Dar zamanında, hem de “Feda” yılında birkaç “paralı” eski yöneticisinin bir tür finansal transferle güçlendirip yeniden yapılandırdığı Kasımpaşa, Beşiktaş’ın zor zamanında zorlu rakibi olmuştu. Beşiktaşlı dostlar, “O enerji en azından basketbola sponsor olabilirdi, ama verilen adrese gittiler” diye sitem ediyordu sık sık...
Fenerbahçe’yi yenip Alex’in gönderilmesinde süreci hızlandıran Kasımpaşa, Mersin’de 2-0’dan “muhteşem” bir dönüş yapmış ve son anda kurtardığı 1 puanla gücünü kanıtlamıştı... Süper Lig deneyimi olan yerlilerle, kaliteli, deneyimli dinamik yabancılar ve Şota gibi bir hoca! Geçen dört haftada üç yenilgi ve bir beraberlikle sıkıntıya giren Beşiktaş için başlangıç tablosu böyle bir rakibe karşı hiç de aydınlık değildi.
Djalma’nın sağdan dalıp yaptığı her ortada Beşiktaş savunmasının canı burnundan geldi... Kalu Uche, önceki maçlarındaki havasını koruyabilse o pozisyonları çok rahat gole çevirebilirdi.
Kasımpaşa tüm enerjisi ve isteğiyle yüklendi yine de. Ama onların bir eksiği, Beşiktaş’ın bir fazlası vardı...
Manuel Fernandes yine fark yaratıyordu.
İlk golü Holosko’nun ortasından Almeida’nın kafasıyla buldu Beşiktaş... O kafa vuruşunda Portekizli sıçrama gereği bile duymadan, yürürken attı golünü... Sonra bir pas resitali olarak sergilenen ve gösterinin hemen ardından Beşiktaş yine karıştırdı rakip ceza alanını... O karambolde Fernandes, önce sağıyla vurmayı düşündü... Hemen vazgeçti, soluyla vurdu ve ikinci golü buldu. Ardından kornerden gelen topu Kalu Uche Ernst’in önüne indirdi. O da topa duvar olup Özer’e golü attırdı. Dedik ya, fazlalık Fernandes, işbaşındaydı. Yine bir faul atışında topu öylesine ustaca kullandı ki Sivok için kafa vuruşunu yapmak, rutin bir işti artık.
Manuel Fernandes yine maçın yıldızıydı. Bu defa daha da rahatlamıştı. Aybaba’nın genç Oğuzhan’a yeniden forma vermesi, onun yaratıcı yükünü biraz hafifletmişti, bir... Almeida, Olcay ve Holosko, bu defa daha gayretli, daha baskıcı ve daha paylaşımcıydılar, iki! Oğuzhan için Beşiktaş’ta yükseliş döneminin başladığını da söylemeliyiz artık!
Kartal’ın fazla adamı Fernandes, eksik adamı da Almeida... Ayakları adeta uyuşmuş gibi... Kafa gollerindeki rahatlığı ve ustalığı ayaklarıyla gösteremiyor. Aybaba buna nasıl çare bulacak, bekleyelim!