Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk futbolunun gerçekleri, topun görünmeyen yüzünde yaşanıyor.
Türkiye’deki futbol, futbolseverleri tatmin ediyor mu? Milyonlar, milyarlar harcadığımız, inanılmaz ayrıcalıklarla hayatımızın öncelikleri arasına kattığımız futbolda teknik direktörler, antrenörler ne durumda? Dünya futbolu hızla değişirken bizimkiler o değişime ne kadar ayak uyduruyor?
Bu “gereksiz” (!) sorularla adeta topun görünmeyen yüzüne çekilmiş önemli bir futbol adamını aradım... İşte anlattıkları:
“- TFF her yıl düzenli olarak antrenör eğitimi veriyor. 2006’dan beri UEFA’ya akrediteyiz. Onların tanıdığı ve kabul ettiği eğitim etkinliklerini sürdürüyoruz. Ancak yılın 250 gününü kapsayan, şehirden şehire taşınan, otellerde yaşanan bu organizasyon istenen, beklenen kalitede mi? Hayır. Türk antrenörleri, öğrenmeye değil, diploma almaya geliyorlar. Yaşları 70’i aşmış İngiliz hocalar bu oyuna yeni bilgiler katacak durumda değil. “
“- UEFA’nın her yıl tekrarladığı, önemli teknik direktörlerin katıldığı gelişim seminerleri devam ediyor. Ancak bu seminerlere davet bekliyor meslektaşlarımız. Geçen yıl Şenol Güneş hocamız davetle katıldı. Kendiliğinden gerek görerek katılan var mı, sanmıyorum. “
“- 40-50 yıl önce Avrupa ile aramızdaki fark neyse, bugün de aynı. Çağdaş futbolu da onları da yakalayamadık. Futbolda sağladığımız başarılar tatmin edici değil. Ligimiz tat ve keyif vermiyor. Çoğunlukla endüstriyel ligleri izliyorum. Seyrettiğim üç maçtan ikisinde gerçek futbol keyfini alıyorum.”
“-Kariyerimi yurtdışında sürdüreceğim. Türkiye’deki futbol ortamına 1 miligram güvenim yok. Kendimi bu ortamda eskinin “zencilerinden biri” olarak görüyorum. Sistem tarafından dışlanmış durumdayım. Haksızlıklara uğradım, bozuk para gibi harcandım. Bu konuda kimsenin vicdanı sızlamadı, görmezden gelerek rahatladılar. Çalıştığım kulüpte yöneticiler, personel ve medya üzerimden bir tır gibi geçtiler.”
“- Kör değilim... Elbette seyrettiğim maçlarda keyif aldığım birkaç takım var. Türkiye’de rakip kaleye en hızlı giden takım Sivasspor. Bunu sürekli yaptıklarında daha da yukarı çıkacaklar. Beşiktaş gaza bastığında çok iyi bir takım. Trabzonspor yetenekli oyuncularla güzel bir macera yaşıyor. Gelişeceklerini düşünüyorum. Galatasaray’ın maalesef yürüyecek hali yok. Sergen Yalçın Türkiye’ye çok uygun, başarılı bir hoca. Oyuncuya dayalı başarı arayışları var. İyi yolda ilerliyor. Ancak ben “Hadi koçum” biçimindeki duygusal hamlelere inanmıyorum. Bu anlamda Erol Bulut, belki de en disiplinli hoca. Savunmacı karakteri başarısında önemli bir etken.”
“- Bence yılın en büyük çelişkisi şu: Milli Takım eleme gruplarında görülmemiş bir başarıyı yepyeni kadroyla yakaladı. Avrupa Ligleri’ne katılan dört takımımız ise beşer maç oynadı. Ortadaki 60 puandan ancak 10-12’sini alabildiler. Bu tablo sizi düşündürmüyor mu?”

Haberin Devamı

O faulü kim ısmarladı?
Beşiktaş- Kayserispor maçının 74. dakikasında Atiba’nın yerine oyuna giren Oğuzhan, topla ilk buluşmasında Kayserisporlu rakibine faul yaparak sarı kart gördü.
Böylece isteğini ve ihtirasını herkese gösterdi. Takımın bir parçası olduğunu, aidiyetinden hiçbir şey kaybetmediğini anlatmaya çalıştı.
Sahi, nasıl bir fauldü o? Söyleyelim: Ismarlama bir fauldü. Abdullah Avcı, oyuncusunu sahaya sürerken, “Haydi, gir ve oyna. Faul yap, kart gör... Bu takımda var olduğunu göster” dedi. (Birinci ağızdan bilgi)... O da hocanın dediklerini aynen yaptı. Sonrasında bir asistle Burak’a ikinci golünü de attırdı... Daha da sonrasında, maç bittiğinde Beşiktaş taraftarlarının isteğiyle “üçlü” çektirdi. Galiba küslük bitti!

Haberin Devamı

Atletik dedikodular
İlham Tanui Özbilen, Katar’daki Dünya Şampiyonası’na katılmayıp “para ödüllü” yarışmada rekor kırmış. Atletlerin önceliği değişiyormuş.
Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintımar, dopingden ceza almış atletlerle tanıtım ve eğitim turlarına katılıp onları adeta ödüllendiriyormuş!
Atletlerin Kenya kampı da normal süre ve çalışma ölçülerinin dışında, çok uzamış.
Fatih Çintımar aleyhinde sert rüzgarlar esiyor. Sayın Başkan ve iddia sahipleri konuşsunlar da anlayalım.

Haberin Devamı

Mor Tırnaklı Efe
Kadına karşı şiddetin önlenmesi için herkes bir şey yaparken, ben de sağ el serçe parmağımı boyadım. Kadınlara saygıyla yalnız olmadıklarını onları desteklediğimi bildirmek istedim. Amacım, popüler bir kampanya değildi. Yine de kutlayan, katılan dostlar oldu. Yarım asırlık dostum Ali Kocatepe ve eşi Aysun, Cumartesi gecesi Touche’deki “Küçük Bir Aşk Masalı” konserinde ülkenin tüm kadınlarına destek verdiler. Bu arada Aliciğim de tırnağını boyadı. “Mor Tırnaklı Efe” oldu. Malum ya, kendisi Kurtuluş Savaşı Kahramanı Ali Çavuş’un oğludur. Aysun ve Ali... Teşekkürler.

ROMA’DAN BAKÜ’YE
Avrupa Futbol Şampiyonası’nın anlaşılmaz, bilmecelerle dolu Platini özürlü organizasyonunda A Grubu’nda İtalya, İsviçre ve Galler’le buluştuk. Eşleşme ve fikstürün güzel yanı 12 Haziran’da İtalya ile yapacağımız açılış maçı. Roma’dan Bakü’ye geçip kendi evimizde (!) İsviçre ve Galler’le oynayacağız. Güzel ve normal bir kur’a bu... Gruptan çıkabiliriz, grup sonuncusu da olabiliriz. Kimse “dişimize göre” ezberine kaptırmasın kendini. Sonrasında hayal kırıklığının etkisi kötü oluyor. Her türlü sonuca hazır olalım, keyif almaya çalışalım, yeter.