Evdeki hesap çarşıya uymadı. Fenerbahçe’nin Emre, Ziegler ve Webo ile yaptığı transfer gösterisine Sivasspor sadece iki adamı sahneye çıkararak karşılık verdi.
Erman Kılıç’ın kullandığı faul atışları ve sakat Eneramo’nun o atışları tamamlayan golleriyle.
Rıza Çalımbay ve ekibi, Emre’nin dönüşüyle takıma “ruh” enjeksiyonu yapan yönetimin estirdiği rüzgara pabuç bırakmadı. Ziegler’in Webo’ya yaptığı asiste, Webo’nun attığı gole teslim olmadı. Savunmasında kaleci Borjan, Navratil ve penaltı yapmasına rağmen Ahmet Ziya ile direndi. Orta alanda Kadir’le, kanatlarda Aattıf ve Grosicki ile, Erman ve Adem’le oyuna ortak oldu. Eneramo ile de vurdu.
Karabükspor’un sihrine kapılırken, Rıza Hoca’nın da hakkını yemeyelim. Beşiktaş’tan sonra Fenerbahçe’yi de vurdu.
Aykut Kocaman’a dönersek.
Trafik o kadar hızlı akıyor ki, Aykut Hoca bir türlü “ antrenör takımı”na dönüştüremiyor Fenerbahçe’yi...
Dünkü maçtan önce Mehmet Topal, Stoch, Hasan Ali Kaldırım ve Krasiç’i 18’e bile almayıp, evlerine gönderen Aykut Kocaman, Emre’ye kaptanlık pazubentini takmış, üstüne bir de liderlik rolünü bağışlamıştı. Oynadığı sürece kornerleri Emre kullandı. Duran toplara da o vurdu. Hayır, sonuç alamadı. Dahası Emre ile hücuma dönük oyunda ağırlık koymaya çalışırlarken, Meireles ve Cristian’ın hücumsuz bir sadeleşme sürecine girdiğini gördük.
Fenerbahçe, Kuyt, Webo ve Sow ile gole çok sıcak üç adamla oynuyordu önde... Webo’nun yeni takımındaki ilk maçında beklenenleri fazlasıyla karşılayabileceğini gördük. Şutları, kafayla attığı golü ve maç içinde pek de dikkati çekmeyen ince paslarıyla göz doldurdu. Ama Sow’un bu oyunda kaybolduğuna tanık olduk. Bu mücadelede öne çıkıp dikkat çeken Kuyt, takdirlerimizi kazandı, ama etkisizdi. Yeterince şut atamadı, pas yapamadı. Üstüne üstlük bir de altın fırsat kaçırıp penaltıyı direğe nişanladı.
Fenerbahçe hep geri düşüp sonradan muhteşem (!) dönüşlerle maçı çevirmeye çalışıyor. Dün de böyle bir senaryo ile başladılar. Ama Sivasspor teslim olmadı. Berabere bitmesi beklenen oyunu sakat oynayan Eneramo’nun vuruşuyla bitirdi ve üç puanı götürdü.
Bu maç, Fenerbahçe’nin taraftarı sakinleştirmek, yatıştırmak ve birleştirmek için yaptığı transfer yatırımın ne kadar “iğreti” olduğunu da gösterdi bize. Skor tabelasına bakan taraftar oyunu, hocayı ve yönetimi protesto etti.
Puan kayıpları unutulur, telafisi vardır, Ama gönül kayıplarının, çözülmenin ve ayrışmanın kimseye yararı yok. Fenerbahçeliler, bunu unutmamalı!