Beşiktaşlılar, ne kadar yansa yeridir... Bunca deplasman başarısı, dünkü 12. taşra galibiyetine rağmen ancak üçüncülük hesapları yapabiliyorlar... Başkan Yıldırım Demirören, hafta içinde üst üste verdiği demeçlerle bir anlamda “hakem kurbanı” olduklarını söylüyor. Elbette hakemlerin hata üstüne hata yaptıkları, kimseyi mutlu edemedikleri bir sezon geçirdik. Ama buradan, Beşiktaş’ın şampiyonluğunu düdük ehlinin gasp ettiğini çıkarmak pek adil bir davranış olmaz. Beşiktaş’ta da başkandan masöre kadar herkesin özeleştirisini yapması gerek...
Ankara’daki maça Ertuğrul Sağlam, “sağlam” bir onbirle çıktı. Savunmanın önünde Cisse ve Tello ile çift ön libero görevlendirip kanatlarda Serdar Özkan - Aydın doğrusuyla, ileri uçta Delgado, önünde Nobre düzenini oluşturdu. Ankaragücü’nün orta alanı kalabalık tutan, zaman zaman beklerini de mücadeleye katan, Bebbe ile gol arayan tercihlerine karşılık Beşiktaş’ta en başta Delgado, sürekli topu hücumda tutup kaleye yönelme adına daha akıllı bir işbirliği göze çarpıyordu.
Hakem Hüseyin Göçek’in verdiği penaltıya itirazım yok. Vermese de sesim çıkmazdı. Beşiktaş, baskısının karşılığını bu penaltıyla görüp rahatladı. İkinci yarıda da oyunu kendi kontrollerinde tutup sıkça gol pozisyonlarına girdiler. Bir duran toptan Tello ile Şilili’nin özlediği golü buldular. Hakan Kutlu ve ekibinin ligdeki pozisyonu artık bu maçı çevirmeye yetmezdi.
Buruk bir galibiyet bu... Beşiktaş, Büyükşehir Belediye, Oftaş, Sivas maçlarından birini kazanabilseydi bugün nerede olurdu, bilen biliyor... Çare transfer değil, iyi bir takım oyunuydu. Bunu ancak dün oynayabildiler mi ? Galiba !..