Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

TMOK Başkanı Uğur Erdener için iki yönlü soruşturma başlatılmış. Hem adaylık sürecindeki harcamaları, hem de Hacettepe Üniversitesi rektörlüğü dönemindeki hesapları, ayrı ayrı müfettişler tarafından inceleniyormuş.
Erdener’i dürüst bir bilim ve spor adamı olarak tanırım. Duygusaldır, iyi niyetlidir. O da benim gibi alıngan ve kırılgandır. O nedenle zaman zaman birbirimizi kırdığımız üzdüğümüz olmuştur. Spor adamı olarak eleştirilecek kararları ve eylemleri olabilir. Onu başarısız bulanlar da az değildir. Ne var ki Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)’nin genel kurulunda sandalye sahibi tek Türk de Uğur Erdener’dir. Uluslararası Okçuluk Federasyonu (FITA) Başkanı olduğu için oradadır. Gönül ister ki IOC’nin yeni başkanı Thomas Bach, rahmetli Sinan Erdem’den sonra onu Türk spor adamı kimliğiyle üyeliğe davet etsin.
Sportif kimliği ve etkinliğiyle Uğur Erdener’in herkesi memnun etmesi beklenemez. Özellikle İstanbul’un olimpiyat adaylığı sürecinde spor teşkilatıyla, bakanlıkla, federasyonlarla yoğun ilişkileri ve temasları oldu. İçerideki etkinliklerinin yanı sıra uluslararası toplantılara katıldı, IOC üyeleriyle görüştü. Karar sahiplerini etkileyecek lobi çalışmaları yaptı. Açıkçası çok çalıştı.
Doğal olarak kırdığı, anlaşamadığı, ters düştüğü kişiler ve kurumlar olabilir.
Ama olimpiyatı kaybetmiş olma bahanesinin ardından kişisel bir hesaplaşmaya girişip yabancı konuğuna ısmarladığı bir duble viskinin parasını da soruşturma konusu yapmak, üzücüdür, kırıcıdır.
Evet, İstanbul’un 2020 adaylık sürecindeki tüm hacamalar ilgili kurumların hem kendi içinde, hem de bağlı bulundukları makamlar tarafından tek tek incelenmeli ve ibra edilmelidir. Yüz milyon dolarlarla ifade edilebilen bir bütçe söz konusuyken, işi tek kişinin harcamaları üzerinden didiklemek ne kadar doğru? Karar sizin!

Haberin Devamı

Aydınlar aydınlatıyor

Mehmet Ali Aydınlar, TFF Başkanları içinde sanırım en talihiz olanıdır. 3 Temmuz süreci, kucağında patlayan bir bombaydı. Fenerbahçe’yi canından aziz bulacak kadar seven Başkan, sürecin merkezinde yer alan kulübünü en az zararla kurtarmak için gece gündüz çalıştı. Kimseye yaranamadı. Dahası, Fenerbahçe yönetimi tarafından ağır eleştirilere hedef oldu. Dilinin döndüğü kadar durumu anlatmaya çalıştı. Ama kimse onu anlayamadı.
Bugün önemli açıklamalar yapması bekleniyor. Benim de merak ettiğim sorular var:
UEFA Genel Sekreteri Gianni İnfantino, Aziz Yıldırım ve yönetici arkadaşlarının sürecin başında görevi bırakmaları gerektiğini TFF’ye telkin etti mi? Bu telkin Fenerbahçe yöneticilerine yansıtıldı mı ?
Fenerbahçe, 2012-13 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne bir şekilde katılmama sözü verdi mi?
Öğreneceğiz.

Haberin Devamı

Arjantin’den tebessüm

* Arkadaşlar, sarı - lacivert renkleri seçen Boca Juniors antrenmanına gitmişler. Bir grup taraftar, bizimkilerin Türk olduğunu öğrenince şakımaya başlamış : “Aslan Cim Bom Bom... olamazsın Şampiyon!” Gıcık ihracatında dünya rekoru!
* İbrahim Seten, genç kıza iltifat etmiş:
“- Arjantin’de gördüğüm tek güzel kadın sensin!”
“- Ben Ekvatorluyum!”
* IOC kararını beklerken açık havada sigara içen arkadaşlardan birine sokak köpeği yaklaştı, elini yalamaya başladı.
“- Hoşt diyeceğim ama, burası Arjantin... Acaba anlar mı ?”

Haberin Devamı

Ego yok, Beşiktaş var!

Fikret Orman, Ahmet Nur Çebi..
Önder Özen, Slaven Bilic...
Fernandes, Tolga, Almeida... Sivok, Atiba, Serdar... Motta, Veli,Olcay, Oğuzhan...
Hepsi de özel insan!.
Beşiktaş, sezonun parlayan yıldızıdır bence. Büyüklüğü, şampiyon adaylığı zaten değişmez özellikleri. Ama bu yıl başkanından en genç oyuncusu Muhammed’ine kadar hepsinin ortak bir özelliği var : Egolarını, ihtiraslarını, kişisel hesaplarını bir yana bırakmışlar. Kolektif bir ruh ve bilinçle çalışıyor, koşuyor, oynuyorlar.
Şampiyon olurlar ya da olmazlar. Önemli değil. Ama her bakımdan saygıyı hak ediyorlar. Bu önemli!