Türkiye’de güzel şeyler de oluyor. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Mutaf ve ekibi, 41 yaşındaki Asiye Engiz’e, yepyeni bir yüz kazandırdılar.
Mutaf Hoca ve ekibi, çocukluğundaki ağır yanıklarla yüzünü kaybeden ve insan içine çıkamadan, okula gidemeden, okuma yazma öğrenemeden dört duvar arasında bir yaşama mahkum olan Asiye Engiz’e peş peşe 7 ameliyatla hayatının yeni ve normal dönemine başladı.
Asiye o yüzle gülebiliyor şimdi, ağlayabiliyor... Dört duvar arasından çıkıp her şeye yeniden başlıyor... Renkleri, sesleri keşfediyor, kendini ifade etmeye çalışıyor.
Mehmet Mutaf’ın bilim dünyasında da heyecanla karşılanan başarılı operasyonlarının temeli, Asiye’nin yeni yüzünün de “tamamen kendisine ait” olması.
Bir ölüden (kadavradan) alınan yüz değil bu... Her şeyi ile Asiye’den derlenip toparlanarak oluşturulan bir yüz. Kaburgadan alınan kıkırdakla burun alt yapısı, önkoldan alınan fasya ile burun, enseden alınan deri ile yanak, alın, vs. Asiye’ye yeni yüzü armağan edildi.
Kadavradan alınan yüzleri nakleden bilim insanlarına da selam olsun. Onlar da bilgi ve becerileriyle hastalarına yeni bir hayatın başlangıcı için yardım ettiler. Ama Asiye, yan etkilerden, risklerden ilaç ve hastane bağımlılığından uzak bir ömür sürecek bundan böyle. Kendine ait yeni yüzünde hiçbir uyumsuzluk sorunu yaşamayacak.
Mehmet Mutaf’ın futbolumuza da bir örnek olabileceğini söyleyebilirim...
Ulusal liglerimizde ortalık yabancı oyuncudan geçilmiyor... Spor Toto Süper Lig de, PTT 1. Lig de umudunu yabancılara bağlamış kadrolarla dolu.
Hayır, yabancı oyuncuya karşı değilim. Bu durumu bir “ulusal”cılık sorunu olarak da görmüyorum.
Mutaf Hoca’dan esinlenerek mesela... Bir futbol takımının yabancı oyuncu transferine bel bağlamadan, salt yerli oyuncularla, dahası kendi yetiştirdiği oyuncularla yeni bir yol deneyip deneyemeyeceğini merak ediyorum. Uzun, çileli ve sabır isteyen bu yol, elbette İspanya’da kendini “Bask” temsilcisi olarak gören, Bask kökenli Fransızlar hariç, tek yabancı oyuncu oynatmayan Athletic Bilbao’nun yolu değildir. Onların amacı farklı. Benim hayalim, milyar dolarlık bir piyasa oluşturan Türk futbolunda farklı bir yol deneyerek “alt yapıdan futbolcu yetişmiyor, sırf yerlilerle başarı hayaldir” ezberini bozacak, futbolda kendi kaynaklarından oluşturduğu yepyeni bir yüzle rekabet alanına çıkacak cesaret ve kararlılığı aramak sadece... Galatasaray’da alt yapının patronu Bülent Ünder, şimdilik bu cesaretin ilk mesajlarını veriyor.
Futbolda bir “Mutaf Hoca” bulabilir miyiz? Bilemem, ama aramalıyız!
Akyüz - karayüz
Akhisarsporlu Mehmet Akyüz gollerini attıkça, satır satır okunması gereken ibretlik öyküler yazıyor.
Örneğin, Tavşanlı Linyitspor’da oynarken, onu stoperlikten santrforluğa döndüren hocası Mustafa Reşit Akçay’dı... Tam 14 gol atarak o ligin gol kralı oldu. Geçenlerde ilk kez üçleme yaptığı, deplasmanda Trabzonspor’a üç gol attığı maçta kendisine büyük emek veren hocası Mustafa Reşit Akçay’ın istifasıyla sonuçlanan son darbeleri indirdi.
Mehmet Akyüz, Tayfur Havutçu’nun seçimiyle Beşiktaş’a transfer edilmişti. Sonradan Carvalhal, onu hiç oynatmadı. Özen-Bilic ikilisi göreve başlarken Akyüz yurt dışındaki hazırlık kampına çağırılmadı. Bilic-Akyüz’le hiç tanışmadı. 27 yaşındaki futbolcu, 250 bin liralık senetleri iade edip üste de 25 bin lira ödeyerek Beşiktaş’la sözleşmesini feshetti. Akhisarspor’la 800 bin liralık bir anlaşma yaptı. İkinci yarıda forma giymeye başladı ve şu ana kadar toplam sekiz gol attı.
Mehmet’in kariyer gelişimini izleyenler, önümüzdeki sezon sonunda serbest kalacak oyuncunun -mesela- Fenerbahçe’ye gitmesi halinde “İkinci Burak Yılmaz” örneğini görebilirler. O zaman da kaçınılmaz biçimde yüzleri “kara” çıkabilir. Ne dersiniz?
F.Bahçe’nin tehdidi
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Aziz Yıldırım döneminde zirveye çıkan “çatışma” politikaları, belki taraftarlarını memnun, yöneticilerini tatmin edebilir. Ama unutmayın, hemen her rakibi, federasyonu, federasyon kurullarını, hakemleri ve medyayı “düşman” diye yaftalayıp her şeyden ve herkesten şikayet etmek eskisi kadar inandırıcı değil artık. Hele Mahmut Uslu’nun seslendirdiği “Gerekirse Lig’den de çekiliriz” tehdidi, büyük bir kulübe hiç yakışmayacak bir ayıptır.
Beyefendi, Fenerbahçe rakipleriyle büyüktür. Tarihinizi de o rakiplerle birlikte mücadele ederek, şampiyonluklar kazanarak yazdınız. Çocuklaşmayın, herkesten beklediğiniz saygıyı biraz da siz gösterin. Lütfen yani!