Maşallah, sineğin yağını bile çıkarıp pazarlayacak harika bir endüstriyel futbol anlayışımız var. Parlatılarak, pazarlanarak servise konan son ürünümüz, ”Kim çıksın, kim girsin?” oyunu... Maçı izlerken sürekli anons edilerek futbolseverler izledikleri oyuncular arasından oyundan çıkması ve oyuna girmesi gerekenleri SMS’le bildirmeye davet ediliyor. Oyun içinde yapılan değişikliklerin halkoyuna (!) ne kadar uygun olduğu dayanılmaz bir coşku ve sosyal paylaşım (!) duygusuyla aktarılıyor.
Sanırsınız ki, Carvalhal ile Fatih Terim de futboldaki demokratik eğilimlere göre gerekli değişiklikleri yapıyorlar.
Gelin görün ki Galatasaray’da Ayhan’ın yerini alan Sabri ile Beşiktaş’ta Veli’nin yerine oyuna giren Necip, SMS’ten oy çokluğuyla, sahadan da sakatlanarak çıkıyorlar. Şimdilik kim sakatlansın, kim kalsın anketi yapılmadığına göre futbolun doğası hükmünü icra ediyor.
Her neyse...
İnönü’deki derbi, ev sahibine ikinci kez “tek puan yeter!” dedi.
Fenerbahçe maçında dört gol vardı, oyunda olmasa da skorda zenginlik söz konusuydu. Dün dolu dolu bir oyun izledik. Zengin olmasa da seyre değer bir şeyler vardı ama, gol yoktu!
Her iki taraf golleri inanılmaz ustalıkla (!) kaçırırken kurtaranlar da vardı elbet...
Örneğin Muslera... Harika reflekslerle, ustaca yer tutuşlarıyla en az üç golü önledi. Cenk’in de o tip bir kurtarışı var.
Peki savunmalar ?
Öylesine korku dolu anlar yaşatmadılar. Büyük hatalar yapmadılar. Yine de Galatasaray’da Semih’i, Beşiktaş’ta Sivok’u beğendiğimizi söylemeliyim.
Melo ve Aurelio bu maçın pasif ve vasat oyuncularıydı. Ama Selçuk ve Ernst orta alana heyecan kattılar.
Portekiz çetesi, evet heyecan yaratıyor, oyuna renk katıyor, ama skor tabelasında fazla etkili olamıyor. Topla bu kadar ustalık gösterenlerin o topa üretken bir vuruşla dokunamaması da çok garip doğrusu.
Süper Lig’de “yenemiyorsan yenilme” anlayışı iyidir de, ikili averajı unutmamak gerekiyor, Beşiktaş, sahasında derbi kazanamamanın acısını çekebilir ligin sonunda. Hem unutmayın, bu ligin sonunda play-off’a kalacak takımlar da bakarsınız, ikili averajla belirlenebilir.
Golsüz maçın en güzel yanı Çarşı’nın, Van’a gönderdiği sevgi mesajlarıydı. Van için soyunup unutmadıklarını gösterdiler.
Keşke rakip Galatasaray taraftarları da orada olsaydı. Kimbilir, belki de kavga etmezler, birlikte soyunurlardı. Bu güzeliği yaratma ihtimalini çaldılar. Çok ayıp oldu!