Önce savunma sinyali verdi, “Gece gündüz savunma çalışmalıyız” dedi. Çalıştılar. Yetmedi, sezon ortasında yerli - yabancı demeden yeniden yapılanma sürecini başlattı. Dany’ler, Amrabat’lar, Engin’ler gitti, Salih’ler, Veysel’ler, Burdisso’lar, Telles’ler geldi. O da yetmedi, takımı üçlü, beşli, santrforları tekli, çiftli oynatmaya başladı.
Sonuç şu: Galatasaray Roberto Mancini döneminde TT Arena’yı gücün “gösteri alanı” olarak kullanabilir, taraftarının desteğiyle kendi çöplüğünün horozu olabilir ama...
...bu deplasman zaafiyetiyle ne şampiyonluğu kovalar, ne de Chelsea’yi eleyebilir.
Antalyaspor’la dördüncü kez karşılaştı Mancini... Samet Aybaba karşısında beraberlikten fazlasını elde edemedi.
Aybaba, Diarra ile Semih’i birbirlerinin alternatifi olarak değil, tamamlayıcısı olarak oynatmayı denese, ev sahibi takım belki de üç puanın sahibi olacak, İtalyan Hoca’ya bir ders verecekti. Öyle yapmadı, elindeki avantajı telaş ve panikle kaybetti, Mancini ile birlikte beraberliğe razı oldu.
Oyuna hızlı başlayan, Burak’la çok erken gol bulan Galatasaray, yeni transferi Alex Telles’in sol kanattan yaptığı atakla sihirli bir gösteriye imza attı. Sneijder’in usta kurgusuyla Telles’in çizgiden yaptığı asist Burak’ı golle buluşturdu. Sonrasında da Galatasaray baskılı oyununu sürdürdü. Ne var ki Antalyaspor vazgeçmiyordu. Oyundan kopmadılar. Rakiplerinin üzerine gittiler. O gidişlerde Galatasaray’ın savunması pul pul dökülmeye başladı. Tita’nın beraberlik golünde Burdisso, ikili mücadeleyi kaybetti, teslim oldu. Diarra’nın geliştirdiği atakta ise Ceyhun’un kendi kalesine attığı gol, doğrudan Telles’in acemi telaşından doğdu.
Galatasaray, Melo, Selçuk, Sneijder, Drogba ve Burak’la müthiş bir hücum beşlisine sahip ama, bu beşli oyunun savunma zahmetlerine ortak olamıyor. Ceyhun’u savunmanın ön sigortası olarak görevlendiren İtalyan Hoca, Melo’ya hücum ağırlıklı yeni roller biçerken, orta alanda bir gedik açtığını henüz görmüyor.
Drogba adı ve karizmasıyla açıklanabilecek bir oyun oynamıyor artık. Emekli kontenjanından yavaşlama sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Belki derbi maçlarında eski kimliğine dönebilir. Chelsea maçları ise kesinlikle onun gösterisi olacak. Peki daha fazlası? Kimse fazlasını beklemesin!. Deplasmanda ligin son sıralarındaki iki Kayseri takımından başkasını yenemeyen Galatasaray, şampiyonluk yarışına gerçekten ortak olabilir mi ? Bu oyun anlayışı değişmezse çok zor!... Hele Chelsea maçları... Bu savunmayla Drogba’yı da mahcup ederler. Benden söylemesi!