Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öncelikle skor tabelasına önem vermediğimizi belirtelim... Hollanda - Türkiye maçı, FIFA’nın tüm dünya için belirlediği programa uygun olarak oynanan bir hazırlık müsabakası.
Bizim açımızdan 2012 Avrupa Şampiyonası eleme grubu maçlarından daha uzak, ama 2014 Dünya Kupası elemelerinden daha yakın vadeli bir değişim planının, alternatif arayışının ilk örneklerini izledik...
Milli Takım’ın yerleşik ya da aşina oyuncularının sayısı 6 idi başlangıçta. Beş yeni oyuncuyla maça başladık...
Maç oynanırken, “Emre’nin, Aurelio’nun, Semih ya da Halil’in, Arda’nın, Tuncay’ın alternatiflerini bulabilir miyiz?” sorularını tekrarladım zihnimde. Adı geçenlerden hiçbirinin bire bir yerlerinin dolduğunu söylemek kolay değil...
Ama yenilerden her biri alternetif olacaklarını hepimize hatırlattılar. Hiddink’in kadro seçiminde daha geniş bir kadrajla daha fazla aday oyuncuya sahip olduğunu gösterdiler. Hepsi de iyi niyetle, heves ve samimiyetle oynadı...
İlk kez bir arada oynayan bu çocuklara sert ve keskin eleştiri yapamayız... Gayretlerini takdir ettik. Sakatlık ya da ceza hallerinde umutlarımızın ve çarelerimizin tükenmeyeceğini, yolumuzun kapanmayacağını anladık...
Ayrıntılara bakarsak...
Kaleci Volkan iyi bir maç çıkardı, yediği golün dışında en az üç tane de kurtardı. Kayserili Serdar savunmada başarılıydı. İsmail Köybaşı’nın yaptığı bireysel hata golle sonuçlandı.
Milli Takım’ın Sabri, Gökhan, Hamit’le sağda oluşturduğu uyumlu ve etkin oyunu sol kanatta göremedik. Orada İsmail, Nuri ve Burak birbirlerinden kopuktular...
Orta alanın göbeğinde Selçuk İnan her an hazır olduğunu bir kez daha gösterdi.
Nuri Şahin’in Dortmund’daki lider oyunculuğunu bu maça taşıyamaması dikkatimizi çekti. Belki de ortada ve içeride değil, kenarda kaldığı için verimli olamadı. Attığı bir kaç derin pas gözümüzü okşadı, o kadar...
Umut’un fırsat kollayan baskılı oyun anlayışı olumluydu. Çok az şut attı, iki kez pozisyona girdi ama değerini ortaya koydu.
Özetle kendi adıma dünkü kadronun Hiddink’in vizyonuna katkıda bulunacağına inandım...
Oyunun son dakikalarında Milli Takım’ın üst üste yakaladığı gol pozisyonları ve rakip üzerinde yoğunlaşan baskısı heyecan yarattı. Engin, Mehmet ve Kazım’ın katkıları da olumluydu.
Şaka değil, Dünya Kupası 2010’un finalisti bir takımla oynadık... Üstelik onlar bizim kadar değişmiş değillerdi...