Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kontrol, kontrol, kontrol... Hırvatistan karşısında ebedi tedirginliğimiz olan savunmayı rahatlatmak için tipik bir savunma futbolu oynadı Milli Takım... Öyle bir savunma anlayışı ki, takımın gol ve pozisyon kozları olan Hamit Altıntop ile Tuncay Şanlı, Aurelio’nun yokluğunda “vekaleten” ön libero oynayan Mehmet Topal’a çakılı yardımcı gibi oynuyorlardı... Kazım sağda etkisiz ve ağır, Arda solda kalabalık markajdan bunalmış durumda yorgundu...
Bu durumda Nihat’a da top kalmıyordu.
Hırvatlar, Rakitiç ve Modric’le beklenen korkutucu oyunlarını sergileyemediler bu kalabalık orta sahamız karşısında... Ama yine de Oliç gibi bir tehdit unsuruna sahiptiler. Adamın attığı ilk şut üst direkte patladı... İkincisini ve üçüncüsünü de Rüştü kurtardı. Rüştü’nün iki muhteşem Srna frikiğini kurtarması ise olağan değil, olağanüstü idi.
Biz mi ? Hücum etmek istiyorduk belki... Bir niyet yetersizliği söz konusuydu. Elle tutulur tek pozisyonu normal sürenin son dakikalarında Hamit-Nihat işbirliğinde yarattık. Ama top Semih’e gitmeden pozisyon bitti. İki de frikik attık bu arada... Olmadı.
Her şeye rağmen taktik disiplinle doksan dakikayı soğutarak, savunmada yoğunlaşarak gol yemeden uzatmaya taşımak bir başarıydı. Turnuvanın belki de en yavaş maçını oynadık. Tempoyu düşüren de bizdik.
Evet, kontrol uğruna hücumdan fazlasıyla taviz vermiştik... Ama artık matadorun boğaya kılıcı saplayacağı “kader anı” “el momento de la verdad” yaklaşıyordu.
Belki de Semih’in, Tuncay’ın, Nihat’ın matador olacağı anları bekliyorduk... Uzatmada ilk Semih şutu üstten auta gitse de yüreğimizi kabarttı, oyunda moral üstünlüğü ele geçirmemize neden oldu, rahatladık.
...Ve Tuncay Şanlı’nın o direk dibinden kaçan müthiş şutu... Gole ısınıyorduk... Aman, savunmamız soğumasın bu arada...
Galiba futbolun en uzun gecesiydi bu... Turnuvanın ilk uzun gecesiydi de, bizim için daha da uzun bir geceydi.
Bitime iki dakika kala o Plasniç golü neydi öyle?
O ikili mücadelede kale terk edilir miydi Rüştü, n’olur söyle! Yoksa şu uzun gecenin “boğa”sı biz miydik ? Fakat hayır!...
Semih çıktı ortaya... Son dakikanın son uzatma dakikasının bitiş saniyelerinde çıkıverdi, çakıverdi...
Boğa  Matador rolleri artık penaltılara kalmıştı... Gel gör, bende de yürek kalmamıştı!
Şimdi sonuca hiç bakmadan ayağa kalkıyorum...
Milli Takım’ı alkışlıyorum...
Sağolun çocuklar...
Sizleri seviyorum!