Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mustafa Cengiz seçimi kazandı ama yine de Galatasaray Başkanlığı unvanını kullanmamak için özen gösterdi. Hiç kimseye talimat vermedi. Sadece Pazar akşamı kendisini arayıp kutladıktan sonra yönetime karar fırsatı vermek üzere istifaya hazır olduğunu bildiren Fatih Terim’e “Hocam daha önce de açıkladım. Bizim sizinle hiçbir sorunumuz yok. Elbette devam edeceksiniz. Birlikte başaracağız” dedi.
Kayseri’ye ayrı bir uçakla uçtu. Takımı rahatsız etmemek için dostlarıyla birlikte başka bir otelde kaldı. Protokol tribününde de yer almadı. Kayserispor Kulübü’nün tahsis ettiği bir locada müsabakayı izledi. Dönüş yolunda takım uçağına davet edildi, teknik direktör ve futbolcuları kutlamak üzere o uçuşa katıldı.
Mustafa Cengiz’in (ve yönetimdeki arkadaşlarının) yönetim kurullarında dirsek çürütmeden, sorumluluk almadan doğrudan Galatasaray başkanlığına (ve yönetim kuruluna) seçilmesi, elbette ben dahil herkesin yadırgadığı bir durum. Bu duruma Ünal Aysal’ın adaylığı sırasında da itiraz etmiştim. Cengiz’in ekibindeki dostlardan biri, “Biz yıllardır Galatasaray’ın içindeyiz. Gündelik sorunları da, büyük sorunları da biliyoruz. Hazırlığımızı yaparak geldik. Şu da unutulmamalı ki, değişmeyen tek şey değişimdir. Galatasaray’da değişim zamanı gelmişti. Kongre de böyle karar verdi” diyor. Aysal - Cengiz ikilisini tek kalıba sokmak da doğru değil. Şu kadarını söyleyeyim, Mustafa Cengiz’in egosu yok. Aysal’ın tüm nezaketine rağmen baş edemediği egosu vardı.
Dursun Özbek’in kulüp yönetiminde çok önemli bir yer tutan siyasetçiler ve devlet adamlarıyla ilişkisinin “kusursuz” olduğunu söyleyen, bu nedenle yeni Başkan Mustafa Cengiz’de eksiklik iması yapanlar da var. Cengiz’in özgeçmişini biraz inceleyenler, Mülkiye diplomasının yanına kamu hizmetindeki tecrübesini de görebilirler. Tansaş genel müdürlüğü ve Belediyeler Birliği genel sekreterliği buna örnek. Öte yandan hem siyasetçilerle, hem de devlet adamlarıyla yakın ilişki içinde olduğu da biliniyor.
Bugünkü devir - teslim töreninden sonra Galatasaray’ın gerçekleri ortaya çıkmaya başlayacak. Onlardan en önemlisi yaygınlaşan şu dedikodu: Kulüpten 100 milyon TL kişisel alacağı olan Başkan Özbek, Pazartesi günü yönetimini acilen toplayarak Galatasaray Sportif AŞ’deki kulüp hisselerinin yüzde 29’una temlik koymuş. Böyle bir alacağı güvence altına almak elbette Özbek’in hakkı.
Mustafa Cengiz’e pazartesi günü bir telefon geliyor: Sayın Başkan basketbolcuların üç aylık birikmiş alacağı var. Toplam 750 bin dolar. Bu parayı ödemezseniz, parkeye çıkacak oyuncu ve takım bulamazsınız!”
Olaya buradan bakarsanız, Galatasaray’da finansal tablo umutsuz. Futbol şubesinde de en az 6 milyon Euroluk ödeme var.
Bazı Galatasaraylılar, durumu “Ceset” olarak tanımlıyorlar. Ardından ekliyorlar “- Ama bizde cesaret de var. Her zaman bir cesur adam bulunur!”
O adam, bugün başkanlığı devralacak olan Mustafa Cengiz. Başarılar dileriz.

Haberin Devamı

Özbek neden kaybetti?

