Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şimdi şapka çıkarmanın zamanı... Önce kazanana, sonra her iki takıma, oynayanlara.
Fortis Türkiye Kupası’nın tarihine, geleneklerine, ezeli rekabete yakışan bol gollü bir final oldu.
Ligdeki gel- git heyecanlara inat, Kupa’nın da farklı bir tadı vardı. İzmirliler, Egeliler doya doya alkışladılar.
Alkışların çoğunu elbette hemşehrileri “Büyük Mustafa”ya ayırdılar, Denizli’ye.
Hiç itiraza, talihsizliğe, tek kişilik hataya ya da şansa bağlanıp yorumlanmayacak kadar net bir derbi galibiyeti oldu bu.
Sezonun ilk derbi galibiyeti hem de. Süper Lig’de yenemediği, iki kez mahcup ve yenik düştüğü Fenerbahçe’yi Fortis’de inanılmaz bir ihtirasla yendiler.
Yine Fenerbahçe’nin ayağa paslarla, inanılmaz rahatlık ve özgüven duygusuyla Beşiktaşlıları kızdırıp sinirlendirdiği bir derbi olarak başladı final. Beşiktaş oyuna giremiyor, çaldığı topları da iki pas yapamadan kaptırıyordu. Bu tuhaf dağınıklık ortamında birinin ayağa kalkıp öne çıkması, durumu radikal bir müdahaleyle değiştirmesi gerekiyordu.
Yusuf’tu o adam... Volkan’ı hiç de beklemediği bir anda uyutarak, sinsice avladı. Ama çok geçmeden Güiza golü geldi. İbrahim Toraman’ın, Sivok’un hesapsız ve tedbirsiz şaşkınlığını affetmedi.
Yine aynı hatalar, yine savunmada bırakılan boş alanlar, kademe yanlışları...
İkinci yarı başlarken, Toraman, yerini İbrahim Üzülmez’e devretmişti. Ekrem savunmanın sağına yerleşti, oyuna bir ölçüde denge geldi. Roberto Carlos ve Uğur’un hamlelerine, Gökhan Gönül’ün çıkışlarına yolu kapattı Beşiktaş.
Takım olarak direnir, mücadele eder ve skordaki dengeyi bozmaya çalışırken, sezon başından beri ilk kez, bireysel yıldızlarıyla da sivrilmeye, parlamaya başladı Beşiktaşlılar... Bobo, Tello, maçın başından beri kendini paralayan Holosko, çok farklı ağırlıklar koydular oyuna... Bobo’nun gollerini Holosko’nunki izledi.
Ama Yusuf... İlle de Yusuf... Bobo’ya attırdığı golde Gökhan Gönül’den çaldığı top ve yaptığı asist, derslikti.
Hayır, Fenerbahçe ne Alex’le, ne Semih’le, ne de Güiza ve Emre ile karşılık verebilirdi bu oyuna. Beşiktaş yayından çıkmış ok gibi oynadı ve bitirdi.
Derbi hasretini, yani!
Kupa’yı almak, onlar için kimi zaman bir teselli ikramiyesi, kimi zaman da Lig’in bonusu oldu. Dün büyük hedefe koşarken, kazandıkları bir etap gibi oldu final.
Fenerbahçe’ye gelince...
Taraftar Necip Fazıl’ın şiirini asmıştı tribüne: “ Ne hasta bekler sabahı...” diye başlayan... Kupa hasretini anlatıyorlardı. Haklıydılar.
O şiirin ikinci dörtlüğünde bitiş dizesi şöyledir : “Gelme artık, neye yarar!”
Evet, hasret sürer... Bu yılın macerası da İzmir’de biter!