi Fenerbahçeli! Özüyle, sözüyle gerçek bir Fenerbahçeli...
Ona twit atanlar da acaba kendi Fenerbahçeliliklerini, adamlıklarını, sportmenliklerini ve insanlıklarını sorguluyorlar mı?

Teröre hiç gerek yok!
Arda Turan ile Emre Belözoğlu, Euroleague maçı için Madrid’e giden Fenerbahçe Ülker basketbol takımını otelde ziyaret ediyorlar. Emre Fenerbahçeli, tamam da Galatasaraylı Arda Turan’ın orada ne işi var ? Bunu sorguluyor Galatasaray camiasının nefret ehli twitter ahalisi...
Aklımda kalan bir twit şöyle diyordu: “Bir de çubukluyu giyseydin bari!”
Bu ülkeyi Avrupa kupalarında gururla temsil eden iki takımın yüz yıllık rekabetinde gelinen noktaya bakar mısınız? Birbirlerini boğacak hale gelmiş, kin ve nefretle zehirlenmiş bu adamların eline kaldıysak, teröre filan hiç gerek yok. Ülke zaten bölünmüş!

İnsanlar Yaşadıkça...

RAUL MEİRELES
Formsuzluğu, güçsüzlüğü, gerginliği anlayabiliriz. Ama başarılı bir kariyerin, gördüğü ilk kırmızı kartta kontrolu kaybederek hakeme hakaret etmesini, el ve kol işaretleriyle çirkinleşmesini asla anlayamayız.

RYAN LOCHTE
Ona yürekten minnet ve teşekkür borcumuz var. İstanbul kısa kulvarda kazandığı üç altın madalyayı, Avrupa Yüzme İhtisas’ın 8 yaşındaki üç sporcusuna, Arda Harunyan, Arda Çakmak ve Emre’ye verdi... Keşke bizimkiler de
böyle güzellikler yapsa,
minik yüreklerde meşaleler yaksa.

BEKİR YUNUS UÇAR
Sporun altın yumurtlayan tavuğu Spor Toto Teşkilatı’nı adam gibi, başarıyla yönetti. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın görevden uzaklaştırdığı değerler listesine onun da adı yazıldı. Bakalım, liste ne kadar uzayacak daha?

MANUEL FERNANDES
Türkiye’de uygulanan 6 yabancı sınırının, Türk futbolcuları için çok büyük şans olduğunu söylemiş... Acaba öyle mi?

AZİZ YILDIRIM
Ligin 33. haftasında Saracoğlu’nda oynanacak Fenerbahçe - Galatasaray maçına tek Galatasaraylının giremeyeceğini beyan etmiş. Geçen hafta da deplasman yasağının kalkmasını istiyorlardı. Bu beyanlarda samimiyet var mı, yok mu?