Haberin Devamı

1) Erken seçime gittiği için.
2) Gerekçesini açıklayamadığı için.
3) Tüydüler söylemiyle kalp kırdığı için
4) Mevcuttan daha zayıf bir liste hazırladığı için.
5) Listeyi hazırlayanların çıkarlarına uygun adamları tercih ettikleri için.
6) Point Otel’deki etkinlikte üyelere üçlü çektiremediği, üçlüyü bilmediği için.
7) 1200 imzacıyla birlikte eski başkanlar Faruk Süren ve Adnan Polat’ın Mustafa Cengiz’i desteklediği için.
8) Galatasaray Lisesi mezunları adına 400 imzalı bildiriyle, lisenin oy bezirganlığında kullanılması protesto edildiği için.

Haberin Devamı

TKBV’de başkanlık bilmecesi

Dursun Özbek’in Galatasaray başkanlığını kaybetmesi, Türkiye Kulüpler Birliği Vakfı başkanlığını da tartışmaya açtı.
Birliğin kurucu üyelerinden TFF eski başkanı hukukçu Levent Bıçakçı, “Bence görev süresini tamamlayabilir” diyor. Spor Hukuku uzmanlarından Alpay Köse dostum ise, “Birliğin kendine yeni bir başkan seçmesi gerekir. Galatasaray Başkanlığı’nı kaybetmesi nedeniyle, kurumsal temsile dayalı kimliği de kalmamıştır” diyor.
TKVB vakıf senedini inceledim. Hayret, senette başkanlık diye bir madde yoktu. Yönetim Kurulu’nun bir başkan, iki başkan vekili ve bir genel sekreter seçeceği biliniyordu ama, başkanın çekilmesi halinde ne olacağı bilinmiyordu.

Galatasaray: Ceset ve cesaret

İşte yılın fotoğrafı

Aziz Yıldırım ile Mehmet Ali Aydınlar arasında 3 Temmuz sürecinde yaşanan ve günümüze kadar sarkan gerilimleri herkes biliyor. Burada tekrarlamanın gereği yok. Çünkü barıştılar.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, tıpkı Aykut Kocaman olayında olduğu gibi geri adım atarak bir olgunluk gösterdi. Geçen hafta da Fenerbahçeliliği tartışma konusu yapılan Mehmet Ali Aydınlar’ı arayarak ACIBADEM forma reklamı anlaşmasını yaptı.
Maddi- manevi çok değerli bir olay. Bir sürü de yorum var: Efendim, Başkan Ali Koç’a karşı bir seçim hamlesi yapıyormuş... Mehmet Ali Aydınlar da TFF Başkanı iken Fenerbahçe’ye verdiği zarar (!) için tazminat ödüyormuş. Her şeyi bilen, her olaya ahkam kesen bazı sosyal medya fenomenleri, maalesef yine altın yumurtlamaya başladı.
Hepsini bir kenara itiyor ve yılın fotoğrafını alkışlıyorum. Çünkü o fotoğrafta BARIŞ var.

Zeytin Dalı’na saygı

Tahincioğlu All Star basketbol etkinliğine giden bir dostum, “Salonda her şey mükemmeldi. Organizatörler son derece başarılıydı. Sporcular, bireysel becerilerini sunarken harikalar yarattılar. Ama yine de coşku yoktu. Bir şeyler eksikti” dedi. O eksikliğin nedenini de şöyle açıkladı: “Basketbolseverler, Zeytin Dalı harekatındaki Mehmetçikler’e saygı duydukları için ölçülü davrandılar.”
Gözbebeklerimiz Mehmetçikler’e biz de sevgilerimizi ve dualarımızı gönderiyoruz.

KORKUT GÖZE

O bizim deplasman arkadaşımızdı. Beşiktaş’ın uçtuğu her yere aynı uçakla gider, birlikte yemek yer, dertleşip şakalaşır ve sıcacık dostluğundan pay alırdık. Onurlu bir meslektaşımızdı. İşine engin bir saygıyla sarılır, dostlarına tükenmeyen sevgisini sunardı.
Yine bir deplasmanda (!) buluştuk. Onunla Silivri’de vedalaştık. Rahat uyu, güzel uyu... Işıklar içinde uyu arkadaşım.